• notifications1
  • menü

Bugün : 16 Nisan 2024 Salı

Aktif Madde: Pestisit ve benzeri maddeler içinde bulunan, hastalıklar, zararlılar ile diğer etmenler üzerinde esas biyolojik etkiyi gösteren maddelerdir.

 

Teknik Madde:Üretim sonunda elde olunan ve safiyet derecesi değişebilen maddedir.

 

Dolgu Maddesi: Aktif maddenin ilaç içerisindeki konsantrasyonunun düşürülmesini ve aktif maddenin bitkiye homojen dağılmasını sağlayan maddelerdir.

 

Islatıcı Madde: Etkili maddeler ile dolgu maddeleri genellikle su ile karıştırılıp bitki yüzeyine püskürtülür ise damlalar bitki yüzeyinde küre şeklinde durur. Bu yüzden, preparatın içinde bulunduğu suyun yüzey gerilimini azaltan ve bitki yüzeyinin kolayca ıslanmasını sağlayan maddelere ihtiyaç duyulur, işte bu maddeler de ıslatıcı maddelerdir.

 

Yayıcı Madde: İlacın bitki yüzeyine yayılmasını sağlayan maddelerdir.

 

Stabilizatör: Aktif maddenin dekompoze olmasını önleyen çok yavaşlatan veya formülasyonun uzun süre stabil kalmasını sağlayan maddelerdir.

 

Solvent: Aktif maddenin çözülmesini sağlayan ve sıvı formülasyon içerisinde homojen bir şekilde dağılmasını sağlayan maddedir.

 

Yapıştırıcı Maddeler: İlaç zerrelerinin bitki yüzeyine yapışmasını sağlayarak rüzgara ve yağmura karşı dayanıklılığını arttıran, bitki yüzeyinin uzun süre ilaçlı kalmasını sağlayan maddelerdir.

 

Emülgatörler: Birbiri ile karışmayan iki sıvının karışmasını sağlayan maddelerdir. Emülsiyon konsantre (EC) ilaçlarda kullanılır ve ilacın su ile homojen karışmasını sağlar.

 

Renk Maddesi: Özellikle tohum ilaçlarının ve zehirli yemlerin içerisinde bulunan maddelerdir. Uygulandığı materyalin zehirli olduğunu göstermesi açısından önemlidir.

 

Köpüklenmeyi Önleyen Maddeler: İlacın su ile karıştırılması esnasında, köpüklenmesini önleyen veya azaltan maddelerdir.

 

Tozumayı Önleyici Maddeler: Bu maddeler WP, granül, toz tohum ilaçları gibi tozuması istenmeyen formülasyonlar içerisine konur. Bu formülasyonların hem sürüklenip gitmemesi hem de uygulayıcıya zarar vermemesi açısından tozuması istenmemektedir.

 

ZİRAİ MÜCADELE İLAÇLARININ FORMÜLASYON ŞEKİLLERİNE GÖRE SINIFLANDIRILMASI:

  • 1-Toz İlaçlar
  • 2-Islanabilir Toz İlaçlar
  • 3-Kuru Tohum İlaçları
  • 4-Suda çözünen Tozlar
  • 5-Solüsyonlar ve Konsantre İlaçlar
  • 6-Emülsiyon Konsantre İlaçlar
  • 7-Yazlık ve Kışlık Yağlar
  • 8-Granüller
  • 9-Pelletler
  • 10-Aerosoller
  • 11-Zehirli Yemler
  • 12-Kapsül Şekli Verilmiş Formülasyonlar (Kapsüllenmiş Granüller)
  • 13-Gübre Karışımları
  • 14-Akıcı Konsantreler
  • 15-Yağ Konsantreleri ve Yağ Solüsyonları
  • 16-Çok Düşük Hacimli İlaçlamaya Uygun (Ultra Low Volume = ULV) veya Sulandırılmadan Kullanılan Sıvı İlaç Formülasyonları
  • 17- Mikro Emülsiyonlar
  • 18- Kapsül Süapansiyonlar
  • 19- Sıvı Tohum İlaçları

 

 

TOZ İLAÇLAR           

Çok ince öğütülmüş, doğrudan kullanılan ilaçlardır. Aktif madde oranı %1-10 arasında değişmektedir. Aktif maddenin dışında kalan kısım ise talk, kaolen, kieselgur (diatome toprağı), bentonit, profillit, kalsit, silis vb. gibi dolgu ve seyreltici madde denilen maddelerdir. Ayrıca toz ilaçların içerisine imalat esnasında öğütmeyi kolaylaştırıcı ve kekleşmeyi önleyici bazı sentetik maddeler de konulmaktadır. Bu yardımcı maddeler memleketimizde de bulunmaktadır.

           

Bir toz preparatın içerisindeki dolgu maddesi çoğunluğu teşkil ettiği için, seçiminde çok dikkat edilmesi gerekir. Birden fazla dolgu maddesi kullanılacak ise bu dolgu maddelerinin litre ağırlıklarının birbirine çok yakın olması istenir. Toz ilaç içerisindeki aktif madde yüzdesi kaç ise o oranda bitki yüzeyinde ilaç bulunmalı yani aktif  madde bitki yüzeyine homojen bir şekilde dağılmalıdır..

 

Toz İlaçlarda Aranan Özellikler:

           

1-Zerre büyüklüğü:           

Toz ilaçların zerreleri ne kadar küçük olur ise biyolojik etkinlikleri de o kadar artar. Eğer toz ilaç bir insektisit ise küçük zerrelerin ağız yoluyla alınması daha kolaydır. Özellikle kontak yolla etkili olan ilaçlarda da, böceğe veya larva yüzeyine daha fazla temas edebilme şansına sahiptir. Böylece böcek daha çabuk paralize olmakta ve ölmektedir. Fungisitlerde ise ilacın bitki yüzeyini bir film tabakası gibi örtmesi istenmektedir. Zerreler küçüldükçe hem bu özellik hem de ilacın yapışma kabiliyeti artmaktadır.

İlaç zerrelerinin %98’i 149 mikrondan, %95’i 74 mikrondan ve %75’i 44 mikrondan küçük olmalıdır.

           

2-Akıcılık:

Toz ilaçlar ilaçlama aletinin veya uçağın deposundan kesintisiz olarak çıkması gerekir. Bu nedenle, imalat esnasında akıcılığı sağlayan maddeler formülasyona ilave edilerek, sıvaşma engellenir ve düzgün bir akıcılık sağlanır.

           

3-Tozuma Kabiliyeti:          

Toz ilaç uygulandığında homojen bir toz bulutu meydana getirmeli, toz bulutu ne çok çabuk çökmeli, ne de çok uzun süre askıda kalmalıdır. Bu özelliğin sağlanması için ilaç zerrelerinin birbirine eşit büyüklük ve yapıda olması, ayrıca optimum bir yoğunluk veya litre ağırlığına sahip olması gerekir.

 

4-Litre Ağırlığı:

Litre ağırlığı ilacın bir litresinin ağırlığıdır. Litre ağırlığı düşük olan ilaçlar (özellikle uçakla uygulandığında) hafif bir rüzgarla sürüklenip gider ve hedefe ulaşamaz. Ağır olanların ise meydana getirdikleri toz bulutu zayıf, iş genişliği ve yapışması azdır. Homojen bir toz bulutunun meydana gelebilmesi için toz ilaçlarda litre ağırlığının 500-700gr arasında olması gerekmektedir.

           

5-Yapışma Kabiliyeti:

Kalıntı etkisi istenilen insektisitler, fungisitler ve de özellikle koruyucu fungisitler için yapışmanın sürekliliği istenilen bir özelliktir. Bu yüzden toz ilaç uygulandığı bitki yüzeyine yapışabilmeli ve bir süre kalabilmelidir.

           

6-Nem:

Fazla nemli toz ilaçlar iyi bir toz bulutu meydana getirmez. Uygulama aletinin deposuna sıvaşabilir. Aktif maddenin bozulması, akıcılığın azalması gibi durumlar da fazla nemli ilaçlarda karşımıza çıkabilecek durumlardır.

 

7-Basınca ve Isıya Karşı Dayanıklılık:

Depolanmış toz ilaçların basınçtan ve ısıdan etkilenmemesi gerekir. Üst üste yığılan ambalajlardaki ilaçlarda herhangi bir kekleşme, topaklaşma olmamalıdır.

 

ISLANABİLİR TOZ İLAÇLAR:

Su ile seyreltilerek uygulanan toz halindeki ilaçlardır. İçerisindeki etkili madde oranı %25 ile %80 oranında değişmektedir. Islanabilir toz ilaçlar, su ile seyreltildiklerinden, aktif madde dışında ilaç zerrelerinin suda ıslanmasını, zerrelerin birbirinden ayrılmasını ve zerrelerin su içerisinde çökmeden askıda kalmasını sağlayan yardımcı maddeler içerir. Islanabilir toz ilaçlar, toz ilaçlara göre daha ufak zerrelere sahiptirler.

 

Islanabilir Toz İlaçlarda Aranan Özellikler

           

1-Zerre Büyüklüğü:

Zerrelerin küçük olması istenir. Bu özellik; ilaçın aletle kolay atılmasını sağlar, süspansiyon kabiliyetini arttırır ve ince zerreler bitki yüzeyine daha homojen dağılır.

           

2-Süspansiyon Kabiliyeti:

İlaç zerrelerinin su içerisinde çökmeden askıda kalma özelliğidir. Eğer bir ilaçın süspansiyon kabiliyeti yüksek değil ise ilaçlama esnasında aletin deposunun dibine çökmesi söz konusu olacaktır. İlaçlamaya başlandığında önce dipteki yoğun ilaçlı kısım atılacak daha sonra ise çok az veya hiç ilaçsız sıvı atılacaktır.

          

3-Islanma Kabiliyeti:

İlaç su ile karıştırıldığında kolayca ıslanmalı, suyun üzerinde yüzmemelidir.

           

4-Islatma ve Yayılma Kabiliyeti:

 İlaç bitkiye püskürtüldüğü zaman, bitkiyi ıslatmalı ve damlalar yayılmalıdır. Damlalar ne kadar yayılır ise biyolojik etki de o kadar artmaktadır.

           

5-Yapışma Kabiliyeti:

Bu özelliğin yüksek olması biyolojik etkinliği arttırır. Çünkü, yağmur ile yıkanma azaltılmış olur.

           

6-Köpüklenme Durumu:

 WP ilaçlar içerisindeki ıslatıcı ve yapıştırıcı maddeler genellikle deterjan türünden maddeler olduğundan, su ile karıştırıldığında köpüklenme meydana gelir. İlaçların uygulamaya hazırlanması esnasında dikkat edilmeli, köpüklenmeden dolayı ilaçlama aletinin deposunun çabuk dolduğu zannedilerek, depo yarım bırakılmamalı; köpük çöktükten sonra kalan kısım tekrar su ile doldurulmalıdır.

           

7-Basınça ve Isıya Dayanıklılık:

Aktif madde toz ilaçlardakine oranla fazla olduğundan, basınca ve ısıya dayanıklılık daha önemlidir. Islanabilir toz ilaçların bu özelliğinden dolayı, uygun ambalajlarda ve uygun depolama şartlarında muhafaza edilmesi gerekir.

 

KURU TOHUM İLAÇLARI

Tohumluk olarak kullanılan materyallerin (buğday, pamuk, ayçiçeği, şekerpancarı ve sebze tohumları gibi) ilaçlanmasında kullanılan ilaçlardır. Topraktan bulaşan funguslar ile bazı toprak altı zararlılarına karşı tohumları korumak için uygulanır. Toz ilaçlara benzemekle birlikte tohuma yapışmasını sağlayan maddeler ile tohumların ilaçlı olduğunu belirten boya maddesi içerir.

 

Tohum İlaçlarında Aranan Özellikler:

1-İncelik Derecesi

Toz tohum ilaçlarının zerreciklerinin küçük olması istenilen bir özelliktir. Çünkü, ince zerreciklerin tohuma yapışması daha kolaydır. Bu ilaçların %98’inin 74 mikronun altında olması istenmektedir.

 

2-Yapışma Kabiliyeti:

Bu ilaçların uygulandığı tohumluk materyale iyi bir şekilde yapışması istenir.

 

3-Yapışmanın Sürekliliği:

Tohuma iyi bir şekilde yapışan ilaç, çeşitli darbe ve sarsıntılardan etkilenmeden, uzun süre yapışık olarak kalabilme özelliğine sahip olmalıdır.

 

4-Boyama Kabiliyeti:

Uygulandığı tohumda göz ile hemen fark edilebilecek şekilde iyi bir boyama özelliğine sahip olması gerekir. Özellikle insanlar tarafından da yenilebilme özelliğine sahip tohumların ilaçlı olduğunun anlaşılmasında, boyama kabiliyetinin büyük önemi vardır.

 

5-Akıcılık:

İlacın kesintisiz bir akıcılığa sahip olması gerekir.

 

SUDA ÇÖZÜNEN TOZLAR

Bu formülasyondaki ilaçlar da toz şeklindedir. Su ile çözünebilen aktif maddeleri içeren formülasyonlardır. Aktif maddenin her oranda suda çözünmesi beklenemez, ancak bu formülasyondaki aktif madde en yüksek uygulama dozunda bile kolayca suda çözünebilmelidir.

Ayrıca aktif maddenin dışında kalan yardımcı maddelerin de suda çözünmesi gerekir.

 

Suda Çözünen Toz İlaçlarda Aranan Özellikler:

Tuzun suda çözünmesi gibi bu formülasyon tipindeki ilaçların da suda çözünmesi istenir. Çözünmeden sonra dipte herhangi bir çökme olmamalıdır.

 

GRANÜL İLAÇLAR

Granül ilaçlarda granül çapı genellikle 0,5 mm ile 4,5 mm arasında değişmektedir. 0,5 mm’den küçük olanları mikrogranül, 5-5.5 mm arasındakiler pellet ve 30-40 mm arasındakiler ise tablet olarak adlandırılırlar. Aktif madde oranı %1 ile %40 arasındadır. Aktif maddenin taşıyıcı maddeye emdirilmesi yoluyla elde edildiklerinden, taşıyıcı maddenin iyi emme gücüne sahip olması istenir.

Granül ilaçların bazı avantajları vardır. Faydalı faunaya etkisinin daha az olması, özellikle sıcakkanlılara çok toksik olan maddelerin bu formülasyon tipi ile uygulamaya verilebilmesi, tozuma sorununun az olması sebebiyle son yıllarda dünyada kullanım oranı artmaktadır.

Uygulama alanları açısından; nemototlara, toprak zararlılarına, toprak herbisiti olarak toprağa uygulanabildiği gibi gübrelerle karıştırılarak da uygulanabilmektedir.

 

Granüllerde Aranan Özellikler:

1-Granül Büyüklüğü:

Granül ilaçlar 4 ile 80 mesh arasında olmakla birlikte bu değerler granüllerin alt ve üst sınırlarını belirlemektedir. Granüller ister büyük, isterse küçük partiküllü olsunlar partikül büyüklüklerinin uniform olması istenir.

 

2-Litre Ağırlığı:

Granül ilaçların parçacıkların litre ağırlığı homojen olmalıdır. Tarlaya uygulamada homojenliğin sağlanması için litre ağırlığı çok önemlidir.

 

3-Aşınmaya Karşı dayanıklılık:

İlaçlar imalatından uygulama aşamasına kadar birçok mekanik etki ile karşı karşıya gelirler. Bu mekanik zorlamalara karşı granüllerin dayanıklı olması ve aşınmaması gerekir.

 

4-Suda Dağılma:

İlaç içerisindeki etkili maddenin serbest hale geçmesi istenir. Bunun için granül ilaç uygulandığında toprak neminin, etkisi ile dağılabilmelidir.

 

5-Depolama Dayanıklılığı:

Depolama sırasında etkili maddenin bozulmaması, fiziksel özelliklerinin bozulmaması gerekir.

 

SUDA DAĞILABİLEN GRANÜLLER

Kuru akışkanlar olarak da (DF) bilinen içi boş ve iç yüzeyleri gözenekli,  0,1 mm çapında olan granül halindeki formülasyonlardır . Suyla karıştırıldığı anda, granüller suda hızlı bir şekilde dağılım gösterirler ve suda ıslanabilir tozların (WP) oluşturduğu bulamaca benzer bir bulamaç oluştururlar.

 Bu formülasyonun avantajlı olduğu bazı özelliklerini şöyle sıralayabiliriz,

-Granüller küçük, yuvarlak ve pürüzsüz yüzeyleri sebebiyle düzğün bir akıcılık gösterir.

-Dökülme esnasında kuru deriye ve elbiseye tutunmazlar.

-Toz ilaçlar gibi bir tozuma özelliği olmadığından uygulayıcıya zararlı etkisi azdır.

-Ambalaja yapışmadıkları için kolayca uygulama aletine boşaltılabilir.

-Sıvı ilaçların depolanması esnasında karşılaşılabilen sediment veya kristalleşme oluşumları yoktur.

 Yeterli biyolojik aktivitenin elde edilebilmesi için, ideal parçacık büyüklüğüne sahip olmalı ve yüksek süspansiyon kabiliyeti göstermelidir.

 

AEROSOLLER

Aerosoller uygun bir çözücüde çözünmüş aktif madde ile püskürtmeyi sağlayan bir gazdan oluşur. Kullanılan meme ve ambalaj içindeki basınç püskürtme dağılımı ve damlacıkların büyüklüğünü belirler.           

Süs bitkileri zararlıları ve ev haşerelerinin ilaçlamasında kullanılmaktadır.

 

ZEHİRLİ YEMLER

Zehirli yemler, bazı böcekleri ve kemirgenleri cezbederek çekmek ve zehirlemek amacıyla hazırlanmış formülasyon şeklidir. Zararlıyı kendi doğal çevresinde veya yakınında cezbedip, zehirlemesi istenir. Hedef alınan zararlıya göre değişik şekil ve kompozisyona sahiptirler. Bünyelerinde aktif madde, cezbedici, besin maddesi ve uyarıcı bir renk maddesi bulunabilir.

 

EMÜLSİYON KONSANTRELER        

Genellikle %20 ile %50 arasında aktif madde içerirler. Formülasyonda aktif madde dışında çözücü (Solvent) ve emülgatör bulunur. EC formülasyonlarda kullanılan aktif madde suda çözünmeyip, ancak organik bir çözücüde çözünebilmektedir.           

Aktif maddeyi çözen solvent doğrudan su ile karışmaz. Çözücü ve aktif madde hydrophob’dur, yani suyu sevmez. Bu nedenle bu maddelerin su ile karışımlarını sağlayan emülgatör adı verilen maddeler ilave olunur.           

Ülkemizde kullanılan tarım ilaçlarının yaklaşık %70 ile %80’nini EC formülasyonlar oluşturmaktadır.

 

Emülsiyon Konsantre İlaçlarda Aranan Özellikler:

            1-Görünüş:

            İlaç berrak olmalı ve herhangi bir yabancı madde içermemelidir.

            2-Emülsiyon Olma Özelliği:

            İlaç su ile iyice karışabilmeli ve genellikle süt renginde bir görünüm vermelidir. Ancak son yıllarda geliştirilen farklı yapılarda olan emülgatörlerle şeffaf, renksiz emülsiyonlarda oluşabilmektedir.

            3-Emülsiyon Stabilitesi:

            Belli bir sürede, belli sıcaklık ve konsantrasyonda su ile karıştırılan ilaçta herhangi bir ayrışma, kremleşme veya tortu oluşmaması istenir. İlacın, ilaçlama tankının altında veya üstünde bir ayrışma oluşturması istenmeyen bir özelliktir. Bu şekildeki ilacın, uygulama sahasına eşit şekilde dağıtılabilmesi söz konusu olamayacağından, iyi bir ilaçlama yapılamaz.

            Emülsiyonlarda rastlanan stabilsizlik halleri; ayrışma, kremleşme ve topaklaşma olarak bilinir. Bu hallerin  ilaçlama aletinin deposunda oluşmaması gerekir.

            4-Alev Alma Derecesi:

            Bu formülasyon içerisinde bulunan organik solventler yanıcı özelliğe sahiptirler. Bu özelliğinden dolayı, ilaçların depolarda, bayilerde, nakliye esnasında ve uygulanmaları sırasında meydana gelebilecek herhangi bir sızıntı sebebiyle kolayca alev almaması istendiğinden, ilaçların 22.8 0C’nin altında alev almaması gerekmektedir.

            5-Sıcağa Dayanıklılık:

            Depo ve bayilerde bekleyen ilaçlar, havanın sıcaklığından etkilenip, bozulma, kristalleşme vb. herhangi bir istenmeyen özellik göstermemelidir. 

            6-Soğuğa Dayanıklılık:

            Soğuk şartlar altında da ilaç fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinde herhangi bir değişim göstermemelidir.

 

SOLÜSYON KONSANTRE İLAÇLAR

EC ilaçlar gibi sıvı görünümdedirler ve su ile seyreltilerek oluşturulan berrak solüsyonlar şeklinde uygulanır. Su ile karıştırıldıklarında aynen EC’lerde olduğu gibi kalması arzu edilir. Bu formülasyonların yapılabilmesi için aktif maddenin suda çözünmesi gerekir. Emülsiyon konsantre ilaçlardan farkı emülgatör ve organik çözücü maddeler ihtiva etmemeleridir. 

 

YAZLIK VE KIŞLIK YAĞLAR

Nötr yağ (mineral yağ) olarak bilinen ve petrolün damıtılmasından elde edilen ürünler yazlık yağların etkili maddesidir. Kışlık yağlar buna ilaveten Dinitro orto krezol (DNOC) veya fenol adı verilen maddeler içerirler. Mayonez kıvamında veya normal emülsiyon konsantre kıvamında olabilirler.

 

Bu İlaçlarda Aranan Özellikler:

1-Sulandırılmış ve sulandırılmamış preparatların stabilitesi uygun olmalı, yani herhangi bir yağ ayrışması  göstermemelidir.

2-Sülfane olmayan residü miktarı olarak tanımlanan doymamış hidrokarbonların oranı en az %65 olmalıdır. Çünkü doymamış hidrokarbonlar güneş ışığının etkisi ile oksitlenerek bitkide yanma veya nekrozlara sebep olabilmektedir.

Ayrıca uçuculuk veya destilasyon dereceleri de böcekleri öldürme etkisi nedeniyle önem taşımaktadır.

 

SÜSPANSE (AKICI) KONSANTRELER

 Akıcı konsantreler EC-WP arası bir formülasyon şekli olup, farklı kıvamlarda (değişen vizkosite değerlerinde) olabilmektedirler. Su ile seyreltilerek uygulanırlar. Son yıllarda geliştirilen bu formülasyon tipinin avantajları şu şekilde sıralanabilir:

-Bitki yüzeyinde iyi bir örtü oluştururlar.

-WP’lere oranla yağmurdan sonra etkinliklerini daha uzun süre sürdürürler.

-Süspansiyon durumları iyi olduğundan, uzun süre bu özelliklerini korurlar.

-Sıvı olduklarından WP’lere göre daha uzağa püskürtülebilirler.

-Tozuma, rüzgarla dağılma olmadığından uygulayıcı için güvenlidir.

-Parçacıklar WP’lere göre daha ufak olduğundan iyi bir kaplama gösterirler ve uzun süre bitki yüzeyinde kalırlar.

-Emülsiyon ilaçların içerdiği çözücüleri ihtiva etmediklerinden, bitkiye daha az zararlıdırlar.

-Diğer sıvı ilaçlarda olduğu gibi seyreltmede kullanılan suya bağlı olarak (Sert, yumuşak su) değişim göstermezler.

 

MİKRO EMÜLSİYONLAR

Emülsiyon konsantre ilaçlardan faklı olarak, bünyelerinde su da içeren, uygulamada su ile seyreltilen ve çok düşük dozlarda uygulanabilen (<10ml/lt gibi), su ile seyreltiğinde de emülsiyonların oluşturduğu süt görünümünün aksine berrak emülsiyonlar veren, yeni geliştirilmiş formülasyonlardır.

 

KAPSÜLLENMİŞ GRANÜLLER

Mikrokapsülasyon tekniği daha önceleri uçucu kimyasallar (feromonlar gibi) ve pestisitlerin kontrollü verilmesi için geliştirilmiştir. Şu anda çeşitli ülkelerde birçok zirai üründe, evlerde ve binalarda kullanılmaktadır.

Bu formülasyonlar sıvı damlacıkları veya katı aktif madde parçacıklarının genellikle polivinil veya diğer materyallerle kaplanarak yuvarlak şekilde parçacıklar haline dönüştürülmesi ile elde edilirler. Genellikle kapsül büyüklükleri birkaç mikron ile 5 mm arasında değişmektedir. Ancak gerçek mikrokapsüller maksimum 200 mikrometre çapındaki parçacıklardır. Kapsül şeklindeki formülasyonlara, etkili maddenin toksisitesini, uçuculuğunu ve parlama özelliğini azaltabilmek amacıyla başvurulmaktadır. Etkili maddeyi kuşatan zarf materyali değişik oranlarda kırılarak ilacı yavaş yavaş serbest bırakır, dolayısıyla uçuculuğu yüksek bir insektisitin ömrü birkaç dakikadan birkaç güne uzayabilir.

Bu zarf materyalinin seçilmesinde dikkat edilecek nokta, materyalin etkili maddeye kimyasal bir etki yapmaması ve nem veya toprak mikroorganizması gibi çevre faktörlerinin etkisiyle kontrollü şekilde çözünmesi veya dağılmasıdır.

 Yeterli miktarda su ile seyreltilerek kullanılırlar. Uygulamada, kapsülün çevresindeki su buharlaşır, kapsül içindeki aktif madde kapsül duvarına difüze olur ve dış yüzeyde ince konsantre bir film tabakası oluşur. En dış yüzeydeki pestisit tabakası kırıldığında, duvardan difüzyon yoluyla ilave aktif madde gelerek onun yerini alır. Bu yavaş difüzyon işlemi sonucu, hedef zararlıya etkili olabilecek düzeyde sürekli rezidü oluşturulabilir.

 Aktif maddenin polimer bir yapı ile kaplanmış olması, aktif maddenin ısı, güneş ışığı, nem gibi etkiler altında kalarak dekompoze olmasını engeller. Ayrıca kullanıcıları ve çevreyi de aktif madde ile direkt temastan korur.

 Bu formülasyon tipinin bir çok avantajı olmasına rağmen, bunların diğer formülasyonlar kadar yaygın olmayışı; her aktif maddenin bu formülasyon tipine uygun olmaması ve üretim tekniğinin pahalı olması gibi nedenler sayılabilir.

Aşağıdaki şekilde bir mikrokapsülün uygulandıktan sonra, aktif maddenin kapsül yüzeyine çıkışı görülmektedir.

 

ULV FORMÜLASYONU

Hem bir formülasyon şekli hem de uygulama yöntemidir. Uygulamada kullanılan püskürtme hacmine göre çeşitli sınıflandırmalar vardır. Fakat genel olarak 3 gruba ayrılabilir:

-Yüksek hacimli (High volume) ilaçlama: Dekara 40 litre veya daha fazla püskürtme sıvısı atılır.

-Düşük hacimli (Low volume) ilaçlama: Dekara 0.5-40 litre püskürtme sıvısı atılır

-Çok düşük hacimli (Ultra low volume) ilaçlama: Hangi teknikle atılırsa atılsın dekara 0.5 litreden daha az ilaç atılır.

 Bu tekniklerden herhangi birinin seçimine karar verilirken; vejetasyon, bitkinin fenolojik durumu, zararlının cinsi, suyun yeterli olup olmadığı, ilaçlanacak sahaya girilip girilemeyeceği, uygulayıcının tecrübesi ve bilgisi dikkate alınmalıdır.

Bu tip formülasyonda genellikle emülgatör bulunmaz, etkili maddesi katı olan ilaçlarda bir çözücü madde (solvent ) gereklidir.

Kullanılacak ilaçların tortu,  toleransın dışında yabancı madde ve su içermemesi, uygulama esnasında köpüklenme yapmaması, sıcağa ve soğuğa dayanıklı olması, alev alma noktasının 22.8 0C ‘den yüksek olması istenir.

-Klasik uçakla ilaçlama uygulamalarına oranla, uçak daha yüksekten uçurulur. Böylece uçağın uçuş güvenliği artırılmış olur ve daha büyük iş genişliği sağlanır.

-İlaç miktarında en az on misli tasarruf sağlanır.

-Orta ve kaba sınıftaki damlacıklar yerine ince damlacıklarla püskürtme yapılır.

-Günlük iş kapasitesi 2-3 katı artar.

-İlaçlama genişliği artar

-Seyreltilmesi için suya gerek duyulmaz.

-Daha küçük damlacıklarla daha iyi kaplama sağlanır

-Yağmurla yıkanmaya dirençlidir.

Bütün bu avantajların yanı sıra kalıntı etkisinin uzaması, zehirliliğin yüksek olması ve sürüklenme olduğunda çevreye etkisinin daha fazla olması gibi dezavantajları da vardır.

           

ADJUVANTLAR

İlacın fiziksel özelliklerini iyileştirmek ve biyolojik aktivitesini arttırmak maksadıyla uygulama esnasında preparatla birlikte ilaçlama aletine ilave edilen yardımcı maddelerdir. Adjuvantlar yurt dışında ruhsata tabi olmasına rağmen, ülkemizde ruhsatlandırma işlemine tabi tutulmamaktadır. Özellikle herbisit uygulamasında ülkemizde aşırı derecede adjuvant kullanımı vardır.

Adjuvantlar ilaç damlacıklarının yüzey gerilimini düşürerek bitki yüzeyi üzerinde kolaylıkla ilacın dağılmasını ve bitkiye kolayca yapışmasını  sağlarlar. Adjuvantların kullanımında ortaya çıkan sonuçlar; düşük buharlaşma, hedef alınan yüzeye daha iyi yapışma ve uygulanan bitkilerin yüzeyini daha uniform bir kaplama şeklinde özetlenebilir.

Adjuvantlar etki şekillerine göre aşağıdaki şekilde gruplandırılırlar.

a-      Aktivatör yardımcı maddeler (=aktivatör adjuvantlar): Surfaktantlar, ıslatıcı maddeler, penetrantlar, yağlar olup pestisit aktivitesini arttırırlar.

b-      İlacın özelliğini değiştiren adjuvantlar: Yapıştırıcılar, film oluşturucular, yayıcılar, yayıcı-yapıştırıcılar, depozit oluşturucular, koyulaştırıcılar, köpükler olup sürüklenmeyi azaltıp pestisitin hedefe yerleşmesini sağlarlar.

c-      Faydalı değiştiriciler: Emülgatörler, dağıtıcılar, stabilize edici maddeler, yardımcı solventler, bağlayıcı maddeler, karışabilirliği sağlayan maddeler, tampon özellik sağlayan maddeler, köpük oluşumunu önleyen maddeler olup pek çok pestisit formülasyonlarında stabil püskürtülebilir süspansiyon veya solüsyonları oluşturmak amacıyla kullanılırlar.

 

Bu sınıflandırmada “b” şıkkında yer alan yapıştırıcıların fonksiyonu ilaçlama işlemi anında bir pestisitin daha iyi yapışmasını ve o ilacın yağmurla yıkanmaya karşı bir direnç oluşturmasını sağlamaktadır. Bu amaçla pek çok materyal yapıştırıcı olarak kullanılmaktadır ki bunlar film oluşturan bitkisel jeller, emülsiye olabilen reçineler, emülsiye olabilir mineral ve bitkisel yağlar ile suda çözünebilen polimerleridir.   

KULLANICI GİRİŞİ

Üye Ol Şifremi Unuttum?

Sorhocam.com 2014 yılında Ziraat Mühendisi Arafa KARAÇELEBİ tarafından kurulmuş olup herkesin faydalanabilmesi için ücretsiz olarak hizmet vermektedir.

Yetiştiriciliği, tarımı, ürünleri, bitkisi, ağacı, çiçeği gübreleri, hastalığı zararı, zararlıları, mücadelesi, ilaçları aşısı, budaması, otu, faydaları, programı, önerileri, istekleri, tavsiyeleri, nedir, nelerdir, nasıl yapılır, özellikleri, kullanım alanları, takvimi, sınavı, sınavları, notları

Site Haritası - Rss Beslemesi