• notifications1
  • menü

Bugün : 19 Mart 2024 Salı

8. EKOLOJİK TARIMDA EKİM NÖBETİ
Tarımla ilgili yazınsal kaynaklara ilk çağlardan (M.S.1.yüzyıl) itibaren raslanılmakta olup, daha o yıllarda tarla tarımı, özellikle kültür bitkilerinin seçimi hakkında detaylı bilgilere sahip olunduğu ve bunların uygulandığı anlaşılmaktadır. Örneğin baklagillerin tahıllar için iyi birer ön bitki oldukları, nedenleri belli olmamakla beraber bilinmekteydi. İlk çağlardan kalma eserlerdeki tüm bilgiler, sonraları orta çağda papazlar tarafından, manastırlara ait tarımsal alanların işletilmesinde kullanılmıştır. Latince olarak yazılmış bu kitapları, köylerde yaşayanlar okuyarnadıkiarı için faydalanamıyorlardı. Bu nedenle tarımsal bilgilerin köylülere aktarılmasında papaziar aracılık etmiştir. 18. yüzyıl ortalarına doğru üniversitelerde görevli idari bilimler uzmanları ve deneyimli çiftçiler, tarla denemeleri ile toprak kullanımını araştırmışlar ve münavebelerin ortaya çıkışını nedenleriyle birlikte incelemişlerdir.

 

8.1. Ekim Nöbeti

Münavebe, arapça bir kelime olup, sıra, nöbet anlamına gelir.Bölgenin iklim ve toprak özellikleri dikkate alınarak,en yüksek ve en kaliteli üretimi sağlamak amacıyla değişik kültür bitkilerinin birbirlerini karşılıklı olarak destekleyebilecek ve tamamlayabilecek şekilde ardı ardına yetiştirilmesine münavebe(ekim nöbeti) denir. Ekim nöbeti-münavebe kavramı için nöbetleşme, ekim sırası, rotasyon gibi deyimlerde kullanılmaktadır Eğer bir tarım arazisinde sürekli olarak ayni kültür bitkisi yetiştirilirse buna monokültür (tek bitki tarırnı) denir. Tek bitki tarımında yıllarca ayni bitkinin değiştirilmeden yetiştirilmesi sonucunda toprak yorgunluğu görülür ve verim düşmeye başlar. İlk çağlarda toprak yorgunluğu denildiği zaman, toprağın her canlı varlık gibi yorulduğu zannedilirdi. Devamlı olarak tarımı yapılan arazilerde verimin azalması sonucunda, yeni arazilere geçilerek bitki üretimine devam edilirdi.Yakın yıllarda toprak yorgunluğunun ortaya çıkışma nelerin etki ettiği saptanmıştır.

 

8.1.1. Toprak Yorgunluğunun Nedenleri

Toprak yorgunluğunun belli başlı nedenlerini şu şekilde açıklayabiliriz:

a) Besin maddesi su eksikliği: Tek bitki çeşiti yetiştirme ile hep belli derinlikterı ve belli ölçüde besin maddeleri ve su alınır. Farklı bitki türlerinin topraktan aldıkları su ve besin maddeleri farklıdır. Kökleri derine giden bitkiler daha çok derinlerden, yüzlek köklüler de toprağın üst tabakalarından daha çok besin maddesi ve su kaldırır.Örneğin tahılların esas kök bölgesi toprağın 25-30 crn.'lik bir tabakası olmasına karşın, yoncanın esas kök derinliği 60 em., şeker parıcarının 42cm., kaparinin 200 cm.dir(Son yıllarda, bilimsel olarak gelişmiş ülkelerde kök yapıları ve kök derinliği bitki gelişimi devam ederken rhizotron denilen sistemler ile kontrol edilmekte ve gözlenmektedir). Bazı bitkiler belli besin maddelerini daha çok alır, 4 ton kök + 2 ton yaprak verimiyle şeker pancarı 1 dekar topraktan 15 N/ kg, 6 P /kg, 17.5 K2O /kg, 12 CaO /kg, 800 kg/da kuru ot verimiyle Yonca 25 N/kg, 5.5 P2O5 /kg, 14.5 K 23 CaO/kg topraktan bitki besin maddesi kaldırır(Yoncanın kireci, pancarın potası en yüksek oranlarda alması gibi). Kışlık tahılların su isteği az olmasına karşın yazlıklar daha çok su isterler. Tahıl türlerine nazaran çapa bitkileri daha çok su sarfederler.

 

b) Hastalık ve Zararlılar: Belirli hastalıklar ve zararlılar belirli bitkilerde daha fazla görülür ve üst üste yetiştirme ile hastalık yapan patojenler heryıl katlamalı (%) oranlarda artar, verim azalır, kalite düşer. Bazen bir hastalık birden çok bitkiyi, bazen de birçok hastalık bir bitkiyi etkiler. Çeşitli bitkilerde ağırlıklı olarak beliren bazı hastalık ve zararlılara şu örnekler verilebilir:

Nematodlar- patates, şeker pancarı, yulaf, bezelye, lahana vb.

Kökboğazı hastalıkları -Tahıllar vb.

Solgunluk(Fusarium)- Pamuk, bezelye vb.

Kök çürüklüğü- Patates vb.

Orobanj- Ayçiçeği

Rastık- Mısır

 

c)Yabancı otlar:

Tek yanlı ürün yetiştirmeyle gittikçe çoğalan yabancı otlar, verimi değişik ölçülerde düşürür. İklime ve toprağa bağlı olmak üzere yılın her yetiştirme döneminde çeşitli yabancı bitkiler tarım arazisini kaplar ve kültür bitkileri ile rekabete girerek zararlı olurlar.

 

d)Salgılar:

Bitkiler köklerinden çeşitli maddeleri salgılar. Bitkilerin canlılara zehir etkisi yapabilecek bazı toksit maddeleri salgılamaları yanında ayırım ve çürüme sonucunda ortaya çıkan toksit maddelerin toprağa karışması ile bitki veriminde azalmalar görülür.

 

Bitki Salgılanan madde

Mısır    Amino asit

Yu laf    Scopoletin

Keten    Linoin

Şeftali    Amigdalin

Elma    Florizin, kuversetin

Yağ bitkileri    Fosfor asidi

Şeker-Nişasta Bitk. Potasyum

 

e)  Mikroorganizmalar: Bitkiler kök salgıları ile toprak mikroorganizmalarının yaşamlarını hızlandırıcı veya frenleyici etkide bulunurlar. Toprak mikroorganizmaları toprağın yapsına ve bitki büyümesine etkili olurlar. Monokültür tarımda mikroorganizmalar belirli sayıda iken zararlı olmamasına karşın, kitleler halinde çoğalması sonucunda biyolojik denge bozulmaktadır. Tek bir bitki türü yetiştirildiği zaman toprak mikroroganizmalarının bünye dışı bıraktıkları metabolizma artıkları, zamanla artarak belirli mikroorganizmaların üremeleri engellenirken, bazılarının üremeleri daha da hızlanır. Belirli bir ekim nöbeti uygulandığı zaman, aynı toprak üzerinde değişik bitki türleri yetiştirileceğinden, her defasında türeyecek mikroorganizmalar, kendilerinden öncekilerin yerlerini alarak, belli grupların çok fazla artması veya azalması olmayacağından toprak yorgunluğu da ortaya çıkmayacaktır.

 

8.1.2. Ekim Nöbetinin Düzenlenmesine Etki Eden Faktörler

Bir tarımsal işletmede ekim nöbetinin düzenlenmesinde göz önünde bulundurulması gereken faktörler çok çeşitlidir. Ekim nöbetinin düzenlenmesi üretim planlanmasının da esasını oluşturur. Bu konuda etkili olan faktörleri şu şekilde açıklayabiliriz:

 

a) İklim ve Toprak Özellikleri: Tarımsal üretimde en önenıli faktör iklimdir. Ekim ile hasat arasındaki süre, su ve sıcaklık durumları yetiştirilecek bitkileri helirler. Ekim nöbeti planlamasında bitkiler seçilirken o bölgenin iklim ve toprak durumuna göre uygun olanlar seçilir. Seçilen bitkilerin toprakta gelişmesi ve toprağa etkileri farklıdır

 

Tahıllar: yeşil bitki aksamının bol olduğu dönemde toprağı iyi korurlar. Hasat zamanına doğru toprak 50-60 cm derinliğe değin kurur, toprak sertleşir ve yapı bozulur. Monokültür tahıl tarımının sürekliliği ile verimde ve kalitede düşüklüler ortaya çıkar.

 

Çapa bitkileri: hasattan sonra daha uygun bir yapı bırakır. Çünkü bu bitkiler hem toprağı daha iyi gölgelerler henı de toprak işlemeleri süreklilik gösterir. Hasat anında tahıllarda olduğu gibi toprak derinlemesine kururnaz.Çapa bitkilerinde devamlı toprak işlemeleri sonucu toprağın organik maddesi hızla ayrışır. mineral ize olur ve toprak stürüktürü bozulur. Baklagil bitkilerinde bol yaprak oluşumu ve gölgeleme nedeniyle ayrıca gevşek kök sistemleri nedeniyle, toprağın organik maddesini, stürüktürünü arttırır, toprak kurumaz ve en uygun yapıda bulunur.

 

Farklı bitkilerin etkileri yanında, bitki örtüsündeki boşluklar, yabancı otlanma, yetersiz sulama ve beslenme nedeniyle ekim nöbetinden olumsuz sonuçlar alınabilrnektedir. Bol sap ve yapraklı, iyi gölgeleyici bir patatesten sonra dekara 373kg. buğday alınırken, zayıf sap ve yapraklı patatesten sonra 326 kg. buğday verimi alınmıştır. Gerek baklagillerden sonraki uygun yapıyı korumak, gerekse tahıllardan sonraki kötü yapıyı ortadan kaldırnıak için hasatla birlikte tarla hemen işlenmelidir.

 

b) Humus, besin maddeleri ve su: Topraklarda uygun bir yapı ve kıvam oluşumu ve tutulması humus varlığına büyük olçüde bağlıdır. Toprağın humus içeriği yüksek ve humus yapısı sağlam olursa, monokültür kullanımlara duyarlılığı azalır. Bitki artıklarının mikroorganizmalar tarafından humusa çevrilmesinde, C/N oranı önemli rol oynamaktadır.Genellikle, tarım toprağı organik materyalinde ortalama % 58 karbon ve %5 civarında da azot bulunduğundan, C/N oranı yaklaşık 10/1 civarındadır. Karbonlu bileşikler mikro organizmaların enerji gereksinmelerinde azotlu bileşikler ise üremelerinde etkili olurlar. Toprağa ilave edilen organik materyalin içerdiği azot miktarı biyolojik parçalanmayı önemli oranda etkilemektedir.Bitki materyalinin %N içeriği arttığı zaman parçalanma daha hızlı olmaktadır.Bitki artıkiarının C/N oranı nekadar küçükse o bileşimin parçalanması da, o kadar kısa sürede olrnaktadır.Topraktaki organik maddelerin mikroorganizmalar tarafından hızlı bir şekilde ayrışabilmesi için C/N oranının 10/1-30/1 arasında olması gerekmektedir.Ahır gübresinde C/N oranının 20/1-30/1 seviyelerinde olması ile organik maddeler kısa sürede (1-2 ay) parçalanmakta ve humusa dönüşmektedir.

 

Ekim nöbeti uygulamaları ile toprağın organik maddesi arttırılarak toprağın daha fazla su tutması sağlanmakta, toprağın verimliliği yükseltilmekte, sonuçtada kültür bitkileri için daha elverişli ortamlar yaratılmaktadır.

 

Tahıllar ve çapa bitkileri toprakta yeterli humus oluşturmazlar. Tahıl artıklarının humus oluşumu azdır. Tahıl artıklarının C/N oranı 80/1-90/1 arasındadır. C/N oranı geniş olan tahılların, bitkisel dokuları parçalanmaya karşı oldukça dirençli olduğundan, toprakta ayrışmaları da yavaş olmakta ve çok uzun zaman (6-12 ay) almaktadır. Çapa bitkilerinde toprağın çapa ile havalandırılması ve gevşek tutulması parçalanmayı artırır, hızlandırır. Pancar ve patates gibi çapa bitkileri (C/N oranı 29/1) toprağa az kalıntı bırakırlar ve daha çok humus sömürücüdürler. Derin kök sistemine sahip baklagil bitkileri toprağı iyi gölgelediklerinden ve C/N oranı 13/1 olduğundan parçalanma orta şiddette olur.

 

Bitkilerin topraktaki beşin maddelerinden yararlanması farklı olduğu gibi toprakta bağlı bulunan besinleri serbest hale getirebilmeleri de farklıdır. Bazı bitkiler belirli besin maddelerini daha çok kaldırırlar. Sulama ve gübreleme olanaklarına göre bitkiler ekim nöbetin de yer almalıdır. Çok su isteyen ve çok besin maddesi kaldıran bitkilerin arka arkaya getirilmemelerine özen gösterilmelidir.

 

e) Bitkilerin Uyuşumu: Bazı bitkiler uzun yıllar arka arkaya monokültür şeklinde yetiştirildiklerinde verimlerini büyük ölçüde düşürürler.

Bunlara "kendine katlanmaz" bitkiler denir. Kendine katlanmayan bitkilerin arka arkaya yetiştirilmeleri sakıncalıdır. Bazı bitkiler monokültür yetiştirildiğinde verim azalışı dar sınırlar içinde kalır. Böyle bitkilere kendine katlanmaz bitkiler denir. Kendine katlanmayan bitkilerin arka arkaya yetiştirilmeleri sakıncalıdır. Bazı bitkiler monokültür yetiştirildiğinde verim azalışı dar sınırlar içinde kalır. Böyle bitkilere kendine katlanan bitkiler denir. Bir kısım bitkilerde bu iki uç arasında yer alır.

 

Kendine katlanmayan bir bitkinin ayni araziye ikinci kez gelebilmesi için aradan geçmesi gereken süreye "ekim molası" denir. Yapılan birçok araştırmaların toplu sonuçlarına göre bazı önemli tarım bitkilerinin kendine katianma durumları aşağıda verilmiştir.

  1. Kendi ardına ekilmesi sakıncasız olan bitkiler: Çavdar,Mısır, Bakla, Soya Fasülyesi, Darı,Kenevir,Tütün;Parnuk,Çeltik.
  2. Kendine katlanma derecesi değişen bitkiler: Fasulye,Acı Bakla (Lüpen),Arpa Buğday.
  3. Kendine katlanmayan bitkiler ve ekim molaları: Keten 6 yıl, Yonca 5 yıl, Pancar 4-5 yıl, Yulaf 3-4 yıl, Bezelye 4 yıl , Turp 3 yıl, Kolza 3 yıl Ayçiçeği 3-5 yıl, Haşhaş 2-3 yıl, Soğan, Lahana, Patates 3-4 yıl.

Bazı değişik bitki türlerinin arka arkaya yetiştirilmesi sakıncalıdır. Ekim nöbetinde birinci yu yetiştirilen bitkiye "ön bitki" ikinci yıl yetiştirilen bitkiye "art bitki"denir. Çeşitli tarım bitkileri için sakıncalı ön bitkiler aşağıda verilmiştir:

 

SEBZECİLİKTE:

Sebze tarımında 5 yıllık bir ekim nöbeti örneği:

Havuç, Lahana, karbnabahar ve Şalgam'ın münavebe kalıntısı fazla olan bitkilerden sonra veya tahıllardan sonra gelmesi önerilir. Ekim nöbeti planı yapılırken sebzeler ile baklagillerin ve yem bitkilerinin beraber kullanımı avsiye edilmelidir.

 

 

8.2. Ekolojik Tarımda Ekim Nöbeti ve Amaçları

Ekolojik tarım, büyük ölçüde, ekim nöbeti sistemi ile bitkisel artık ve hayvan gübresi, yeşil gübre, işletme dışı organik artıklar, mekanik işlemler ve biyolojik mücadeleye dayalı birtarım sistemi olarak tarifedilmektedir. Geleneksel tarım yöntemlerinde çoğu zaman ihmal edilebilen ekim nöbeti, ekolojik tarımda çok amaçlı olarak uygulanmaktadır. Ekim nöbeti uygulamalarının esas amacı, ayni tarım alanına her yıl ayni kültür bitkisini ekmeyerek, toprağın özellikle bitki besin maddeleri açısından tek yönlü sömürülmesini önlemek ve ekilnıiş olan kültür bitkisinin hastalık etmenlerinin, zararlılarının, yabancı otiarının yoğunluğunun artmasına mani olmaktır.

 

8.2.1. Ekolojik Tarımda Ekim Nöbetinin Amaçları

 

8.2.1.1. Toprak Verimliliğinin Korunması ve Yükseltilmesi

Ekim nöbeti planlaırıası ile bitkilerin toprak üzerine olan etkileri ve kendi aralarındaki etkileri, toprak verimliliğine önemli ölçüde etkili olmaktadır. Uzun yıllar ayni bitkilerin ekildiği (mono kültür) araziler ile ekim nöbeti uygulanan (polikültür) araziler karşılaştırıldığında, yüksek miktarlarda çiftlik gübresi ve mineral gübre kullanılmasına karşın, verimlerin ekim nöbeti planlaması uygulanan arazilerle ayni düzeyde kaldığı görülür. Ekolojik tarımda, yeşil gübreleme yanında toprağa verilecek, biyolojik gübreler ile kireç, çiftlik gübresi vb. organik gübrelerle daha etkin bir şekilde yararlanma sağlanır.Polonya'da yapılan bir araştırmada, bir tarlaya her yıl üstüste pancar ekilmesi halinde, normal münavebeli ekimde alınan yerime oranla, kök veriminde % 47, yaprak verinıinde % 37 azalış, pancar hastalık ve zararlılarında ise yüksek oranlarda artış kaydedilmiştir.

 

8.2.1.2. Toprağın Organik Madde Oranının Korunması ve Yükseltilmesi

Ekim nöbeti planlaması ile toprakta bulunan organik madde oranı daha da arttırılabilir. Ekim nöbeti uygulamalarında yeşil gübreleme ile hasattan sonra arazide kök ve hasat artıkları şeklinde bırakılan organik maddeler ile toprağın huırnıs yönünden zenginleşmesi sağlanmaktadır.Yeşil gübrelemede etkin rol oynayan bazı bitki artıklarının azot içerikleri (%3.14-O.5) göz önünde tutularak toprakta parçalanma sıraları Sarı Taş Yoncası, Yonca, Kırmızı Üçgül, Soya Fasulyesi, Kenevir, Mısır, Sudanotu, Çavdar, Buğday şeklindedir. Ekolojik tarımda, organik maddelerin hümifikasyonunu (parçalanma ve hümik bileşiklerin oluşumu) doğal ve toksik olmayan yollardan hızlandırma özelliğine sahip ürünler kullanılır.Bu ürünler bitkisel kaynaklı olmaları sayesinde bakteriyel flora ile toprakta bulunan humusun içindeki mikroorganizmaların hümifiye edilip dengelenmesini sağlarlar.Bu arada biyolojik yoldan açığa çıkan besin maddelerinin, ekim ııöbetinde yer alan bitkiler tarafından en iyi şekilde yararlarıdmasını sağlayarak verimi arttırır organik maddelerin parçalanması, mineral izasyon, hümifikasyon ve mikroorganizma faaliyetlerinin gelişmesinde teşvik edici etki gösterirler.

 

8.2.1.3. Topraktaki Besin Maddelerinin Korunması ve Artırılması

Uzun yıllar, belirli bitkilerin yetiştirilmesi ile toprak yapısı kötüleşmekte erozyon zararları artmakta, toprak verimliliğınde genel bir azalma görülmektedir. Ekim nöbetinde, besin maddelerinin birikmesini sağlayan bitkiler ile çok besin maddesi tüketen bitkiler ardı ardına getirilerek toprağın sömürülmesi önlenmekte, topraktaki bitki besin maddelerinin daha etkin kullanılması sağlanmaktadır. Ayrıca, ekim nöbetine alınan baklagil familyasına ait bitkilerin köklerinde azot fikse edilmesi nedeniyle topraktaki azot rezervi arttırılır.

 

8.2.1.4. Hastalık ve zararlılarla mücadele

Ayni arazide üst üste yetiştirilen kültür bitkileri ile toprakta belirli hastalık ve zararlılar katlamalı oranlarda (%) çoğalır. Bu durum toprakların sağlıksız, dolayısıyla da verimsiz olmasına neden olur.

 

8.2.1.5. Yabancı ot mücadelesi

Ekim nöbetinde yer alan bitkilerin, yabancı otlara gösterdikleri rekabet gücü ile yetiştirme esnasında kültür bitkisine uygulanan fiziksel önlemler yabancı ot kontrolünde ekim nöbetinin önemini arttırır.

 

8.2.1.6. Yetiştirme periyodunda iş gücünün, üniform dağılımının sağlanması

Ekim nöbetinde yer alan bitkilerin belirli zaman peryotlarında yoğunlaşan işgücü yığılmaları, minumum seviyeye düşürülmüştür.YıI içinde düzenli bir çalışma sağlanırken, değişik zamanlarda yapılan ekim, bakım, hasat, harman gibi işlemler verimli bir şekilde aksamadan uygulanmaktadır.

 

8.2.1.7. Toprak erozyonunun azaltılması

Bitkisel özellikleri farklı yapıda olan bitkilerin yetiştirildiği tarımsal arazilerde toprak aşınımı oldukça düşük seviyelerdedir.Yağışların ve rüzgarların etkileri sonucu oluşan erozyon ile toprak kayıplarında artma, su tutma kapasitesinde azalma, toprak yapısında bozulmalar meydana gelmektedir. Erozyona uğrayan topraklarda bitkiler için gerekli besin maddeleri azaldığından. verimlilik düşer, tarım arazisi çoraklaşır.Ekim nöbeti, suyun toprağa sızma derecesini arttırır.Bu durum, yüzey akışından doğan erozyonu önlediği gibi, suyun toprakta depolanıııasına neden olur.

 

8.2.1.8. Beklenmeyen olumsuz çevre ve pazar koşulları karşısında bitkisel üretimde ortaya çıkabilecek risklerin azaltılması

Tarımsal üretim geniş ölçüde doğal çevre koşullarının etkisi altındadır.Üretici, doğal koşulların elverdiği oranlarda iş gücü ve sermaye kullanarak üretimde bulunur.Doğal üretim koşulları ve pazar koşulları ne kadar uygun olursa, elde edilen gelir o kadar yüksek olacaktır. Ekim nöbetinde aynı yıl yetiştirilen kültür bitkileri, beklenmeyen olumsuz çevre ve pazar koşullarından farklı seviyelerde etkilendiğinden meydana gelebilecek zarar minumum seviyede olacaktır.Yetiştirilen bir üründen kazanç sağlanmasına karşın, olumsuz çevre ve pazar koşulundan etkilenen diğer üründen zarar edilir. Ekim nöbetinde yer alan ürünlerin çeşitli olmasının bir başka yararı da tutarsız pazar koşullarına karşı seçenek sunmasıdır. Üretilen ürün, yeterli fiyatla satılmaz ise üretici için bir hedef olmaktan çıkar.Sonuçta, ekim nöbeti uygulamaları ile bitkisel üretimde ortaya çıkabilecek risklerin belirli oranlarda azaltılmasını sağlamak mümkün olur.İşletmede aynı yıl çeşitli ürünlerin yetiştirilmesi, üreticiye güvence yaratmış olur.

 

Tarım ve Köyişleri Bakanlığının hazırladığı ekolojik tarım yönetmeliğinde bitkisel ürünlerin yetiştirilmesinde; toprak verimliliğinin arttırılması ve devam ettirilmesinde dikkat edilecek hususların başında çok yıllık rotasyon (ekim nöbeti) uygulamaları ve rotasyonda yeşil gübreleme, derin köklü bitkilere ve çapa bitkilerine yer verilmesi önemle belirtilmektedir. İlgili yönetmelikte, hastalık, zararlı ve yabancı otların kontrolü amacıyla uygun rotasyon programı hazırlanması gerektiği de belirtilmektedir

 

Yapılan araştırmalara göre; ekolojik tarıma geçişte, geleneksel tarıma göre, başlangıçta hızlı bir üretim düşmesi söz konusu iken, daha sonra alınan önlemlerle verim düzeyi eskisine yaklaşmaktadır. Genelde mısır, buğday, patates gibi büyük ölçüde Na bağlı üretimlerde, geleneksel tarımda yüksek verimler alınırken yonca, soya, yulaf gibi N'a daha az bağımlı olanlarda ekolojik tarımda da yüksek verimler elde edilebilmektedir. Bazı bitkisel ürünlerin üretiminde, verimlilik açısından ekolojik tarımın dezavantajiarı ancak ilerki yıllarda telafi edilmekte ve denge sağlanabilmektedir. Yapılan bir değerlendirmede bitkisel üretimde ekolojik tarıma geçmekle %6-17 oranında bir gayri safi hasıla azalması söz konusu iken, masraflardaki azalma (daha az kimyasal kullanımı) nedeniyle net gelir kaybının en çok %13 dolayında kaldığı ifade edilmektedir. Verim yönünden yapılan araştırmalarda ise ekolojik tarım tekniğinin uygulandığı tek yıllık bitkilerde verim düzeyinin, geleneksel üretim tekniğinin uygulandığı tek yıllık bitkilerin verim düzeyinden %7 ile %43 arasında düşük olduğudur. Bir yıldan fazla üretim dönemini inceleyen bir çalışmada ise, ekolojik tarım tekniğinin uygulandığı tek yıllık bitkilerde verim düşüşünün ekolojik tarıma başlanan ilk yıllarda fazla olduğunu, sonraki yıllarda ise verimin yükselmeye başladığı belirtilmektedir.

 

 

8.3. Ekim Nöbeti Planlanmasında Ara Bitkisi Tarımı ve Ekolojik Tarımda Önemi

Yetiştirilen ana bitkinin hasatından sonra diğer ana bitkinin ekim zamanına kadar geçen sürede kısa veya uzun süreli periyodlar (4-5 ay) kalabilir. Bu dönemlerde tarım arazisinin boş bırakılması yerine, uygun bir bitki veya bitki karışımlarının seçimiyle değerlendirilmesi yerinde olur. Uygun ara bitkilerinin seçirninde bölgenin toprak ve iklim özellikleri yanında bitkilerin yetişme süresi, bitkilerin gelişme özellikleri ve yapısı, ekonomik olma gibi faktörlerin yanında bitkilerden faydalanma durumu önem arz eder.

 

Eğer ara bitki tarınunda kullanılacak bitki veya bitkiler, yeşil gübre bitkisi olarak değerlendirecekse: bitkinin büyüme ve köklenme şekli, toprak altına getirilme ve toprakta ayrışma süreci, C/N oranı, toprağa bıraktığı besin maddeleri, organik maddenin miktarı ve kalitesi gibi özelliklerine dikkat etmek gerekir. Ekolojik tarımda önem kazanan ara bitkisi tarımı ve yeşil gübreleme uygulamalarının, ana bitkiler üzerindeki etkileri azalarak da olsa birkaç yıldan fazla sürmektedir. Yeşil gübre bitkileri bitki besin maddeleri sağlanması yanında toprağa dönüştürülmeleriyle toprak verimliliğinin korunmasında toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin iyileşmesinde kış aylarındaki toprak erozyonunun azaltılmasında yoğun azotlu ticari gübre uygulamalarının neden olduğu yer altı ve yer üstü su kirliliğinin önlenmesinde önemli rolü bulunmaktadır. Ayrıca ara bitkisi tarımında, yetiştirilen bitkilerden yeşil gübreleme dışında hayvancılık yapılan işletmelerde yeşil ot ve kaba yem olarak yararlanılması konunun önemini daha da artırmaktadır. Ara bitkisi tarımı genelde tüm arazinin %30'unu bulmalıdır. Ayrılan arazinin de %15-20'si kışlık ara bitkisine ayrılmalıdır. Ara bitkisi tarımı üç şekilde yapılmaktadır.

  • 1. Kışlık ara bitkisi tarımı
  • 2. Anız tarımı (ikinci ürün)
  • 3. Alt bitki tarımı

 

8.3.1. Kışlık Ara Bitkisi Tarımı

Ara bitkisi tarımında özellikle pamuk hasatından sonra, pamuk tarlası kısa sürede hazırlanır, kış bastırmadan ekim yapılır.Yapılan araştırmalar ve pratik uygulanıalara göre Adi fiğ + arpanın %50 + %50 oranındaki karışımları olumlu sonuç vermektedir. Ayrıca yemlik kolza, adi fığ çeşitleri de tek başlarına yüksek verim sağlamakta ve nisan ayı başlangıcında hasat edilen bu bitkiler kendisinden sonra pamuk ekimine olanak vermektedir. Fazla bir masraf gerektirmeden pamuk ekilecek alanlarda pamuktan önce veya nadasa bırakılan yerlerde nadas yılında yetiştirilebilecek baklagil ve buğdaygil karışımları ile hayvancılığımıza ve topraklarırnıza önemli derecede faydalar sağlanabilecektir. Ayrıca sebze bahçelerinde ana ürün haricinde yetişme süresi kısa olan ıspanak ve çeşitli yeşilliklerin yetiştirilmesi üreticiye ek bir gelir sağlayabilir.

 

8.3.2. Anız Bitkisi Tarımı

Anız bitkileri tarımı, kışlık ara bitkileri tarımından çok daha rizikolu ve kısıtlıdır. Burada başarı derecesi, ana bitkilerin hasatından arta kalan vegetasyon süresinin uzunluğu ile bu dönem içinde düşen yağışların yüksekliğine bağlıdır. Anız bitkilerinin toprak verimliliği üzerine etkileri olduğu, daha sonra yetiştirilen bitkilerin artan verimlerinden açıkça anlaşılmaktadır. Başlıca anız bitkileri, çok hızlı gelişme gösteren erkenci ayçiçeği, tarla bezelyesi, lüpen, sorgum, sudan otu, hardal, kolza, baklagil karışımları, ayçiçeği + baklagil karışımları, silaj mısır, buğday çeşitleridir.

Anız bitkisi tarımı, özellikle hafif bünyeli topraklarda hem yeşil gübreleme ve hem de yem üretimi bakımından mutlak bir zorunluluktur. Bu amaçla baklagil yem bitkileri öncelik arz etmektedir.

 

 

8.3.3. Alt Bitki Tarımı

Sert iklimli yerlerde ve ağır bünyeli topraklarda görülen düşük sıcaklıklar ve kısa vegetasyon süreleri, alt bitkiler tarafından anız bitkilerinden daha iyi değerlendirilir. Burada tohum yatağı hazırlığı için toprak işlemeye gerek yoktur. Alt bitki tarımı, kurak bölgelerde ve birden gelişen bitkilerde zorlukla karşılaşır. üçgül ve üçgül türünden bitkiler alt bitki tarımında ön plandadır. Üst bitki olarak geniş yapraklı türler ve araziyi geç terk eden türler pek uygun değildirler. Tüm ait bitkilerin ön bitki değeri, genellikle bölgesel toprak çeşidi ve nem durumları ile çok değişmektedir. İlkbahar ve yaz başlangıcının kurak geçtiği bölgelerde ait bitki tarım ıen emniyetsiz bir ara bitkisi tarımı şeklidir.

 

Bahçe bitkileri tarımmda, kavaklık ve meyvalıklarda yem bitkilerinin yetiştirilmesi alt bitki tarımı için örnek uygulamalardır. Genç meyve veya zeytin ağaçlarının altında, yeni kurulan kavaklıklarda sıra aralarında Adi fığ, bakla, yıllık üçgüller ekilerek yeşil gübreleme ve yem üretimi sağlanabilir.

 

Ağır bünyeli topraklarda, alt bitki tarımından arta kalan kök artıkları için toprağın gevşetilmesi mutlaka gerekmektedir. Tarla bitkileri tarımında alt bitki tarımına örnek olarak uygulanan bir araştırmaya göre:

 

Buğday bitkisi ile birlikte aynı sıraya ekilen tek yıllık salyangoz yoncası ( Medicago scutellata Miil.) Orta Anadolu koşullarında alt bitki tarımına örnek olabilecek, başarılı sonuçlar vermiştir. Birlikte ekilen bitkilerden, hasat olgunluğuna önceden gelen buğday bitkisi 40 cm. yükseklikten biçer döverle hasat edildikten sonra tek yıllık yoncalar gelişimine devam etmekte ve büyüyen bitkiler ya hayvanlara otlatılmakta yada biçilerek değerlendirilmektedir.

 

 

8.4. Ekim Nöbeti Uygulamaarı ve Bazı Örnekler

Ekim nöbeti uygulamalarına başlarken, mevcut tarım arazisi, kontrolleri kolay birbirine eşit büyük parçalara(tarlalara) ayrılır. İşletmenin büyüklüğüne göre parça sayısı ve büyüklüğü değişir. Her tarla veya parça bir yetişme döneminde yetiştirilecek olan bir ürünü belirler.İşletmede bir yetişme döneminde tarla sayısı kadar ürün çeşidi bulunur.

 

Buna göre nöbetleşme düzenlen tarla sayısıyla belirtilir(3,4,5 tarlalı nöbetleşmeler). Genel olarak bir işletmenin en az üç, en çok sekiz tarlaya bölünmesi istenir. Arazi büyüklüğüne göre, 3,4,5 tarlalı işletmelerde ekim nöbeti uygulamaları daha kolaylıkla uygulanabilir. Örneğin 3 tarlalı bir işletmede her tarlada bir bitki türü olmak üzere her yetişme döneminde 3 çeşit ürün yetiştirilir. Genel olarak her bir parsele her yetişme döneminde ayrı bir bitki getirilmeye çalışılır.

 

Ekim nöbetinde yer alan kültür bitkileri, yaprak kütlelerinin miktarına göre iki gruba ayrılır.Yaprak miktarı az olan bitkilere (buğday arpa, çavdar, yulaf') "sap bitkileri", yaprakları fazla olan bitkilere de(şeker pancarı, marul, ıspanak, lahana, karnabahar. kereviz, pırasa, tüm yem bitkileri) yaprak bitkileri denir.

 

Bitkinin faydalanılan kısımlarına göre yapılan grublandırmada ise;

1. Kök bitkileri (şeker pancarı, havuç, kereviz, soğan)

 

2. Yaprak bitkileri (niarul, ıpanak, lahana, pırasa, tüm yem bitkileri)

 

3. Çiçek bitkileri( biryıllık çiçekli bitkiler, keten, kolza, ayçiçeği, çilek)

 

4. Meyve bitkileri( bezelye, salatalık, domates, kabak)

 

5. Tohum bitkileri( tüm yağ bitkileri, tahıllar) gibi grublar bulunur. Ülkemizde çok farklı ekolojik bölgeler bulunduğu için standart olarak uygulana bilecek ekim nöbeti örnekleri yoktur. Ancak belirli çevre koşulları benzerlik gösteren bölgelerde uygulanabilecek ekini nöbeti örnekleri vardır:

 

a. Doğal yağışların az olduğu(kurak-yarı kurak) bölgelerimizde "bir yıl ekim bir yıl nadas" uygulamasıyla nadasın azaltılması amaçlanmaktadır. (Korunga-Nadas-Buğday), (Buğday-Nadas-Mercimek), (Buğday-Baklagil), (Arpa-Bakiagil) gibi ekim nöbetleri uygulanabilir.

 

b. Sulama olanağının bulunmadığı, doğal yağışların yeterli olduğu nadasın uygulanmadığı bölgelerimizde (Buğday) ve (Arpa) ile Kolza, Ayçiçeği, Haşhaş, Kavun, Karpuz, Tütün ve Aspir'le ikili ekim nöbetleri uygulananabilir.

 

c. Sıcaklık toplamının bir yılda iki ürün almaya yetmediği, fakat sulama olanağının bulunduğu bölgelerde daha fazla ürün yetiştirme olanağı mevcuttur. Tahıl(Pancar, Patates, Pamuk, Susam, Yerfıstığı, Fasulye, Yonca, Haşhaş) uygulamaları ile (Patates-Pancar), (Patates-Bezelye), (Mısır-Pancar), (Mısır Bezelye). (Pancar-Haşhaş), (Baklagil-Haşhaş), (Mısır-Fasulye), (Pamuk Raklagil), (Pamuk-Yonca) gibi ikili ekim nöbeti uygulamaları yapılabilir.

 

d. Sıcaklık toplamının bir yılda iki ürün almaya yeterli olduğu ve sulama olanağının bulunduğu bölgelerde yoğun tarım uygulanır.Buğday ve Patates ile(Mısır-Çeltik-Soya-Susam-Yerfıstığı) ikili ekim nöbetleri tatbik edilir.

 

e. Ege, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde pamuğun ana ürün olması durumunda, iki yılda üç ürün alma olanaktan mevcuttur. Pamuk-(Buğday+Mısır IAyçiçeği), Pamuk-( Buğday+Susam), Pamuk-( Iluğday+Yerfıstığı), Pamuk (Buğday+Soya/Ayçiçeği). Parnuk-(Patates+Mısır), Pamuk-(Patates+Susam), Pamuk-(Patates+Yerfıstı Pamuk- (Patates+Soya) ile Pamuk-(kışlık ara ürün yem bitkisi fiğ veya yemlik kolza+Soya / Mısır) gibi üçlü ekim nöbetleri uygulana bilir.

 

 

8.5. Ekolojik Tarımda Bitki Koruma Yönünden Ekim Nöbeti

Topraktan kaynaklanan hastalık etmenleri açısından, ekim nöbetinde ayni bitkinin ne kadar süre sonra aynı yerde yetiştirilebileceğini, aşağıda belirtilen faktörler önemli ölçüde etkilemektedir:

1. Hastalık etmeninin toprakta yaşayabilme süresi,

 

2. Hastalık etmeninin topraktaki populasyon yoğunluğu ve çoğalabilme kabiliyeti,

 

3 Hastalık etmeni ile biyolojik mücadele olanağı,

 

4.Yetiştirilecek olan kültür bitkisinin, hastalık etmenine gösterdiği hassasiyet

(1) Hastalık etmeninin toprakta yaşayabilme süresine, toprağın fiziksel ve kimyasal özellikleri gibi birçok abiyotik faktörler etkili olabildikleri gibi toprakta yaşayan diğer canlılardan kaynaklanan biyotik faktörler de etkili olmaktadır.

 

(2) Toprakta yaşıyan mikroorganizmalar arasında çok karmaşık etkileşim mekanizması bulunmaktadır. Toprakta konukçu bitkileri olmadan hayatlarını saprofit olarak diğer organik materyalter üzerinde de sürdürülebilen hastalık etmenleri, toprakta yaşayan diğer mikroorganizmalarla, herşeyden önce, besin maddeleri için rekabete girmek zorundadırlar. Ayrıca, toprakta yaşayan bazı m ikroorganizmalar, salgı larıyla da hastalık etmenlerini etkileyebilmektedirler. Bu şekilde hem besin maddesi rekabeti ve hem de salgılarla ortaya çıkan etkileşirne, "Toprağın Antifitopatjen Potansiyeli" adı verilmektedir. Hastalık etmeninin saprofit olarak yaşama gücü ne kadar yüksek ve toprağın antifitopatojen potansiyelinden ne kadar az etkileniyorsa, toprakta yaşama süreleri de o kadar uzun olmakta ve dolayısı ile bu hastalık etmeninden etkilenen kültür bitkisinin aynı tarımsal araziye arka arkaya ekilme peryodunun uzaması gerekmektedir. Bu kültür bitkisi arka arkaya her yıl ekildiği takdirde, toprakta yaşayan ve o bitkiyi etkileyen hastalık etmenlerinin yoğunluğu da artmakta ve dolayısı ile kültür bitkisinin veriminde önemli düşüşler görülmektedir.

Diğer taraftan hastalık etmenının topraktakı populasyon yoğunluğu ne kadar fazla ise. bu hastalık etmeninden etkilenen kültür bitkilerinin hastalanma ihtimalleri de o kadar yüksek olmaktadır. Toprakta hastalık etmeninin populasyon yoğunluğu ne kadar yüksek ise, bu populasyonu düşürebilmek için bu etmenden etkilenen kültür bitkisinin arka arkaya ekim aralığının da o kadar uzaması gerekeceği açıktır.

 

(3) Hastalık etmeni ile kolay ve ucuz mücadele yapılıp yapılamaması da, aynı kültür bitkisinin ekim nöbeti içerisinde yer alabilme sıklığını etkilemektedir. Toprakta, çevre şartlarına dayanıklı sporlar (klamidospor, vb.) veya organlar (skleroti) oluşturarak, kolay mücadele edilemiyen hastalık etmenleri bulunduğunda, o hastalık etmeninden etkilenen kültür bitkisinin ekimi, süre olarak aralıklı yapılmak zorundadır. Buna karşılık ekolojik tarıma uygun biyolojik preparatlarla mücadelesi yapılabilen, hastalık etmeninden etkilenen kültür bitkileri, bu etmenle mucadeleyı göze almak şartı ile, ekim nobetınde daha sık yer alabilmektedir.

 

(4) Herhangi bir hastalık etırıenine karşı, kültür bitkisi çeşitlerinin göstermiş oldukları reaksiyonlar (mukavemet), çok değişik olabilmektedir. Örneğin bir domates çeşidi, topraktan kaynaklanan herhangi bir hastalık etmenine karşı hassasiyet gösterirken, bir başka domates çeşidi aynı hastalık etmenine karşı tolerant veya dayanıklı olabilmektedir.Tütünde, mavi küf hastalığına mukavim çeşitlerin üretimde kulanılmasıda diğer bir örnektir.Genetik-mukavim çeşitlerin elde edilmesiyle, gerçek anlamda ekolojik tarım yapma olanağı elde edilebilecektir. Sonuçta: Ekim nöbetinde bu özellik göz önünde bulundurularak, toprakta bulunduğu bilinen hastalık etıı karşı dayanıklılık gösteren bitki çeşidinin ekimine önem verilmelidir.

 

8.6. Bitki Korunmasında Ekim Nöbeti Uygulamaları ve Kültürel Uygulamalar

1. Biber mozayik virusu, domates mozayik virusu, domates çift çizgili virus hastalığının görüldüğü tarım arazilerinde: Ekim nöbeti uygulanmalıdır. Tavsiye edilen ekim nöbeti uygulaması:

  1. Birinci Yıl : domates, biber, patlıcan, hıyar, kabak, patates
  2. İkinciYıl : Havuç, soğan, sarımsak, ıspanak, kereviz
  3. ÜçüncüYıl: Bakla, bezelye, fasulye
  4. Dördüncü Yıl: Karnabahar, lahana., turp, marul, pırasa

Biber mozayik virusu hastalığın'da fıdelerin tümüyle yağsız süte bandırıldıktan sonra dikilmesi ile enfeksiyon önlenmektedir.

 

2. Bostanda solgunluk ve Kök çürüklüğü hastalığı ve Ekin koşnilinin zararının azaltılıııası için ayni tarlada 2 yıldan fazla üst üste bostan, hububat yetiştirilmemesi gerekir. Bostanda solgunluk ve kök çürüklüğü hastalığında sırta dikim yapılnıalı ve sulama esnasında kök boğazına suyun değmernesine dikkat edilmelidir. Bitkilerin, suyun ark içersinden sızarak alabileceği şekilde karıklar oluşturulmalıdır.

 

3. Lahana kök ur hastalığı görülen tarım arazilerinde hastalığın topraktaki dinlenme sporlarını etkisiz hale getirmek için, lahana, karnabahar, turp, şalgam, kolza gibi bitkiler aynı tarlaya üst üste veya birbiri ardından 7 yıl süre ile ekilmemelidir ve ekim nöbeti uygulanmalıdır.

 

4. Patates Uyuzu hastalığının yoğun olduğu topraklarda patates üretimi yerine konukçusu olmıyan bitkilerle (buğday, arpa, bostan gibi) ekim nöbeti uygulanır.

 

5. Patates Bakteriyel Yumuşak Çürüklük Hastalığında, patates dışında havuç, turp, soğan, sümbül, zambak, kabak, hıyar, patlıcan, domates, biber, lahana, marul, ıspanak gibi bitkiler konukçuları olduğundan münavebede konukçu bitkilerin dışındaki mısır-hububat gibi bitkilere yer verilir.

 

6. Kabakgillerde Mildiyö hastalığında, sık dikim yapılmamalı, yapılmış ise zamanında gerekli seyreltme yapılmalı-Tarlada çapalama ile yabancı otlarla mücadele yapılmalı ve bitki sıra aralarında hava sirkülasyonu sağlanarak akşam ve sabah düşen çiğin kısa zamanda kalkması temin edilmeli-hastalıklı bitkiler toplanıp, tarladan uzaklaştırılarak derin bir çukura gömülmelidir.

 

7. Mercimek kök boğazı çürüklüğü hastalığında, sık ekimden kaçınılmalı, dekara 9 kg'dan fazla tohumluk ekilmemeli-aynı tarlaya üst üste mercimek ya da diğer baklagiller ekilmemeli, Özellikle hububat ile en az 2 yıllık bir ekim nöbeti uygulanmalı-mercimek hasadı dane dökülmeyecek şekilde yapılmalı, münavebe bitkileri arasında kendiliğinden yetişen mercimek bitkileri yok edilmelidir.

 

8. Tütün küllemesi hastalığı: Patojenin çok geniş bir konukçu dizisi vardır. Bu konukçu dizisi içersinde en önemli olanları hıyar, kabak, kavun, karpuz, bamya ve ayçiçeğidir. Tütün tarlalarının yakınlarında bu bitkilerin tarım ından mutlaka sakınılmalıdır.

 

9.Yerfıstığı kök boğazı çürüklüğü hastalığı: Toprak sıcaklığı en az 20°C dolayında olduğunda nemli olmıyan iyi işlenmiş toprağa ekim yapılmalı; mısır, sorgum ve pamuk gibi bitkilerle üç yıllık bir ekim nöbeti uygulanmalıdır.

 

10.Buğday ve arpada kök çürüklüğü ve sap hastalıkları ile ilgili olarak 1989-1991 yıllarında Almanya-Bonn Üniversitesinde yapılan araştırmalarda, buğday ve arpa karışık olarak yetiştirildikten sonra ekilen buğday ve arpada belirtilen hastalıkların azaldığı tesbit edilmiştir.

 

11. 1983-1986 yıllarında Almanya-Bonn Üniversitesinde çavdar, buğday, arpa, yulaf bitkileri karışık olarak ekildiğinde külleme, yulaf çizgi hastalığı, yaprak pası, esmer yaprak lekesi hastalıklarının önemli derecede azaldığı, verimin %5 arttığı tesbit edilmiştir. Aynı denemede buğday, çavdar karışımında yaprak bitlerinin azaldığı ve verimin daha yüksek olduğu belirlenmiştir.

 

12. Buğdayda cüce sürme, yalnızca buğdaya etki yapmaktadır. Bu nedenle buğdayın yanında diğer tahıl türlerinin yetiştirilmesi bu hastalığın zararını daha düşük düzeye indirmektedir.

 

13. Fasulye antraknozu, fasulye bakteriyel solgunluğu ve soğan sürmesi gibi toprakta 1-2 yıl kalabilen etmenler için en az 3-4 yıllık ekim nöbeti uygulanmalıdır.

 

14. Ayçiçeği mildiyösü hastalığı: Sık ekimden kaçınılmalıdır. Dekara 800-900 gr tohum yeteriidir. Ağır bulaşık alanlarda buğday, pancar gibi bitkilerle 7 yıllık bir ekim nöbetine girilmelidir.

 

15. Pamuk solgunluk hastalığı: Bölge özelliklerine göre, pamuktan sonra 3 yıl yonca veya 2 yıl mısır, buğday), 3.yıl yeniden pamuk uygulaması yapılabilir.Kavun, karpuz, domates, hıyar gibi konukçu bitkilere ekim nöbetinde yer verilmemelidir. Sulanabilen yerlerde yonca yerine 2-3 yıl çeltik ekimi de önerilebilir.

 

1) Hububat hortumlu böceği

Çapa bitkilerinin ekim sırasına alınması, nadas ve derin sürüm yararlıdır.

 

2) Ekin bambul böceği:

Ekim nöbetinde şemsiyegiler ile baklagillere ait bitki türlerine yer verildiğinde çok iyi sonuç alınır. Çünkü zararlınııı larvaları bu kültür bitkilerinde kesin olarak beslenemezler.
Erken ekim ve erkenci çeşitleri yetiştirmekle, olgunlaşan tahılları erken hasat ederek zararlı populasyonu büyük oranda azalır.


3) Ekin güvesi

Ekin güvesi ile bulaşık sahalara en az iki yıl hububat ekilmemesi, hububatın yerine susam, baklagil, pamuk, darı ve karpuz gibi çapa bitkilerinin ekim nöbetine girmesi, kurak geçen yıllarda hububatın sulanması olumlu sonuçlar vermektedir. Hasattan hemen sonra yapılacak derin sürme ile yeni larvaların büyük bir kısmının ölmesine ve populasyonunun azalmasına neden olunur.


4) Ekin koşnili

Burçak, tiğ. yonca, korunga gibi baklagilleri ekim sırasına koyarak etkili bir mücadele yapmak mümkündür.

 

5) Şeker pancarı kist nematodu

Pancar ekim sahalarında veya bu nematodun konukçusu (Chenopodiaceae ve Crucıferae familyası üyeleri) olan diğer ürünlerde şeker pancarı kist nematodu bulaşması tesbit edilirse, 8-10 yıl süreyle bitki münavebeleri uygulanmalıdır.

Ekim nöbetinde, bu nematoda dayanıklı olan buğday, arpa, çavdar, mısır, sorgum, yonca, marul, keten, soğan, korunga gibi bitkiler yetiştiriimeli ve dörtlü ekim nöbeti tatbik edilmelidir.Şeker pancarı ekilen bir tarlaya, üç yıl (tahıl, baklagil, endüstri bitkileri veya sebze) diğer bitkiler ekildikten sonra, dördüncü yıl pancar ekilmelidir.Yıllara göre planlanan ekim nöbetinde aşağıdaki bitkilere yer verilebilir:

  • 1. Buğday, nadas, ayçiçeği,korunga, fığ, bostan, sebze, susam, yonca, nohut, soya, bakla
  • 2. Şeker pancarı
  • 3. Buğday. arpa, çavdar, mısır, yulaf, çeltik, susam, fasulye,haşhaş
  • 4. Ayçiçeği, mısır, buğday, çavdar, kolza, bostan, susam, sebze.

Ayrıca su taşkıni ıklarına mani olunmalı, ekim nöbetindeki hububatın hasadından sonra yaz aylarında toprak birkaç defa derince işlenmelidir.

 

6) Buğday gal nematodu:

Kimyasal mücadele yöntemi yoktur, kültürel yöntemlerden yararlanmak mümkündür. Kültürel önlemlerde nadas sisteminin uygulanması, bitki nöbetinin uygulanması (nematoda dayanıklı yonca, tırfıl, korunga, nohut, fasulye, mercirnek, şeker pancarı, patates, ayçiçeği., soğan, sarımsak., bostan çeşitleri, mısırve yağlı bitkiler ile biryıllık uygulamalar) ile toprak temizlenebilir.

 

7) Pamukta pembe kurt:

Pamukta yaprak döktürme (defoliasyon) ile erkencilik sağlanmalı ve zararlının etkisi azaltılmalıdır. Esas mücadelesi kültürel önlemlerle ve yasal yollarla yapılır. Zararlı kışı diyapoz halinde (larva halinde kışı geçirme) kör kozaların içinde veya çiğit içersinde geçirdiğinden tarla ve tohum temizliği gelecek yılın populasyonunu kırmada çok önemli olmaktadır. Bu nedenle pamuk hasadından sonra tarlada kalan saplar sapkeserle kesilerek derin sürülmelidir. Toprağa karıştırma olanağı yoksa toplanıp yakılmalıdır.

 

Tohum temizliği içinde tohumların sawgine'den ve linter makinalarından geçmesi gereklidir. Sawgine ve linter makinalarından geçmiş tohumluk çiğitler pembekurt'tan temizlenmektedir. Rollergine'den geçmiş pembekurtlu bulaşık tohumluk çiğit ise sterilizasyon ve fumigasyon gibi işlemlere tabi tutulmalıdır. Ekim nöbeti uygulamaları ve erken hasat yarar sağlamaktadır. Uygulanabilecek ekim nöbetlerinde: 3 yıl yonca-3 yı pamuk, 1 yıl buğday-3 yıl pamuk, 1 yıl mısır-2 yıl pamuk ve iki yılda 3 ürün alma gibi üretim sistemleri uygulanabilir.Yaprak döktürme ( Defoliasyon) ile erkencilik sağlama, erken ekim ve erkenci çeşitlerin ekilmeside zararlı populasyonunu azaltır.

Konu İle İlgili Dokümanlar

KULLANICI GİRİŞİ

Üye Ol Şifremi Unuttum?

Sorhocam.com 2014 yılında Ziraat Mühendisi Arafa KARAÇELEBİ tarafından kurulmuş olup herkesin faydalanabilmesi için ücretsiz olarak hizmet vermektedir.

Yetiştiriciliği, tarımı, ürünleri, bitkisi, ağacı, çiçeği gübreleri, hastalığı zararı, zararlıları, mücadelesi, ilaçları aşısı, budaması, otu, faydaları, programı, önerileri, istekleri, tavsiyeleri, nedir, nelerdir, nasıl yapılır, özellikleri, kullanım alanları, takvimi, sınavı, sınavları, notları

Site Haritası - Rss Beslemesi