• notifications1
  • menü

Bugün : 28 Mart 2024 Perşembe

EKOLOJİK TARIMDA ZARARLILARLA BİYOLOJİK SAVAŞ

İnsanlar, çevrelerinde bulunan canlıları kendileri ile olan ilişkilerine göre isimlendirmişlerdir. Dolayısıyla besinlerine, giysilerine, eşyalarına, yetiştirdikle ri bitkilere ve ürünlerine ortak her türlü canlıya zararlı, bu zararlıları öldüreıı ya da yok eden canlılara, bitkilerde döllenmeyi sağlayan, toprak yapısını iyileştiren ya da ürünleri ile insanlara doğrudan yararlı olan canlılara yararlı adını vernıişlerdir.

 

Hayvansal kaynaklı zararlı organizmalar kültür bitkileri ve ürünleriııi kemirip yemek, bitki özsuyunu emmek, bitki dokularını çürütmek, bitki hastalık etmen lerini sağlam bitkilere taşımak ve salgıları ya da pislikleri ile ürünleri kirletmek, kaliteyi düşürmek suretiyle ekonomik kayıplara neden olurlar. Hastalık etmen Jeri, zararlılar ve yabancı otlar tarafından kültür bitkilerinde meydana getirilen yaklaşık % 35 civarındaki zararın yine yaklaşık % 14'ünün zararlılar tarafından meydana getirildiği kayıtlıdır. Yurdumuzda kültür bitkileri ve ürünlerinde zarar meydana getiren hayvansal kaynaklı organizmaların tür sayısının yaklaşık 500 kadar olduğu ve bunların ancak yarısının ekonomik önem taşıdığı bildirilmektedir.

 

Zararlılar olarak adlandırılan hayvansal kaynaklı organizmaları yok ederek yaşamını sürdüren yararlılara doğal düşmanlar adı da verilir. Bu yararlı organizmaları yani doğal düşmanları yöneterek ve kullanarak yürütülen savaş yönteme de biyolojik savaş denir.

 

12.1. Biyolojik Savaş

Zararlılar üzerinde onlar aleyhine çok sayıda organizma yaşar. İşte kültür bitkilerinde zararlılar aleyhine yaşayan organizmaları kullanmak suretiyle zararlı populasyonunu ekonomik zarar eşiği altında tutmak amacıyla yapılan çalışmalara biyolojik savaş adı verilir. Ekonomik zarar eşiği, herhangi bir zararlıya karşı savaşın gerekli olduğu en düşük zararlı populasyonudur. Bu populasyon yoğunluğunda savaş için harcananlarla. savaş sonucu elde edilecek ürünün değeri eşittir. Biyolojik savaş yöntemi de tanımında da belirtildiği gibi zararlı populasvonlarını ekonomik zaıar eşiğinin altında tutmayı amaçlar.

 

Biyolojik savaşın temelini doğal dengenin korunması, eğer bozulmuş ise sağlanması oluşturur. Doğada yararlılar ve zararlılar belirli bir denge içinde yaşarlar. Biyolojik savaş bu dengenin uzun süre korunması ile başarılı olabilir.

  • Bu dengeyi bozan unsurların başında insan gelir ve kültür çeşidinin değiştirilmesi, uygun olmayan savaş yöntemlerinin uygun olmayan zamanlarda ve şekillerde devreye sokulması gibi nedenlerle bu denge bozulabilir.
  • Biyolojik savaş çevre sağlığına olumsuz etkisi olmayan bir tarımsal savaş yöntemidir.
  • İnsanlara, evcil hayvanlara zararlı bir etkisi yoktur.
  • Biyolojik savaştayalnızca hedef alınan zararlı etkilenir.
  • Biyolojik savaşta zararlıların dayanıklılik sorunu yoktur.
  • Biyolojik savaş ilk yapılan belirli bir çabadan ve masraftan sonra kendi kendini sürdürme özelliğindedir. Bu nedenle düşük maliyetle amaca ulaşmayı sağlar. Hatta denge kurulduktan sonra masraf gerektirmez.
  • Biyolojik savaş etmenlerı oldukça aktif olup, zararlıların düşük populasyonlarında da varlıklarını surdurebıldıklerı gıbı, konukçularını arayıp bulma ozellıgıne sahiptirler ve üreyip çoğalarak kimyasal savaşın tersine, gittikçe artan bir etkiye sahiptirler.

 

Ancak biyolojik savaş yöntemi tüm bu olumlu özelliklerinin yanısıra, bazı olumsuzluklara da sahiptir. Tüm zararlıların onları baskı altında tutacak etkili bir doğal düşmanı yoktur. Ayrıca biyolojik savaş çalışmalari belirli bir bilgi birikimi, iyi bir iyoloji. entomoloji ekoloji bilgisi gerektirir. Yürütülen biyolojik savaş çalışmalarında, biyolojik savaş etmeninin, zararlıyı baskı altına alabilmesi için çevre faktörlerine, kültür bitkisinin, zararlının ve kullanılan doğal düşmanın türüne, uygulanan diğer savaş yöntemlerine bağlı olarak belirli bir sürenin geçmesi gerekir. Bu süre içerisinde belirli bir zarara da katlanmak gerekebilir. Bu özellikle doğal dengenin kurulması istenen çok yıllık bitki türleri için geçerlidir. Bu nedenlerle biyolojik savaş sabır gerektiren bir yöntemdir.

 

12.2. Biyolojik Savaş Etmenleri

Doğal düşmanlara, biyolojik savaş çalışmalarında doğrudan kullanılmaları durumunda Biyolojik savaş etmeni adı verilir. Biyolojik savaş etmeni olarak kullanılan organizmalar başta böcekler olmak üzere, akarlar, omurgalılar, salyangoz ve mikrobiyal savaş etmenleri adı da verilen fungus, bakteri, virüs, protozoa, rickettsia, nematod' lardır. Biyolojik savaş çalışmalarında sıklıkla kullanılan doğal düşmanlar başta böcekler olmak üzere, akarlar ile fungus, bakteri ve virüslardır.

 

Biyolojik savaş etmeni böcekler ya parazitoit ya da predatör olarak yaşarlar. Yaşamını tek bir zararlı böcek üzerinde tamamlayan ve onu belirli bir süre sonunda öldüren organizmalara parazitoit adı verilir. Yaşamını birden fazla böcek bireyi üzerinde tamamlayan organizmalara predatör adı verilir. Bu yararlı böceklerin beslendiği zararlılara da konukçu adı verilir. Parazitoitler konukçularında ya iç ya da dış parazitoit olarak yaşarlar. Parazitoit böcekler konukçularında saldırdıkları döneme göre de; yumurta parazitoiti, larva parazitoiti, pupa parazitoiti, ergin parazitoiti, yumurta-larva parazitoiti, larva-pupa parazitoiti gibi isimler alırlar. Bu arada bazı böcekler, parazitoit böceklere saldırır ve onları öldürerek parazitoitler aleyhine yaşarlar, bunlara da hyperparazit adı verilir ve biyolojik savaş çalışmalarında istenmezler.

 

Biyolojik savaş etmeni olan omurgalılar balıklar, kuşlar vb. ile salyangoz ve akarlar da predatör olarak yaşarlar.

 

Mikrobiyal savaş etmenleri, fungus, bakteri, virus, protozoa, rickettsia, nematod gibi organizmalar konukçuları olan zararlılarla parazitik bir ilişki içerisindedirler ve bunlara entomopatojen organizmalar, hastalık etmenleri adı da verilir.

 

 

12.3. Biyolojik Savaş Yöntemleri

Biyolojik savaşı, biyolojik savaş etmenlerinin üretilerek gerektiğinde zararlılara karşı bir pestisit gibi uygulandığı bir savaş yöntemi olarak anlamamak gerekir. Biyolojik savaşın amacını temel olarak doğal dengenin kurulması ve korunması oluşturduğu için, biyolojik savaş yöntem leriniıı başında doğal düşmanların korunması gelir. Böylece doğada var olan biyolojik savaş etmenlerini koruyarak destekleyerek kullanmak gerekir. Doğal düşmanların popülasyon larının korunması amacıyla. bahçelerin kurulması sırasında dikim aralığı gibi bazı özellikler üzerinde durulması, bahçe kenarlarına çit ya da rüzgarkıranların dikilmesi, özellikle zararlı ve hastalıklara karşı kullanılan pestisitlere (ekolojik tarımda kullanımına izin verilenler de dahil olmak üzere) dikkat edilmesi, doğal düşmanların bulunduğu bitki artıklarının yakılmaması, yoncaların şerit halinde biçilmesi, turunçgillerin birer sıra atlanarak ilaçlanması ve beyazyağların yeğlenmesi gibi konulara özen gösterilir.

 

Biyolojik savaş yöntemi olarak ikinci sırada doğal düşmanların etkinliklerinin arttırılması gelir. Bu, daha çok böcek kaynaklı biyolojik savaş etmenleri için sözkonusudur. Bazı predatör böcekler ile tüm parazitoit böceklerin erginleri polen, balözü, bazı zararlı böceklerin salgıladığı tatlımsı maddeler ya da vücut sıvıları ile beslenirler. Bu nedenle erginlerin populasyonlarını koruyup, ömrünü uzatmak ve daha fazla yumurta bırakabilmelerini sağlamak için beslenmeleri önemlidir. Böylece, kültür bitkileri arasına bol çiçek açan, bol balözü ve çiçektozu taşıyan bitkilerin dikilmesi önem kazanır. Bahçe ve tarlaların tozlu kenar kısımlarında, özellikle parazitoit böceklerin faaliyeti sınırlıdır. Bunun için tozlu yollarııı asfaltlanarak ya da betonlanarak tozdan arındırılması ile doğal düşmanların etkinlikleri arttırılmış olur. Doğal düşmanlar kışı bazı bitkilerde yarık ve çatlaklar içinde geçirirler. Bazıları çevrede bulunan başka konukçu bitkiler ya da bunlar üzerinde bulunan değişik türde böcekler üzerinde populasyonlarını korurlar. Bu nedenle, bahçe ya da tarlaların çevresinde bu tip bitkilerin bulunması önem kazanır.

 

Doğal düşmanların populasyonlarının korunması ve etkinliklerinin arttırılması için alınan tüm önlemlere rağmen, zararlılar üzerinde baskı kuramamaları durumunda biyolojik savaş etmeninin populasyonunun arttırılması yoluna gidilir. Bunun için biyolojik savaş etmenlerinin kitle halinde üretilip zararlılara karşı salınması ve doğadaki populasyonlarının arttırılması gerekir. Bu iki şekilde gerçekleştirilir:

 

Yerli, varolan biyolojik savaş etmenlerinin doğadaki populasyonla rının arttırılması için kitle halinde üretilip salınmaları.
Yerli etkili doğal düşmanı olmayan zararlılar için bir başka ülkeden ya da ülkenin bir başka bölgesinden etkili biyolojik savaş etmeninin getirilip salınması. Ancak bu durumda dışarıdan getirilecek biyolojik savaş etmeninin geldiği yerde iklim koşullarına uyum gösterip göstermiyeceği, geldiği yerdeki diğer doğal düşmanlarla rekabete girip girmeyeceği ya da hyperparazitlerinin olup olmadığının iyi araştırılması gerekir.


Salım çalışmaları da iki şekilde gerçekleştirilir.

Biyolojik savaş etmenlerinin bir ya da birkaç kez salımları gerçekleştirilir ve yerleşerek doğal dengeyi kurması istenir. Buna aşılamalı salım yöntemi adı da verilir. Genellikle orman ve meyve bahçeleri gibi doğal düşmanın uzun süre etkili olacağı yani doğal dengeyi kurabileceği ortamlarda kullanılır.


Biyolojik savaş etmenleri sürekli olarak üretilerek belirli dönem lerde salıverilmeleri gerekir. Bu yerleşip doğal dengeyi sağlayamayan biyolojik savaş etrneııleri içindir. Ya iklime uyum sağlayamayan ve kışı geçiremeyen biyolojik savaş etmenleri için yapılır. Ya da seralar gibi, bitki üretiminin sürekli olmadığı dolayısıyla yararlıların periyodik olarak salınması gereken ortamlarda gerçekleştirilir. Ayrıca bu salim yöntemi tek döl veren zararlılara karşı tek yıllık bitkilerde de kullanılır. Buna boğma salım yöntemi adı verilir. Biyolojik savaş etmeninin düzenli olarak, bol miktarda salınmasını gerektirir.
Seralarda biyolojik savaş uygulamaları ayrıcalık gösterir. Kapalı ortamlar olan seralarda hastalık ve zararlıların yoğun olarak görülmesine karşın taşıdıkları fiziksel koşullar nedeniyle de biyolojik savaşın başarıyla uygulandığı ortamların başında gelir. Seralarda belirli sayıda zararlı türe rastlanır ve bunların hepsinin biyolojik savaş etmenleri mevcuttur. Seralarda belirli bir 'biyolojik savaş etmeni /konukçu" oranı ya da diğer bir değişle salim eşiği kullanılır. Üretim sezonu boyunca sık sık kontrollerin yapılması ve etmenlerin salımının yinelenmesi gerekebilir.

 

Zararlılar üzerinde yaşayan ve onları öldüren fungus, bakteri, virus, rickettsia, protozoa ve nematodlar gibi mikroorganizmalarla yapılan biyolojik savaş çalışmalarına mikrobiyal savaş denir. Entornopatojen mikroorganizmalar doğadaki doğal populasyonlarının korunması ile kendiliklerinden etkili olabildikleri gibi, kitle halinde üretilip bio preparat haline getirilerek, böcekleri öldürmek amacıyla ilaçlar gibi de kullanılabilirler. Bunların hepsi biyolojik savaş çalışmaları içinde yer alır. Fungus, bakteri, virus, protozoa ve nematod kaynaklı çok sayıda mikrobiyal savaş etmeninin biopreparatiarı geliştirilmiş olup, ticari olarak satılmaktadır.

 

12.4. Türkiye'de Biyolojik Savaş

Türkiye'de Biyolojik savaş çalışmalarının geçmişi çok eski değildir. İlk çalışmalar 1912 yılında başlamıştır. Bu çalışmalar o yıllarda yurtdışında eğitim gören bazı entomologların bazı doğal düşman türlerini Türkiye' ye getirmelerine yönelik çalışmalardır. Tüm dünyada olduğu gibi zararlılarla biyolojik savaş çalışmaları, yurdumuzda da 1960' lı yıllardan sonra hız kazanmıştır. Günümüzde Ziraat Fakültelerinin Bitki Koruma Bölümleri ile Zirai Mücadele Araştırnıa Enstitülerinin Biyolojik Mücadele Şubeleri tarafından yürütülmektedir. Bunlar genellikle, doğal düşmanların etkinliklerinin ortaya konması ve populasyonlarının arttırılmasına yönelik çalışmalardır. Her dört yılda bir Türkiye Entomoloji Derneği tarafından Biyolojik Mücadele Kongreleri düzenlenmektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalara bazı örnekler verecek olursak;

 

Türkiye'ye 1980' li yıllarda bulaşan ve turunçgillerde zarar yapan Defne beyazsineğine karşı Eretmocerus debachi Rose and Rosen (Hym., Aphelinidae)' nin ilk olarak A.B.D.' den Çukurova Bölgesi' ne, daha sonra Ege Bölgesi' ne getirilerek yerleştirilmesi; 1970'li yıllarda bulaşan Turunçgil beyazsineğine karşı, predatörü Serangium parcesetosum Sic. (Col., Coccinellidae Karadeniz Bölgesinden, Çukurova ve Ege Bölgelerine getirilmesi; parazitoiti Encarsia lahorensis (Howard) (Hym., Aphelinidae)' in Pakistan'dan Ege Bölgesi' ne, daha sonra Akdeniz Bölgesi' ne getirilmesi ; Buğday zararlısı süneye karşı parazitoitleri Trissolcus spp. (Hym, Scelionidae), Elma içkurdu ve Mısır kurduna karşı parazitoitleri Trichogramma spp. (Hym, Trichogrammatidae) ile yapılan çalışmalar vb.

 

Ayrıca Tarım ve Köyişleri Bakanlığı' na bağlı kuruluşların (Antalya' da Narenciye ve Seracılık Araştırma Enstitüsü, Adana Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü ve Muğla Tarım İl Müdürlüğü) Laboratuvarlarında Turunçgil unlu bitine karşı kullanmak üzere, (Col., Coccinellidae) ve Leptomasıir dactylopii (How.) (Hym., Encyrtidae) üretilerek, turunçgil üreticilerine satılmaktadır. Aydın ilinde ise Mısırkurduııa karşı parazitoiti Trichogrammu brassicae' yi üretmek amacıyla bir insektaryum kurulmuştur.

 

Mikrobiyal savaş etmenleri içinde ise, Türkiye' de yalnızca Bacillus thuringiensis var. kurstaki nin biopreparatları Biobit, Dipel, Thuricide, Javelin gibi ticari isimlerle satılmakta ve lepidopter larvalarına karşı önerilmektedir. Ancak bu konuda dikkat edilecek bazı noktaları belirtmekte yarar vardır.

 

B. thuringiensis mide yoluyla etki gösterdiği için , larvaların bakterinin pi.ilverize edildiği, bitkinin açık yüzeylerde beslendikleri zamanlarda ve oburca beslendikleri dönemlerde uygulanmalıdır. Genç larva dönemleri daha duyarlı olduğu için, yapılan kontrollerde yumurtaların açılmasından sonra ilk larva dönemlerinin çoğunlukta olduğu zamanlarda uygulanmalıdır. Bakteri sporları ultraviyole ışınlarından olumsuz etkilendiği için akşam saatlarinde pülverize edilmelidir. Yüksek aikalilik, sporların inaktif hale gelmesine neden Olduğu için, böceğin mide PH'sını düşürmek için uygulama sırasında düşük oranda şekerinde karışıma katılması başarıyı arttırır.

 

Ayrıca bazı virus kaynaklı biopreparatlar da tarım zararlılarına karşı kullanmak üzere ruhsat alma aşamasındadır.

 

12.5. Ekolojik Tarım ve Biyolojik Savaş

Ekolojik tarım, doğa sevgisine dayanan, ona zarar vermeden üretim yapmayı amaçlayan bir tarım şeklidir. Buna göre, biyolojik savaş yöntemini bütünüyle zararlılara karşı savaş için ekolojik tarımın içerisine yerleştirebiliriz. Çünkü biyolojik savaş, doğal dengenin korunmasını, bozulmuş ise yeniden kurulmasını hedefler. Biyolojik savaşın doğaya, çevreye, insan sağlığına, evcil hayvanlara hiçbir zararlı etkisi yoktur. Ancak burada dikkat edilmesi gereken konu, ekolojik tarımda kullanılmalarına izin verilen hastalık ve zararlılara karşı kullanılan pyrethrum, kükürt, bordo bulamacı, sodyum bikarbonat gibi bazı bileşimlerin biyolojik savaş etmenlerini de olumsuz yönde etkileyebileceğidir. Bu nedenle doğal düşmanların aktif olduğu dönemlerde bu gibi uygulamalardan kaçınılnıası ya da dikkatli yapılması gerektiği unutulmamalıdır. Kültür bitkilerinde zararlı larla biyolojik savaşa örnekler verecek olursak

 

12.5.1. Turunçgiller

Biyolojik savaşın başarıyla uygulandığı kültür bitki lerinin başında gelir. Bunun nedeni turunçgillerin pestisitlerin az kullanıldığı alanlar olmaları, birçok zararlısının sabit yaşayışlı olması ve tatlımsı madde salgılaması nedeniyle doğal düşmanlarının zengin oluşu söylenebilir. Turunçgil zararlısı birçok kabuklubit, beyazsinek türleri, Aphelinidae (Hym.) ve Coccinellidae (Col.) familyalarına bağlı biyolojik savaş etmenlerinin doğal populasyonları ile baskı altında tutulabilmektedir. Turunçgil alanlarına değişik tarihlerde bulaşan zararlı konumuna geçen Turunçgil beyazsineğine karşı Encarsia lahorensis ve Serangiam parcesetosum, Defne beyaz sineğine karşı Eretmocerus debachi Ziraat Fakültelerinin Bitki Koruma Bölümleri ile Zirai Mücadele Araştırma Enstitülerinin araştırıcıları tarafından getirilerek yerleştirilmiş ve etkili olmuşlardır. Yine bir turunçgil zararlısı olan Torbalı koşnil' in tek ve etkili savaş yöntemi. 1912 yılında getirilerek yerleştirilen predatörü Rodolia cardinalis' in kullanılmasıdır ve biyolojik savaşın en başarılı örneklerinden biridir. Ayrıca Antalya. Adana ve Muğla illerinde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı' na bağlı kuruluşlar. Turunçgil unlubitine karşı kullanmak üzere. Cryptolaemus montronzieri ve Leptomastix dactylopii üretimini. turunçgil üreticilerine satışını yapmaktadırlar.

 

12.5.2. İncir

İncirin önemli zararlılarının başında Kanlı balsıra gelir. Bu zararlının etkili doğal düşmanları. parazitoitleri olarak başta Scuellista cyanea Motsc. (Hym.. Pterornalidae) olmak üzere, coccophagus spp. (Hym., Aphelinidae), predatörleri olarak da Chilocorus bipustulatus (L.), Exochomus quadripusıulatus (L.) (Col., Coccinellidae) oldukça etkilidir. Türkiye' de mevcut oiaıı bu türler doğal olarak zararlıyı baskı altında tutabilirler. Kuru meyve depolarında zararlı olan güve larvalarının parazitoiti Bracon hebetor Say. (Hym., Braconidae) da etkili bir parazitoittir. Ege Bölgesindeki incir depolarında doğal populasyonları ile zararlıyı baskı altında tutabilmektedir.

 

12.5.3. Bağ

Önemli zararlılarının başında gelen Salkım güvesi' ne karşı B. thuringieıısis var. kurstaki esaslı biopreparatlar, kırmızı örümceklere karşı Tvphlodromus pyri Sch. (Acarina, Phytoseiidae) isimli predatör akar kullanılabilir.

 

12.5.4. Sera sebzeleri

Türkiye'de sebze seralarında en sık rastlanan zararlılar, beyazsinekler, kırmızı örümcekler, yaprak bitleridir. Son yıllarda bunların arasına yaprak galeri sinekleri ve thripsler de eklenmiştir. Beyazsineklere karşı başta yaygın olarak Encarsia formosa Gah. (Hym.. Aphelinidae) olmak üzere V. lecanii ve P. fumosoroseus' un biopreparat haline getirilmiş formulasyonu ve predatör türler, Macrolophus caliginosus Wagn. (Het., Miridae) ve Deiphastus pusillus LeConte (Col.,Coccineilidae) kırmızı örümceklere karşı predatör akar Phytoseiuluspersimlis A.-H. (Acarina, Phytoseiidae); yaprakbitlerine karşı Aphidius spp. (Hym., Aphidiidae) ve Aphidoletes aphidimyza Rond. (Dipt., Cecidomyiidae); yaprak galeri sineklerine karşı iki parazitoit Dacnusa sibirica Telenga (Hym.,Braconidae) Diglyphus isaea (Walk.) (Hym., Eulophidae); thripslere karşı Amblyseius cucumeris (Oude.), A. degenerans Berlese gibi predatör akarlar ve Orius spp. (Het., Anthocoridae) kullanılabilir. Tüm bu biyolojik savaş etmeni türler dünyada birçok ülkede değişik firmalarca üretilerek pazarlanmakta ve seralarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Örneğin Hollanda' da domates seralarının % 95' nde beyazsineklere karşı E. formosa kullanılmaktadır. Son yıllarda Türküye 'de, Avrupa ülkelerinde seralar için biyolojik savaş etmenlerinin satışını yapan bazı firmaların temsilcilikleri ve bir Türk firması özellikle domates seralarında kullanılmak üzere, tozlayıcı olarak Bombus arılarını Bombus terrestris (L.) (Hymenoptera, Apidae) üreterek satmak için kurulmuştur. Bu önemli bir gelişme olup, seralarda biyolojik savaş etmenleri satışının ve uygulamasının çok yakın gelecekte gerçekleşeceğinin göstergesi olarak kabul edilebilir. Bombus arılarının üretimini yapan firmalar bu konuda bazı girişimlerde bulunmaktadır. Nitekim bazı üreticilerin isteği doğrultusunda E. formosa bir firma tarafından yurtdışından getirilek birkaç serada uygulanmıştır.

 

12.5.5. Mısır

Mısırda özellikle mısır kurdu önemli bir zararlıdır. Mısır kurduna kafşı en başarılı savaş yöntemi biyolojik savaş yöntemidir. Yumurta parazitoiti Trichogramma spp. (Hym., Trichogrammatidae) gerek doğal populasyonları, gerekse salim çalışmaları ile zararlıyı baskı altında tutabilir. Aydın Çine ilçesinde üretim çalışması yapılmaktadır.

 

12.5.6. Pamuk

Pamuk zararlısı lepidopter türlerine karşı B. thuringieıısis var. kurstaki esaslı biopreparatlar kullanılabilir. Pamuk beyazsineği üzerinde parazitoit Eretmocerus mundus Merc. (Hym., Aphelinidae) oldukça etkilidir. Gerektiğinde Verticililum lecanii esaslı biopreparatlar kullanılabilir. Yaprak bitlerine karşı ise, predatör Chrysoperla carnea Steph. (Neur., Chrysopidae) ve yaprakbitlerinin diğer doğal düşmanları desteklenebilir.

KULLANICI GİRİŞİ

Üye Ol Şifremi Unuttum?

Sorhocam.com 2014 yılında Ziraat Mühendisi Arafa KARAÇELEBİ tarafından kurulmuş olup herkesin faydalanabilmesi için ücretsiz olarak hizmet vermektedir.

Yetiştiriciliği, tarımı, ürünleri, bitkisi, ağacı, çiçeği gübreleri, hastalığı zararı, zararlıları, mücadelesi, ilaçları aşısı, budaması, otu, faydaları, programı, önerileri, istekleri, tavsiyeleri, nedir, nelerdir, nasıl yapılır, özellikleri, kullanım alanları, takvimi, sınavı, sınavları, notları

Site Haritası - Rss Beslemesi