Sorhocam.com 2014 yılında Ziraat Mühendisi Arafa KARAÇELEBİ tarafından kurulmuş olup herkesin faydalanabilmesi için ücretsiz olarak hizmet vermektedir.
Zararlılara Karşı Biyolojik Mücadele
BİYOLOJİK MÜCADELE
Doğadaki canlıların popülâsyonları beslenme ilişkisinin gereği olarak belirli bir dengede devam etmektedir. Kültür bitkilerindeki zararlı türler ile beslenen birçok canlı türü vardır. İşte, bu canlılar zararlıları baskı altında tutarak popülâsyon artışını sınırlamaktadırlar. Bu canlılara doğal düşman adı verilir. Zararlıların popülâsyonlarını ekonomik zarar eşiğinin altında tutmak amacıyla, zararlıların predatörleri, parazitoitleri, parazitleri veya patojenleri kullanılarak yapılan mücadele çalışmalarına Biyolojik Mücadele adı verilir. Yani, biyolojik mücadele, herhangi bir organizmanın yoğunluğunu, bu etmenlerin (predatörler, parazitoitler, parazitler veya patojenler) olmadığı zamanki yoğunluğundan daha az düzeyde tutmalarını sağlayıcı faaliyetler olarak da tanımlanabilir.
Biyolojik mücadele tek başına uygulanabileceği gibi entegre zararlı yönetimi programları ile birlikte de uygulanabilir. Biyolojik mücadeleye karar vermeden önce zararlıların doğal düşmanlarının çok iyi tespit edilmiş olması ve bu doğal düşmanların etkinliklerinin bilinmesi gereklidir. II. Dünya savaşından sonra sentetik organik maddelerin sentezi ve tarımsal zararlılara karşı aşırı kullanımı sonucu, bu kimyasal maddelerin birçok olumsuz etkileri ortaya çıkmıştır. Bunun sonucu olarak tarımsal zararlılarla mücadelede kimyasal mücadele dışındaki mücadele yöntemlerine önem verilmeye başlanmış ve biyolojik mücadele önem kazanarak zararlıların doğal düşmanlarının tespiti ve biyolojik mücadelede kullanılma imkânlarının araştırılmasına ağırlık verilmiştir. Günümüzde, entegre zararlı yönetimi programlarında biyolojik mücadele oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Ancak, biyolojik mücadele ile ilgili yapılacak çalışmalarda zararlı türlerin doğal düşmanları dikkatli bir şeklide tespit edilerek, bunların biyolojik ve ekolojik özelliklerinin ortaya konması zorunludur.
Biyolojik mücadelenin tarihçesi oldukça eskilere kadar uzanmaktadır. Tarımsal zararlılara karşı biyolojik mücadele, tarım ve biyoloji alanındaki çalışmalara paralel olarak gelişme göstermiş ve 19. yüzyılda kendini göstermeye başlamıştır.
Ülkemizde ilk biyolojik mücadele çalışmalarına 1912 yılında Erisoma lanigerum (Hausmann) (Elma pamuklu biti)'a karşı Aphelinus mali Haldeman'nin; Icerya purchasi (Maskell) (Torbalı koşnil)'ye karşı Rodalia cardinalis (Mulsant)'in getirilmesi ile başlanmıştır. 1913, 1918 ve 1934 yıllarında İtalya'dan Pseudaulacaspis pentagona (Targioni Tozzetti) (Dut kabuklu biti)'ya karşı Encarsia berlesei (Howard), 1934 yılında Almanya'dan Cadra cautella (Walker) (İncir kurdu)'ya karşı Bracon hebetor Say getirilmiştir. Daha sonra,Diaspidiotus perniciosus (Comstock) (San jose kabuklu biti)'a karşı Encarsiaperniciosi (Tower);Planococcus citri (Risso) (Turunçgil unlu biti)'ye karşı Leptomastix dactylopii Howard ve Cryptolaemus montrouzieriMulsant getirilerek üretilmiş ve doğaya salınmıştır. Ancak, ülkemizin iklim şartları sebebiyle C. montrouzierikışı geçirememekte ve hemen her yıl doğaya salınması gerekmektedir. Dialeurodes citri (Asmead) (Turunçgil beyaz sineği)'ye karşı Encarsia lahorensis (Howard); Cydia pomonella (L.) (Elma iç kurdu) ve Arcips spp. (Yaprak bükenler)'ne karşı Trichogramma spp., Tetranychus spp.'ne karşı Phytoseiulus persimilis Athias-Henriot ülkemizde kitle halinde üretilip biyolojik mücadelede kullanılan türlerin arasında yer almaktadırlar
Biyolojik mücadelenin çevre ve insan sağlığına olumsuz etkisi yoktur. Doğal dengeyi koruyucudur. Diğer mücadele yöntemlerine göre daha ekonomik ve süreklidir. Fakat doğal düşmanın zararlı tür üzerinde baskı kurabilmesi için belirli bir süreye ihtiyacı vardır.
Dünyada günümüzde kullanılan biyopestisitlerden, 104 bakteri (çoğunluğu Bacillus thuringiensis), 44 nematod, 12 fungus, 8 virüs ve 6 protozoa preparatının, diğer taraftan zararlılara karşı biyolojik mücadelede kullanılan 107 adet doğal düşmanın bulunduğu belirtilmektedir.
6.1. Biyolojik Mücadelede Kullanılan Organizmalar
6.1.1. Predatörler (Avcılar)
Yaşamları boyunca birden fazla ava ihtiyaç duyan, avlarını arayıp bulan ve ona saldırarak öldüren ve onunla beslenen organizmalara predatör adı verilir. Predatörler, monofag, oligofag veya polifag olabilirler. Biyolojik mücadelede daha çok monofag türler önem arzetmektedir. Predatör türler, Thysanoptera, Hemiptera, Coleoptera, Neuroptera, Diptera, Hymenoptera, Acari ve Araneae takımları içerisinde yer almaktadırlar (Tablo 6.1.1).
Ayrıca, Omurgalılar içerisinde de bazı önemli predatör türler bulunmaktadır. Omurgalılar içinde biyolojik mücadelede en çok kuşlar ve balıklardan yararlanılmaktadır .Kuşlar içinde en önemli tür Sturnus vulgaris L. (Sığırcık)'dir. Birçok zararlı türün baskı altında tutulmasında kuşların önemi büyüktür. Örneğin, sığırcıklar, sürüler halinde çekirgeleri izler ve yerler. Toprağın işlenmesi ve çapalanması esnasında toprak yüzeyine çıkan birçok zararlı böcek türü de kuşlar tarafından toplanmaktadırlar. Bazı orman zararlılarının kontrolünde kuşlardan yararlanılmaktadır. Ormanlarda kuşlar için suni barınaklar yapılarak kuşların toplanmasını ve barınmasını sağlamak suretiyle onlardan yararlanılmaktadır. Balıklardan,Gambusia affinis Baird & Girard ve Poecilia reticulata Peters sivrisineklere karşı biyolojik mücadelede kullanılmaktadırlar.
6.1.1. Arthropoda Şubesine Ait Bazı Önemli Predatör Takım ve Familyalar
THYSANOPTERA | NEUROPTERA |
Aeolothripidae | Chrysopidae |
Phloeothripidae | Hemerobiidae |
Thripidae | DIPTERA |
HEMIPTERA | Cecidomyiidae |
Anthocoridae | Chamaemyiidae |
Gerridae | Sciomyzidae |
Miridae | Syrphidae |
Nabidae | HYMENOPTERA |
Pentatomidae | Formicidae |
Reduviidae | Vespidae |
Veliidae | Sphecidae |
Phasmatidae | Crabronidae |
COLEOPTERA | ACARI |
Carabidae | Phytoseiidae |
Cicindelidae | Hemisarcoptidae |
Dytiscidae | Stigmaeidae |
Cleridae | ARANEAE |
Coccinellidae | |
Cybocephalidae |
6.1.2. Parazitoitler (Asalaklar)
Gelişmelerini tek bir konukçu üzerinde tamamlayan ve belirli bir süre sonra konukçusunu öldüren organizmalara parazitoit adı verilir. Konukçularının içinde yaşıyorsa endoparazitoit (iç parazitoit), dışında yaşıyorsa ektoparazitoit (dış parazitoit) adı verilir. Parazitoitlerde konukçuyu bulmak dişinin görevidir. Dişi birey konukçusuna saldırır ve yumurtasını konukçusunun vücudu içine veya üzerine bırakır. Yumurtanın açılması ile çıkan bireyler ergin oluncaya kadar konukçularını öldürmezler, aksi takdirde kendileri ölmeye mahkûmdurlar.
Parazitoit türler, Hymenoptera ve Diptera takımları içerisinde yer almaktadırlar. Bunlar, larva dönemlerinde asalak olmalarına karşın ergin dönemlerinde serbest olarak yaşarlar ve oldukça da aktiftirler. Bu sebeple, konukçularını arayıp bulma ve yumurta koyma imkânına sahiptirler. Parazitoitler, saldırdıkları konukçu dönemlerine göre de isim alırlar. Konukçusunun yumurta dönemine yumurtasını bırakıp ergin olan parazitoitlere yumurta parazitoiti, konukçusunun larva dönemine yumurta bırakıp ergin olanlara larva parazitoiti, konukçusunun nimf dönemine yumurta bırakıp ergin olanlara nimf parazitoiti, konukçusunun larva dönemine yumurta bırakıp konukçusunun pupa döneminde ergin olanlara larva-pupa parazitoiti, konukçusunun pupa dönemine yumurta bırakıp ergin olanlara pupa parazitoiti, konukçusunun ergin dönemine yumurta bırakıp ergin olanlara ergin parazitoiti adı verilir.
Bir yumurtadan çok sayıda embriyonun gelişmesi olayına poliembriyoni adı verilir. Bir konukçuya, birden fazla sayıda parazitoit tür tarafından yumurta konulmasınamultiparazitizm; bir konukçuya bir parazitoit tarafından birden fazla sayıda yumurta konulmasına süperparazitizm; bir konukçuda aynı türün iki veya daha fazla bireyinin gelişmesine gregarious parazitizm; bir konukçuda sadece bir parazitoitin bir bireyinin gelişmesine isesolitary parazitizm adı verilir.
Bir parazitioitin diğer bir parazitoit üzerinde gelişmesi veya onu parazitlemesi, yani parazitoitin parazitoitine hiperparazitoit veya sekonder parazitoit adı verilir. Hiperparazitoitler, doğal düşman popülâsyonlarını azaltmaları sebebiyle zararlı kabul edilirler. Bu sebeple, bir türün biyolojik mücadelede kullanılmasından önce biyolojisinin çok iyi bir şekilde çalışılması gereklidir.
Bir türün, kendine yuva yapmaksızın, farklı bir tür tarafından yapılan ve içerisinde av bulunan bir yuvaya yumurta koymasına kleptoparazitizm adı verilir. Yuvayı işgal eden kleptoparazitik türün dişisi yuvadaki yumurta veya genç larvayı tahrip ederek kendi yumurtasını koymaktadır. Bir türün, aynı familyadan yakın ilişki halinde olduğu bir türün yuvasına yumurta koymasına primer kleptoparazitizm denir. Örneğin, Nysson 'un diğer Crabronidae türlerinin yuvasında, Evagetes'in diğer Pompilidae türlerinin yuvasında, Nomada'nın diğer Apidae türlerinin yuvasında parazitoit olması primer kleptoparazitizm'dir. Bir tür, yumurtasını hiç ilişki halinde olmadığı başka bir türün yuvasına koymasına ise sekonder kleptoparazitizm adı verilir. Örneğin, Eumeninae, Apidae ve Crabronidae türlerinin yuvasına değişik Chrysididae türleri tarafından yumurta konulması sekonder kleptoparazitizm'dir.
Bazı parazitoit türlerde, dişiler ve erkekler farklı konukçularda gelişirler. Bu türlere, heteronomous parazitoit türler adı verilir Bazı heteronomous parazitoitlerin erkekleri, diğer parazitoit türler veya kendi dişilerinin hiperparazitizmi sonucu gelişirler. Bu durum, adelfoparazitoit türlerde de görülür. Parazitoit bir türün bir eşeyinin diğer eşey üzerinde hiperparazitoit olarak yaşamasına adelfoparazitizm adı verilir. Örneğin, Encarsia lahorensis (Howard)'in erkek bireyleri olgun larva veya pupa dönemindeki dişilerinin üzerine bırakılan döllenmemiş yumurtalardan gelişirler.
Dünyada Biyolojik Mücadelede Kullanılan Parazitoit Familyalara Ait Türlerin Zararlıları Kontrol Sayıları
Familya | Parazitoit Cins Sayısı |
Parazitoit Tür Sayısı |
Zararlı Tür Sayısı |
Ara sıra Etkili Kontrol Sayısı | Etkili Kontrol Sayısı |
HYMENOPTERA | |||||
Stephanidae | 1 | 1 | 1 | 1 | - |
Braconidae | 23 | 66 | 59 | 158 | 53 |
Ichneumonidae | 30 | 45 | 28 | 72 | 22 |
Scelionidae | 4 | 12 | 11 | 23 | 6 |
Platygasteridae | 4 | 7 | 6 | 12 | 5 |
Cynipoidea | 3 | 4 | 4 | 7 | 1 |
Trichogrammatidae | 2 | 12 | 12 | 24 | - |
Eulophidae | 21 | 36 | 47 | 72 | 23 |
Mymaridae | 4 | 7 | 9 | 15 | 9 |
Chalcididae | 2 | 3 | 2 | 4 | - |
Torymidae | 1 | 1 | 1 | 2 | - |
Pteromalidae | 15 | 26 | 221 | 49 | 17 |
Encytidae | 34 | 61 | 401 | 132 | 53 |
Aphelinidae | 13 | 59 | 32 | 185 | 90 |
Eupelmidae | 2 | 4 | 3 | 4 | - |
Bethylidae | 2 | 2 | 2 | 3 | - |
Dryinidae | 2 | 2 | 1 | 2 | - |
Scolioidea | 3 | 13 | 10 | 21 | 3 |
DIPTERA | |||||
Cryptophetidae | 1 | 2 | 2 | 5 | 5 |
Tachinidae | 27 | 30 | 27 | 69 | 35 |
Toplam | 194 | 393 | 879 | 860 | 322 |
6.1.3. Parazitler (Asalaklar)
Yaşamını tek bir konukçu üzerinde tamamlayan ve konukçusunu öldürmeyip zayıflatan organizmalara parazit adı verilir. Parazitlerin yayılma süreleri dışında yaşamları konukçularının canlı olmasına bağımlıdır. Konukçusunun içinde yaşıyorsa iç parazit (endoparazit), dışında yaşıyorsa dış parazit (ektoparazit) adını alırlar. Bu grupta, nematodlar yer almakta ve biyolojik mücadelede kullanılmaktadırlar.
Böceklerin biyolojik mücadelesinde nematodların kullanımına yönelik çalışmalar, Mermithidae, Tetradonematidae, Allantonematidae, Phaenopsitylenchidae, Sphaerulariidae, Steinernematidae ve Heterorhabditidae familyalarına ait türler üzerinde yapılmıştır.
Steinernematidae familyasından Steinernema, Heterorhabditidae familyasından ise Heterorhabditis cinsine bağlı nematod türlerinin, zararlıların mücadelesinde oldukça etkili oldukları saptanmıştır. Bunların 3. dönem larvaları aktiftir ve bu larvalar konukçularının ağız, anüs ve stigma gibi doğal açıklıklarından giriş yapmaktadırlar. Böceğin barsağına ve daha sonra barsağı delerek vücut boşluğuna geçerek, taşıdıkları bakteriyi böceğin sindirim sistemine ve vücut boşluğuna bırakmaktadırlar. Böceği 2448 saat içerisinde öldürmekte ve ölü böcek vücudu bir sıvı ile kaplanmakta ve bu sıvı nematodun besin kaynağını oluşturmaktadır. Hem entomopatojen nematod ve hem de bakteri böceğin vücudunda çoğalmaktadır.
Bu ilişkide nematodun görevi bakteriyi böceğin vücuduna taşımaktır. Bakterinin görevi ise sadece konukçuyu öldürmek değil aynı zamanda konukçusunu hem kendisi ve hem de nematodun gelişmesi için gerekli gıda kaynağının sağlanacağı bir hale getirmektedir. Yapılan çalışmalarda nematodun konukçusunu enfekte ettiğinde konukçuya bakteriyi verdiğini bu bakterinin ise nematodun beslenmesini kolaylaştıracak ortam oluşturduğunu, ayrıca, antibiyotik meydana getirerek nematodun besini olan kadavranın çürümesini engellediği saptanmıştır. Yine, entomopatojen nematod tarafından böcek vücuduna bırakılan bakterinin iki saat içerisinde böceğin kanına geçtiği tespit edilmiştir.
Steinernema cinsi entomopatojen nematodlar Xenorhabdus; Heterorhabditis cinsi entomopatojen nematodlar ise Photorhabdus cinsine ait bakteriler ile ortak yaşamaktadırlarSteinernematid ve heterorhabditidlere hassas böcek sayısı oldukça fazladır. Değişik araştırıcılar tarafından bu nematodların biyolojik aktiviteleri laboratuar ve tarla denemeleri yapılarak belirlenmiş ve etkinliği en yüksek olan türün Steinernema carpocapsae olduğu belirtilmektedir. Bu nematod türü 11 böcek takımına ait 75 familyaya bağlı 250 böcek türünü enfekte etmektedir. Bu nematodun laboratuarda üretilen hazır preparatları DD-136 adı altında kullanılmaktadır. Steinernema carpocapsae ve S. scapterisci toprak yüzeyinin yakınında, S. glaseri ve Heterorhabditis bacteriophora ise toprak altındaki zararlılarda etkili oldukları belirtilmektedir.
Steinernema glaserVmn Popillia japonica Newm'ya, S. carpocapsae'nın biyopreparatı ise Cydia pomonella (L.) ve Diabrotica virgifera LeConte'ya karşı kullanılmaktadır.
Mermithidae familyasına giren türler ise zararlılarda obligat parazit olarak yaşamaktadırlar. Özellikle, Mermis ve Agamermis cinslerine giren türler biyolojik mücadele açısından önem arz etmektedirler.
Nematodların nem ihtiyaçlarının çok kritik olması yanında kolayca depo edilememeleri biyolojik mücadelede kullanımlarını sınırlamaktadır. Entomopatojen nematodların biyolojik mücadelede kullanımlarını artırmak için yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Genetik iyileştirmeler ile bunların çevre şartlarına karşı dayanıklılıklarının ve virulanslıklarının artırılmasına yönelik çalışmalar özellikle dikkati çekmektedir. Son yıllarda, Heterorhabditis bacteriophora türüne karşı moleküler teknikler kullanılarak transgenik nematodlar elde edilmiştir. Bu transgenik nematodlar yüksek sıcaklıklara karşı, yabani ırklarından 18 kat daha dayanıklı olduğu kaydedilmektedir.Xenorhabdusve Photorhabdus türlerinde endotoksin üretimini kontrol eden dört benzer gen sequensi tespit edilmiştir. Zararlılara karşı dayanıklı transgenik bitki yetiştirmek için bu bakterilerde endotoksin üreten genlerin,Bacillus thuringiensis'in endotoksin üreten genlerine alternatif olabileceği son zamanlarda yapılan çalışmalarda belirtilmekte ve bu sahadaki araştırmaların giderek arttığı kaydedilmektedir.
6.1.4. Patojenler
Bunlar parazit mikroorganizmalardır. Konukçularının ölümüne sebep olurlar. Ölen konukçu binlerce mikroorganizmayı etrafa dağıtır. Özellikle, rüzgâr ve yağmurun etkisiyle yayılma alanı geniş alanları kapsar. Patojenlerin, konukçu içerisinde çok hızlı çoğalmaları ve küçük cesametli olmaları sebebiyle kitle halinde üretimleri kolay olmaktadır. Bunlara, biyolojik pestisitler adı verilmektedir. Tarımsal zararlılarla mücadelede fungus, bakteri, virüs ve protozoa'lara ait canlı organizmaların bizzat kendileri, öldürülmüş formları veya üretmiş oldukları metabolitlerden yararlanılmaktadır. Dünyada giderek artan çevre bilinci, sentetik pestisitlerin insan ve çevre sağlığına olumsuz etkileri, doğal dengenin bozulması gibi sebepler sonucu son yıllarda biyopestisitler üzerinde daha yoğun çalışmalar yapılarak birçok biyopreparatın piyasaya verilmesine sebep olmuştur. Biyopestisitler, sentetik pestisitlere göre daha emniyetli ve çevre dostu olarak bilinmektedirler. Mikrobiyal mücadelede kullanılan patojenler şunlardır.
6.1.4.1. Bakteriler
Son yıllarda, spor oluşturan entomopatojen bakteriler zararlılarla mücadelede en fazla kullanılan mikroorganizmalardır. Dünyada 104 bakteriyel biyopreparat zararlılara karşı ticari amaçlı kullanılmaktadır. Bunların, çoğunluğuBacillus thuringiensis'e ait biyopreparatlardır.Bakteriler, zararlıların vücuduna besinle birlikte ağız yoluyla girerler. Kristal taşıyan spor formundaki bakteri, böcek vücudunda sporangium içinde endosporlar ve patojen taşıyan kristaller oluştururlar. Bu kristaller, toksin ihtiva eder, bu toksin veya bakterinin bütün vücudu sarması sonucu böcekleri öldürürler.
Entomopatojen bakterilerin çoğunluğu Bacillus ve Coccobacillus cinsleri içerisinde yer alırlar. Coccobacillus acridiorum çekirgelerde patojen olan bir türdür. Bacillus thuringiensis, B. popilliae ve B. sphaericusdiğer önemli türlerdir. Bunlara ait çok sayıda biyopreparat vardır. Bunlar, Diptera, Coleoptera ve Lepidoptera larvalarına karşı kullanılmaktadırlar.Bakteriler kitle halinde üretilip muhafaza edilerek preparat haline getirilmişlerdir. Bakteri sporları belli karışımı olan suda ıslanabilir özelliğe sahip dolgu maddesi içinde muhafaza edilirler. Bu gruptan, Türkiye'de ruhsatlı olan biyopreparatlar, Bacillus thuringiensis ve B. sphaericus'e aittir.
Dünyada Kullanılan Bazı Bakteriyel Biyopestisitler ve Kontrol Ettiği Zararlılar
6.1.4.2. Funguslar
Uzun yıllar boyunca yapılan araştırmalar, fungusların tabiatta bulunan zararlı popülâsyonları üzerinde oldukça etkili olduğunu göstermiştir. Ancak, genellikle fungus türleri zararlının bulunduğu ekolojik şartlardan oldukça fazla etkilenmektedirler. Bu sebeple, uygulamalar başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Funguslar, enfeksiyon yapabilmeleri için özel şartlara ihtiyaç duyarlar. Entomopatojen funguslar, zararlılara genellikle deri yoluyla enfekte olurlar. Zararlının vücudu içinde miselleri gelişir. Vücut boşluğunu misellerin doldurması sonucu zararlıyı fiziksel olarak salgıladıkları toksinlerle zehirleyerek öldürürler.
Zararlıların patojeni olan bazı fungus türleri yapay ortamda üretilebilmektedir. Dayanıklı spor taşıyan bu kültürler kurutulduktan sonra öğütülerek biyopreparatları yapılmaktadır. Bunlar, yeni enfeksiyon oluşturmak amacıyla kullanılmaktadır.
Böceklerde hastalık yapan 500'den fazla fungus türünün bulunmasına rağmen, biyolojik mücadelede şimdilik kullanılma imkânları fazla değildir. Entomopatojen funguslar, özellikle orantılı nemin yüksek olduğu bölgelerde ve mevsimlerde zararlı popülâsyonlarının azalmasında önemli rol oynarlar. Örneğin, ülkemizde Doğu Karadeniz Bölgesi'nde, Aschersonia aleyrodis Webber, Dialeurodes citri (Ashmead) (Turunçgil beyazsineği)'yi veVerticillium lecanii (Zimm) ise Pulvinaria floccifera(Westwood) (Çay koşnili)'yı baskı altında tutmaktadırlar.
Dünyada 12 entomopatojen fungusun biyopreparatı zararlılara karşı ticari amaçlı kullanılmaktadır. Bunlardan, Lagenidium giganteum Couch sivrisinek larvalarının;Metarhirzium anisopliae (Metchnikoff) hamam böceği ve sineklerin; Aschersonia aleyrodis beyazsinek türlerinin; Beauveria bassiana ise elma iç kurdu, patates böceği ile diğer bazı Coleoptera ve Lepidoptera türlerinin mücadelesinde kullanılmaktadırlar.
6.1.4.3. Virüsler
Entomopatojen virüsler, zararlıların yağ dokusunu, barsağını, hipodermis veya kan hücrelerini enfekte ederek, hücrelerin sitoplazmasında veya çekirdeğinde çoğalarak hastalık oluştururlar. Virüsler, konukçularının canlı dokularında çoğalabilirler ve enfeksiyon yapabilmeleri için zararlılar tarafından ağız yoluyla alınmaları gereklidir. Böceklerde hastalık yapan virüsler, Nüklear Polyhedral Virüslar (NPV), Granulosis Virüslar (GV) ve diğer bazı tiplerden oluşmaktadırlar. NPV ve GV virüs partikülleri protein kristalleri içerisinde absorbe olma özelliğine sahiptirler. Bu virüsler, doğada daha fazla bozulmadan kalabilmektedirler. Bu yüzden, ticari olarak biyopreparatları hazırlanabilmektedir. Günümüzde, dünyada virüslerden elde edilen sekiz adet ticari biyopreparat bulunmaktadır. Bunlar, özellikle Lepidoptera ve bazı testereli arıların larvalarına karşı kullanılmaktadırlar.
6.1.4.4. Protozoalar
Protozoalar, zararlıları öldürerek veya erginlerin üreme güçlerini azaltarak etkili olurlar. Protozoalardan dünyada ticari amaçlı kullanılan altı adet biyopreparat bulunmaktadır. Bunlardan, Nosema locustae Canning çekirgelerin mücadelesinde kullanılmaktadır.
6.2. Zararlılara Karşı Kullanılan Biyolojik Mücadele Yöntemleri
6.2.1. Predatör veya Parazitoit Kullanılarak Yapılan Biyolojik Mücadele Yöntemleri
Zaralılarla biyolojik mücadelede kullanılan organizmalar arasında en fazla böcekler kullanılmaktadır. Bunlara entomofag böcekler adı verilmektedir. Zararlı popülâsyonları artınca, buna bağlı olarak bu zararlılar üzerinde beslenen parazitoit veya predatör türlerin popülâsyonları da artar ve daha etkin olurlar. Zararlı türün popülâsyonu azalınca doğal düşman popülâsyonu da gıda faktörüne bağlı olarak azalır. Böylece, bu türler arasında belirli bir düzeyde doğal denge oluşur. Zararlılar üzerinde sadece parazitoit ve predatörler etkili değildir, aynı zamanda, diğer doğal düşmanları ve çevre faktörleri de etkilidir. Bu sebeple, biyolojik mücadelenin mekanizması oldukça karmaşık bir durum arzetmektedir.
Bir doğal düşmanın biyolojik mücadelede kullanılması için belirli özelliklere sahip olması gereklidir. Bunlar,
- 1-Doğal düşman çevre faktörlerine karşı geniş toleranslı olmalı,
- 2-Monofag veya oligofag olmalı,
- 3-Biyolojisi konukçu ile uyuşmalı,
- 4-Konukçusu olan zararlıyı arayıp bulma yeteneğine sahip olmalı,
- 5-Konukçusu olan zararlının bulunduğu her bitki üzerinde zararlıya saldırabilmelidir.
Faydalı Arthropodları kullanarak yapılan biyolojik mücadele iki grup altında toplanır. Bunlar,
6.2.1.1. Doğal Düşman Popülâsyonlarının Korunması ve Etkinliklerinin Artırılması
Belirli bir zararlıya saldıran ve zararlı üzerinde baskı kuran o bölgedeki mevcut doğal düşmanların popülâsyonlarının korunması ve etkinliklerinin artırılması gereklidir. Bu amaçla, bazı önlemler alınarak etkinliklerini optimum düzeye çıkartacak yönde çevrelerini değiştirmek gerekir. Örneğin, doğal düşmanlardan bazıları asıl konukçu türlerine ilaveten ek gıdalara ihtiyaç duyarlar. Bazı parazitoitlerin erginleri çiçeklerin nektarları ile beslenirler. Bu tip ek besinler, insanlar tarafından sağlanabilirse doğal düşmanın etkinliği artırılmış olur.
Örneğin, nektar ve polence zengin bitkilerin kültürler arasında yetiştirilmesi ile birçok parazitoit türün beslenmesi ve üreme güçlerinin artırılması sağlanabilir. Yine, kritik mevsimlerde erginlerin beslenmesi için kültürlere şekerli su pülverize edilerek erginlerin beslenmesi sağlanabilir. Yapılan bir çalışmada, Pieris brassicae (L.) (İri lahana kelebeği)'nin parazitoiti olan Cotesia glomerata (L.) (Hymenoptera: Braconidae)'nın hardal çiçeklerinin nektarlarıyla beslendiği, bu çiçekler bol bulunduğunda daha uzun süre yaşadığı ve daha fazla yumurta koyduğu saptanmıştır. Bu zararlının, problem oluşturduğu yerlerde çabuk çiçek açan hardal bitkileri ekildiğinde parazitleme oranının %10'dan %60'lara çıktığı tespit edilmiştir.
Kötü hava şartlarından korunmak için bazı parazitoitler için sığınacak yer bulunursa parazitoitler daha etkili olmaktadırlar. Bu sığınaklar zararlının bulunduğu tarımsal sahaya uzaksa parazitoitin etkinliği azalmaktadır. Örneğin;Eurygaster integriceps Puton (Süne)'in yumurta parazitoitleri olan Trissolcus spp. kışı ergin halde ağaçların yarık ve çatlakları arasında, kavlanmış kabukları altında geçirirler. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Hatay, Kahramanmaraş ve Gaziantep illerinde polikültürün varlığı ve ağaçlık olması doğal düşmanlara barınma imkânı sağlamakta ve bu yüzden süne popülâsyonu, Güneydoğunun diğer illerine göre oldukça düşük seviyede seyretmektedir.
Bazı kültürel uygulamalar doğal düşmanların etkinlikleri üzerinde oldukça etkilidirler. Örneğin, birçok doğal düşman kışı bitki artıkları içerisinde geçirirler. Eğer bu artıklar toplanarak yakılırsa doğal düşmanlar yok edilir. Bu işlemi, doğal düşmanların en az etkileneceği dönemlerde ve şekilde yapmak gereklidir. Pestisitler, doğal düşman popülâsyonlarının azalmasına sebep olurlar. Bu sebeple, ilaçlı mücadelede parazitoit ve predatörler dikkate alınarak onları etkilemeyecek veya çok az etkileyecek şekilde bir ilaçlama programı yürütülmelidir.
6.2.1.2. Doğal Düşman Popülâsyonlarının Çoğaltılması
Doğal düşman popülâsyonlarının çoğaltılması iki şekilde yapılmaktadır. Birincisi, zararlının bulunduğu yöredeki mevcut doğal düşmanların çoğaltılıp zararlı tür üzerine salınması, ikincisi ise zararlının bulunduğu başka ülkelerdeki doğal düşmanlarının zararlının bulunduğu bölgeye ithal edilerek çoğaltılıp salınması şeklindedir.
Bu amaçla, öncelikle doğal düşmanların doğadaki popülâsyonlarının artırılmasına yönelik uygulamalara ağırlık verilmelidir. Eğer bu uygulamalar yeterli gelmiyorsa zararlının en etkili yerli doğal düşmanı kitle halinde üretilip doğaya salınarak zararlının popülâsyonu baskı altına alınmalıdır. Eğer, yerli doğal düşmanlar da yeterli olamıyorlarsa ekzotik türlerin getirilmesi cihetine gidilmelidir. Bunun için öncelikle zararlı türün baskı altında olduğu ülkelerdeki doğal düşmanlar üzerinde durulmalı ve o ülkede etkili olduğu saptanan doğal düşmanlar getirilip kitle halinde üretilerek doğaya periyodik olarak salınmalıdır. Bundan sonra, doğal düşmanların durumu sürekli olarak izlenerek etkinliğinin ve popülâsyonunun ne düzeyde olduğu kontrol edilmelidir.
Zararlı tür etkili bir düzeyde kontrol edilinceye kadar doğal düşman üretimi ve salınımına devam edilmelidir. Doğal düşman başarılı olduğunda zararlının popülâsyonu giderek düşmekte ve zararlı ekonomik zarar eşiği altında tutularak bir denge oluşturmakta ve bu zararlı ile olan mücadele devamlılık kazanmaktadır. Bu yöntem çoğunlukla bir başka yöre veya ülkeden girmiş olan zararlılara karşı kullanılmaktadır. Bu zararlıların doğal düşmanları çok kez zararlı ile birlikte gelmedikleri için zararlının yeni yerleştiği alanda popülâsyonu daha da yükselmekte ve bulunduğu yöreye oranla yeni yerleştiği sahada daha fazla zararlı olmaktadır. İşte, bu durumdaki zararlıların geldiği yerlerdeki doğal düşmanları ithal edilerek yeni sahada yerleştirilmeleri sağlanmaktadır. Bu uygulama, yerli zararlı böcekler için de tatbik edilebilmektedir.
6.2.1.3.Ülkemizde Biyolojik Mücadelede Kullanılmak Üzere Ruhsatlandırılmış Predatör ve Parazitoit Türler
Biyolojik Mücadele Etmeni | Uygulanacak Zararlı Tür | Firma Adı |
Aphidius colemani | Sebze ve meyvede (örtü altı), Pamuk yaprak biti, Sera patates yaprak biti, Yeşil şeftali yaprak biti | Koppert Antilsan |
Aphidius ervi | Sebze ve meyvede (örtü altı), Patates yaprak biti, Sera patates yaprak biti, Yeşil şeftali yaprak biti | Koppert |
Orius laevigatus | Sebze ve meyvede (örtü altı), Çiçek tripsi, Tütün tripsi | Koppert Antilsan |
Amblyseius califarmicus | Sebze ve meyvede (örtü altı), İki noktalı kırmızı örümcek, Avrupa kırmızı örümceği | Koppert |
Amblyseius cucumeris | Sebze ve meyvede (örtü altı), Çiçek tripsi, Tütün tripsi | Koppert |
Amblyseius swirskii | Sebze ve meyvede (örtü altı), Çiçek tripsi, Sera beyaz sineği, Tütün beyaz sineği | Koppert Antilsan |
Phytoselius persimilis | Sebze ve meyvede (örtü altı), İki noktalı kırmızı örümcek | Koppert Antilsan |
Eretmocerus ecremicus | Sebze ve meyvede (örtü altı), Tütün beyaz sineği, Sera beyaz sineği | Koppert |
Macrolophus pygmaeus | Sebze ve meyvede (örtü altı), Tütün beyaz sineği, Sera beyaz sineği, Kırmızı örümcek | Koppert Antilsan |
Diglyphus isae | Sebzede (örtü altı), Yaprak galeri sinekleri | Koppert Antilsan |
Leptomastix dactylopii | Turunçgilde, Turunçgil unlubiti | Biyolojik Tarım |
Cryptolaemus montrozieri | Turunçgilde, Turunçgil unlubiti | Biyolojik Tarım |
Nesidiocoris tenuis | Domateste(örtü altı), Domates güvesi, Tütün beyaz sineği | Koppert Antilsan |
Encarsia formosa | Sebzede (örtü altı), Sera beyaz sineği | Koppert Antilsan |
6.2.2. Parazit veya Patojenler Kullanılarak Yapılan Biyolojik Mücadele
Zararlılar üzerinde yaşayan ve onları öldüren bakteri, fungus, virüs, nematod ve protozoa gibi mikroorganizmalara patojenler veyahastalık etmenleri adı verilir. Bunlarla yapılan biyolojik mücadele çalışmalarına isemikrobiyal mücadele denilmektedir.
Böceklerde hastalığa sebep olan patojenler, diğer hayvanlarda insanlarda ve bitkilerde zarar yapmazlar, bu durum zararlılarla mücadelede patojenlerin kullanılmasına imkân veren önemli bir özelliktir.
Entomopatojen fungus ve bakteriler, zararlıları çıkardıkları toksinlerle öldürürler. Son yıllarda, bu toksinler üzerinde yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Bu amaçla, bazı toksinler biyokimyasal olarak tanımlanmış ve isimlendirilerek zararlılarla mücadelede kullanılmaktadır.
Hastalık etmenleri böcekleri şu yollarla enfekte ederler.
1-Ağız yoluyla enfeksiyon: Hastalık etmeni gıda yoluyla ağızdan alınır. Virüs, bakteri, nematod ve protozoalar ile çok nadir olarak da bazı fungusların dayanıklı sporları böcek vücuduna bu yolla girerler.
2-İntegument veya trachea boruları ile giriş:Fungus ve nematodlar bu yollarla böceklere giriş yaparlar.
3-Parental giriş: Mikroorganizmaların çoğu genellikle böcek vücudunun sokulma ve ısırılması sonucu oluşan yaralardan giriş yaparlar.
4-Ovarial giriş: Virüs, bakteri ve protozoalar ananın ovaryumuna girerek orada gelişmekte olan yumurtalara giriş yapmaktadırlar. Bir hastalık etmeni zararlıya bu yollardan biri veya birkaçı ile giriş yapmaktadır ve girdiği yerden başlayarak böcek vücudu içerisinde çoğalarak asıl hastalık yapacağı yere yerleşir ve orada çoğalmaya devam ederek böceği hastalatır ve hastalanarak ölen böcekler, çevrede bir enfeksiyon kaynağı olarak rol oynarlar.
Mikrobiyal mücadelenin başarısında çevre faktörleri oldukça önemlidir. Nem, özellikle funguslar açısından önem arzeder. Fungal bir biyopreparat akşam saatlerinde uygulandığında gece boyunca yüksek orantılı nemin olumlu etkisinden yararlanarak başarı artar. Yüksek sıcaklık başarıyı azaltıcı bir faktördür. Işık ve özellikle güneş ışığındaki ultraviole ışınlar entomopatojen sporlar için öldürücüdür. Bu sebeple, mikrobiyal insektisitler akşam saatlerinde uygulanmalıdır.
KAYNAK: TARIMSAL ZARARLILARLA MÜCADELE YÖNTEMLERİ VE İLAÇLAR KİTABI (Üçüncü Baskı) (Gözden geçirilmis ve genisletilmiş)
Prof. Dr. Erol YILDIRIM
Atatürk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bitki Koruma Bölümü - 2012
Sorhocam.com 2014 yılında Ziraat Mühendisi Arafa KARAÇELEBİ tarafından kurulmuş olup herkesin faydalanabilmesi için ücretsiz olarak hizmet vermektedir.
Bitki hastalıkları, bitki zararlıları, yabancı otlar, şifalı bitkiler, arıcılık, bayilik sınavı notları, bayilik sınavı soruları, online testler, kimyasal analiz yöntemleri, bitki besleme ve gübreleme, tarımsal destekler, peysaj ve süs bitkileri, kimyasal analiz yöntemleri, hijyen eğitimi, pest kontrol yöntemleri