• notifications1
  • menü

Bugün : 11 Kasım 2024 Pazartesi

Meyve Ve Sebzelerin Muhafazası Nasıl olmalıdır?

MEYVE  VE SEBZELERİN MUHAFAZASI

Büyük emeklerle yetiştirilen meyve ve sebzelerimizin yüksek kalitelerini hasattan sonra tüketiciye ulaşıncaya kadar korumamız gerekir. Bunun için çok kolay bozulabilir ürünlerimizden olan meyve sebzelerimizi daha yakından tanımalıyız. Ürünlerimizin kalitesini ve dayanım gücü üzerine etkili olan hasat öncesi ve hasat sonrası faktörleri inceleyip, meyve sebzelerimiz için en uygun muhafaza koşullarını öğreneceğiz.


Meyve sebzelerin tadı, besin değeri ve depolama ömrü; doğru kültürel uygulamalara, hasatta özen gösterilmesine ve uygun hasat sonrası uygulamalara bağlıdır. Hasat sonrası uygulamaların başarısı ise, üretim koşullarına, mevsime, hasat sonrası uygulanan yöntemlere ve pazara olan uzaklığa göre değişir. 

 

1.    HASAT SONRASI KAYIPLAR

Ülkemizde üretilen taze meyve ve sebzelerimizin % 30-40’ını hasattan sonra tüketiciye ulaşıncaya kadar kaybetmekteyiz. Pazarlama zincirinin her bir halkasında ( hasat-taşıma-soğutma-paketleme-depolama-taşıma-satış ) ortaya çıkan çeşitli sonuçlar, aksamalar ve hatalı uygulamalar sonucunda ürün kaybımız, çok kolay bozulabilir meyve ve sebzelerimizde ne yazık ki bazen % 50’yi bulmaktadır. Şekil 2 de  kivi meyvesinde depolama sırasında ortaya çıkan çürümeler görülmektedir. Çeşitli güçlüklerle elde ürünün neredeyse yarısını kaybetmemize yol açan nedenleri ve etkili faktörleri incelememiz ve önlemlerimizi almamız gerekir.

 

2.    HASAT ÖNCESİ FAKTÖRLER
Ürün kalitesi depolama ömrü üzerine etkili hasat öncesi faktörler şunlardır.


A.    ÇEŞİT
Bir genetik özellik olan çeşit meyve ve sebzelerin kalitesi ve dayanıklılığı üzerinde en etkili hasat öncesi faktördür. Ürün kalitesinin korunması, hastalık ve zararlılara dayanıklılığı, raf ömrü ve tadı büyük oranda çeşide bağlıdır. Bu nedenle meyve sebze yetiştirmede bulunduğumuz bölge koşullarına en uygun olan, pazar isteklerini karşılayan kaliteli ve dayanıklı çeşidi seçmemiz gerekir. 


B.    ÇEVRESEL FAKTÖRLER
Toprak, sıcaklık, don, meyve tutumu zamanında rüzgar ve hasat zamanında yağış gibi çevresel faktörler ürünün kalitesini ve depolama süresini etkiler. Çevresel ve iklimsel koşullarımıza uygun türleri ve çeşitleri yetiştirmemiz gerekir. 


C.    KÜLTÜREL UYGULAMALAR
Meyve ve sebzelerin yetişmesi sırasında uygulanan budama, gübreleme ve sulama gibi kültürel işlemler de ürünün kalite ve dayanım süresini etkileyen hasat öncesi faktörler arasındadır. Örneğin hatalı bitki besleme sonucunda depolama sırasında bazı fizyolojik bozulmalar görülür. Elma meyvesinde depolama sırasında ortaya çıkan acı benek, Ca eksikliğinden kaynaklanmaktadır. 


3.    HASAT  SONRASI FAKTÖRLER


Ürün kalitesi ve depolama ömrü üzerine etkili hasat sonrası faktörler şunlardır;

A.    Metabolizma ve solunum hızı
B.    Sıcaklık
C.    Su kaybı
D.    Fiziksel zedelenmeler- özen gösterme
E.    Fizyolojik bozulmalar
F.    Patoloji hastalıklar
G.    Etilen


A.    METABOLİZMA VE SOLUNUM HIZI

Meyve ve sebzeler hasattan sonra da canlılıklarını sürdürürler. Dolayısıyla bizler gibi solunum yapar, yani oksijen alır ortama karbondioksit verirler ve bu arada açığa çıkan enerjiyi kullanarak yaşamsal olaylarını devam ettirirler. Çünkü, yaşlanma dahil bütün yaşamsal olaylar enejiye ihtiyaç duyar ve bu enerji solunumla karşılanır. Bir oksidasyon olayı olan solunumda, karbonhidratlar havanın oksijeni ile parçalanarak karbondioksit ve suya dönüşür ve enerji açığa çıkar.


Meyve veya sebzemiz dalında iken, solunumda kullandığı besin maddelerini bir taraftan fotosentez yaparak üretmektedir. Ancak, dalından koptuktan sonra artık besin kaynağı kesilmiştir. Bu nedenle, solunumda bünyesinde depo ettiği besin maddelerini kullanır. Bu şekilde giderek kendi kendini tüketmesi söz konusudur. Sonuç olarak, metabolizması yani solunumu ne kadar hızlı ise o kadar çabuk yaşlanarak ölür. İşte, bu nedenle ürünümüzün hasattan sonraki ömrünü (depolama yada raf ömrü ) uzatmak için en başta solunumunu yavaşlatmamız gerekir.


B.    SICAKLIK FAKTÖRÜ VE SOĞUTMANIN ÖNEMİ
Metabolik aktiviteye doğrudan etkisi nedeniyle, hasat edilen ürünün kalitesinin korunmasında  en önemli faktör sıcaklıktır. Ürünümüzün ömrünü uzatmak için yüksek sıcaklıktan korumamız gerekir. Çünkü solunum ve diğer metabolik olayların olayların hızı doğrudan ortamın sıcaklığına bağlıdır. Ortamın sıcaklığı ne kadar yüksek olursa ürünümüz o kadar hızla solunum yapacaktır. Dolayısıyla kendi bünyesinde depoladığı besin maddelerine hızla yakıp kendi kendini tüketecek yani hızla yaşlanarak ölecektir. Oysa ürünümüzün sıcaklığını düşürerek solunumu yavaşlatmak dolayısıyla ömrünü uzatmak mümkündür. Bu amaçla, hasatsan sonra ürünümüzü en kısa zamanda soğutmamız ve soğuk ortamda tutmamız gerekir. Ürünümüzü ne kadar kısa sürede soğutursak ömrüo kadar uzun olur.
    

Meyve ve sebzelerimizi hasattan itibaren yüksek sıcaklıklardan korumamız gerekir. Bunun için, hasadın havanın serin olduğu erken saatlerde yapılması önerilir. Ayrıca, toplanan ürünün serinde gölge bir yerde tutulması, gerekiyorsa  bir örtü kullanılması gerekir. Hasat edilen ürünün en kısa zamanda ön soğutması ( hızlı soğutulması  ) yapılmalıdır. Üzümsü meyveler ve yeşil sebzelerde bir saatlik gecikme bile büyük önem taşır. Şekil 3’te meyvelerde hızlı hava hareketi ile yapılan ön soğutma uygulaması şematik olarak verilmiştir. İstifler arasında  oluşturulan hava kanalının önüne yerleştirilen kuvvetli bir fan ile soğuk hava ürün içinden geçirilerek, bahçe sıcaklığı hızla alınır. 

 

C.    SU KAYBI

Yaş meyve ve sebzeler büyük oranda sudan oluşur. Hasattan sonra su kaybına (ağırlık kaybı) uğrarlar ve diriliklerini yitirirler. Su kaybı, kabukta buruşma ve sapta kuruma ( Şekil 13) şeklinde ortaya çıkar ve kaliteyi önemli derecede düşürür. Su kaybı ortam ile ürün arasındaki buhar basıncı farkına bağlıdır. Be nedenle, ortam sıcaklığını düşürmek ve oransal nemi artırmak su kaybını önemli derecede azaltır.


D.    FİKSEL ZEDELENMELER – ÖZEN GÖSTERME

Ürün depoya alınmadan önce ayıklanmalı, yaralı bereli çürük ve hastalıkla bulaşık olanların atılması gerekir. Yığın veya ambalaj içinde çürük ve yaralı olanlar ayıklanmalı, ayrıca temiz ambalaj ve taşıma kapları kullanılmalıdır. Aksi halde bulaşmalar depoda hızla yayılır ve sağlam meyveleri de bulaştırır. Bunun için hasat sırasında ve sonrasında her aşamada büyük ÖZEN göstermeniz, ürünümüzde yara bere oluşturmamanız gerekir. Çizik vb yaralanmalar ürünün direncini düşürür ve hastalıklarının kolaylıkla gelişip yayılmasına yol açar.
Hasatta alttan boşaltılan kaplar ve toplama önlüklerinin kullanılması (Şekil 4), hasat sırasında oluşan yaralanmaları en aza indirir. Çarpma ve düşürme zararlarını önlemek için, bahçe ve sandıklarına aktarma işleminin dikkatlice ve yavaş bir şekilde yakın mesafeden yapılması gerekir.

 

Hasat ve sonrasında yapılan uygulamalar sırasında gereken özen gösterilmeyince ürünümüzde çeşitli yaralanmalar meydana gelir. Başlıca mekanik zedelenme yolları sarsıntı, çarpma, düşme, sürtme ve sıkışmadır. En fazla görülen yaralanma şekilleri ise delinme ve çizilme (kesilme. Yarılma) ile ezilme ve yırtılma (yaprak sebzelerde) şeklinde görülür.
Şekil 5’te meyvelerde hasattan sonra dikkatsizlik sonucu meydana gelen çeşitli fiziksel yaralanmalar gösterilmiştir. Meyve kabuğunun yaralanması yada çarpma - düşme sonucu oluşan zedelenmeler kısa zamanda bu şekilde ortaya  çıkar ve ürünün hızla bozulup çürümesine yol açar.

 

E.    FİZYOLOJİK BOZULMALAR

Meyve ve sebzelerde normal olmayan koşullardan kaynaklanan bozulmaları fizyolojik bozulmalar olarak adlandırırız. Örnek olarak elmada, meyve dalında  iken aşırı güneşlenmeden kaynaklanan güneş yanıklığı ( şekil 6 ) ve depolanmada yaşlanma sonucu ortaya çıkan kabuk yanıklığı  ( şekil 7 ) sık sık karşılaştığımız fizyolojik bozulmalardır. 

 
Kabuk yanıklığı özellikle yeşil renkli Granny Smith çeşidi elmalarda depolama sırasında ortaya çıkan önemli bir sorundur. Depoda  zamanla kabukta biriken ‘farnesen’ adlı maddenin oksidasyonu sonucu oluşan bileşikler, meyve kabuğundaki dokuyu yakarak kahverengileşmelere yol açar. Kabuk yanıklığına hassas olan bu çeşitte, hasadın doğru zamanda yapılması büyük önem taşımaktadır. Bu çeşitte zamanından önce yapılan erken hasat kabuk yanıklığını artırmakta ve depolamada 3 ay içinde meyve kabuğunda kararma olarak yanıklar oluşmaktadır. Kırmızı çeşitlerde de , özellikle renklenme iyi olmadığı zaman kabuk yanıklığı sorunu depolamada ortaya çıkmaktadır.


                  
Ayrıca, hatalı bitki besleme sonucu, meyvede kalsiyum (Ca) elementinin eksikliği ve diğer besin elementlerine göre dengenin bozulmasından kaynaklanan çeşitli fizyolojik bozulmalar vardır. Elmada acı benek gibi. 


Ayrıca, depoda istenmeyen gaz sızıntıları (amonyak zararı ) veya  anormal sıcaklıklardan kaynaklanan  ( donma, üşüme zararı gibi ) da, hasat sonrası kalite ve ürün kaybına yol açan fizyolojik bozulmalardandır. Bunlara karşı gerekli önlemlerin alınması ve gerekiyorsa depolama öncesi bazı ön uygulamaların yapılması gerekir.


F.    PATOLOJİK HASTALIKLAR

Meyve ve sebzelerin hasat sonrası kayıplarında, hastalık etmeni patojenler önemli bir yer tutar. Bahçeden bulaşık gelen, meyve yüzeyinde ve ortamda bulunan hastalık sporları depoda uygun çevre koşullarında çimlenerek kabuktan giriş yapar ve gelişerek hastalık oluştururlar ve hızla yayılırlar. Depoda sıcaklık değişiminden kaynaklanan yoğunlaşma sonucu kabukta serbest su damlası oluşması sporların çimlenebilmesi için gerekli suyu sağlar. Patojenlerin gelişmesini ve hastalık oluşturarak ürünümüzü çürütmesini önlemek için, çevre koşullarını kontrol altına almamız gerekir. Bunun için, soğutmanın etkili bir şekilde yapılması önemlidir. Depoda sıcaklık değişimlerinden kaçınarak meyve yüzeyine yoğunlaşmaları önleyebiliriz. Ayrıca, hasat ve sonrasındaki paketleme işlemleri sırasında gereken özen gösterilmeli, ürün üzerinde herhangi bir yaralanmaya yol açılmamalıdır. Üründe oluşan çizik, bere vb. açıklıklar hastalık etmeni sporların ürüne kolaylıkla giriş yapmasını sağlar. 


Birçok meyve ve sebze depolanmasında en yaygın olarak görülen patojen sonucu, çok düşük depolama sıcaklığında bile gelişmesini sürdürebilen, Botrytis cinerea’nın yol açtığı gri küf çürüklüğüdür. ( şekil 9 ) yıkamaya uygun ürünlerde, depoya girmeden önce meyve kabuğundaki sporların giderilmesi için yıkama işlemi önerilir. Üzüm depolamada, gri küf çürüklüğüne karşı, periyodik olarak kükürt dioksit fumigasyonu yapılır.


 
G.    ETİLEN 

Hasattan sonra meyve sebzelerin kalitesinin korunmasında önemli bir faktör olan ETİLEN, bitkide sentezlenen doğal bir bitki hormonudur. Büyüme ve gelişme olaylarında etkili olan etilen olgunlaşmada önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle ‘olgunlaşma hormonu’ olarak da bilinir ve muz gibi bazı ürünlerin  olgunlaştırılması için kullanılır. Bitkisel veya çevresel kaynaklardan çıkarak, ortamda çok düşük miktarlarda bulunan etilen bile, duyarlı ürünlerde  çok zararlı olabilmektedir. Bu nedenle ürünümüzü etilen kaynaklarından uzak tutmamız gerekir. Değişik ürünlerde etilenden kaynaklanan zarar şekillerine bazı örnekler verilmiştir. 


    Marulda koyu kırmızı benekler
    Brokoli (şekil 10 ) ve ıspanakta yeşil rengin kaybı, sararma
    Havuç ve kerevizde acılık 
    Biber, kabak ve karpuzda yumuşama
    Yeşil domateste hızlı olgunlaşma ve yumuşama


 
4.    HASAT SONRASI UYGULAMALAR

    Hasat zamanın saptanması 
    Hasadın yapılması
    Paketleme yerine taşıma
    İndirme- boşaltma işlemleri 


    Paketleme evi işlemleri

Yıkama – temizleme
Boylama – sınıflandırma
Paketleme- paletleme


Soğutma

    Depolama
    Taşıma


Meyve ve sebzelerin hasat sonrası uygulamaları, hasat zamanın doğru bir şekilde saptanması ile başlar. Daha sonra hasadın dikkatli bir şekilde yapılması ile devam eder. Ürüne zarar vermemek için, paketleme evine taşımada  kullanılan aracın çok sarsıntılı olmaması gerekir. Aksi halde, sürtünmeden dolayı zedelenmeler meydana gelir. Paketleme evine gelen ürünün yine özen gösterilerek araçtan indirilmesi gerekir. Paketleme evinde, ürüne göre en uygun yöntemlerle ürün temizlenir, çürük yaralı bereli olanlar ayıklanır. Islanmaya uygun ürünler yıkanır. Ağırlığına yada büyüklüğüne göre boylanarak sınıflandırılan meyve ve sebzeler, uygun ambalajlar kullanılarak paketlenir. Daha sonra paletler üzerine yerleştirilerek uygun koşullarda soğukta depolanır veya doğrudan soğutmalı araçlarla taşınarak pazarlanır.


5.    HASAT OLUMU

Hasat olumunun saptanmasında kullanılan ölçütler:
    Renk ( kabuk alt ve üst rengi )
    Meyve eti sertliği
    Nişasta kaybı
    Suda çözünür katı madde kaybı ( SKM )
    Titre edilir ( serbest ) asit miktarı (TEA )
    SKM/TEA
    İrilik ve şekil
    Meyve suyu miktarı
    Meyvenin bitkiden ayrılma durumu
    Meyve etinin çekirdekten ayrılma durumu
    Tam çiçeklenmeden sonra geçen gün sayısı
    Aroma ve koku durumu


Yüksek kalite ve uzun süre depolama için ürünün doğru zamanda ( hasat olumunda ) hasat edilmesi gerekir. Bunun için yukarıda belirtilen hasat olumu ölçütlerinden, meyve veya sebze türüne göre en uygun olan birkaçı kullanılır. Örneğin elmada tam çiçeklenmeden itibaren geçen gün sayısı, nişasta kaybı, meyve eti sertliği ( şekil 11 ) ve SKM en uygun ölçütlerdir. Meyve eti sertliğini penetrometre ile ölçebiliriz. Meyve suyunda çözünmüş olan katı maddeler ( SKM ) ise, refraktometre ile kolay bir şekilde ölçülebilir. Çok erken hasat aşırı yumuşama sonucunda depolama ömrünü kısaltır. Bu nedenlerle hasadın meyve ve sebze türüne göre tam zamanında yapılması gerekir.
 
6.    MEYVE VE SEBZELERİN DEPOLAMA SICAKLIĞI

Ürünümüzü taze olarak yani donmadan muhafaza edebilmek için donma noktasının üzerindeki bir sıcaklığa kadar soğutabiliriz. Birçok meyve ve sebze 0 0C’nin altında donar. Bu nedenle ürünümüzü 0 0C sıcaklıkta depolayabiliriz. Depo sıcaklığı 0 0C’e ne kadar yakın olursa ömrü o kadar uzun olur. Bu nedenle uzun süre depolama için mümkün olduğu kadar depomuzun sıcaklığını 0 0C’ye yakın tutmamız gerekir.


A.    ÜŞÜME ZARARI

Ancak, bazı ürünler üşüme zararı gösterir. Yani donma sıcaklığının üzerindeki sıcaklıklarda üşürler ve kabukta kahverengileşme gibi bazı bozulmalar oluşur. Örneğin muz, altıntop meyvelerinde dış kabukta görülen kahverengi lekeler gibi. Narda 5 0C’nin altında depolanan meyvelerde kahverengileşme olarak ortaya çıkan üşüme zararı şekil 12de görülmektedir. Meyve kalitesini düşüren bu durum, ayrıca ürün direncini azalttığı için hastalık etmeni mikroorganizmaların gelişmesine ve sonuçta çürümelere yol açar. Bu nedenle üşümeye duyarlı bu ürünlerimizi daha yüksek sıcaklıklarda depolamamız ya da taşımamız gerekir. Çizelge 1’de meyveler, Çizelge 2’de ise sebzeler için en uygun depolama sıcaklıkları verilmiştir. Üşüme zararı göstermeyen ( çizelgelerde ilk sütunda yer alan ) meyve sebzeleri donma noktasının üzerinde 0 0C sıcaklıkta depolamak mümkünken, üşümeye duyarlı olan diğer ürünleri, üşüme sıcaklığının üzerinde depolamamız gerekir.

 

Çizelge 1. Depolama sıcaklığı 0 0C olan meyve türleri ile üşümeye duyarlı olan meyvelerde uygun depolama sıcaklıkları

Üşüme zararı göstermeyen  ve 0 0C sıcaklıkta depolanabilen meyveler

Üşümeye duyarlı olan meyveler ve depolama sıcaklıkları

meyveler

Depolama sıcaklığı, 0C

Elma, Nektarin

Armut, İncir

Kiraz, Kivi

Vişne, Kestane

Üzüm

Çilek

Üzümsü meyveler

Erik

Kayısı

Mandarin

5-7

Portakal

3-5

Limon, sarı

4

Limon, yeşil- Altıntop

10-13

Satsuma

1-2

Muz

12-14

Zeytin, yeşil

7-10

Nar

5

 

 

Çizelge 2. Depolama sıcaklıkları 0 0C olan sebze türleri ile üşümeye duyarlı olan sebzelerde uygun depolama sıcaklıkları

Üşüme zararı göstermeyen 0 0C sıcaklıkta depolanabilen sebzeler

Üşümeye duyarlı olan sebzeler ve depolama sıcaklıları

Sebzeler

Depolama sıcaklıkları 0 0C

Lahana, Bakla

Marul, Bezelye

Ispanak, Turp

Maydanoz, Pancar

Pırasa, Soğan

Brokoli, Sarımsak

Karnabahar, Havuç

Enginar, Şalgam

Kereviz

Fasulye

4-7

Bamya, Yazlık kabak

7-10

Kışlık kabak, Hıyar

10-13

Domates - yeşil

12-15

Domates - kırmızı

2-5

Patlıcan

8-13

Biber - dolma

8-10

Biber - sivri

4-5

Kavun – Karpuz

5-10

 

B.    YOĞUNLAŞMA SORUNU

Depolama sırasında soğukluğun korunması ve sıcaklığın istenen derecelerde sabit tutulması gerekir. Sıcaklık değişimi yani iniş ve çıkışlar ürün üzerinde yoğunlşamaya yol açar. Özellikle modifiye atmosferde paketlemede ( MAP ) sorun olan yoğunlaşma, hastalık etmeni mikroorganizmaların gelişmesine ve sonuçta çürümelere yol açar. Bu nedenle depoda istenen sıcaklığı korumamız ve sıcaklık değişimlerinden kaçınmamız gerekir.


C.    SOĞUK ZİNCİR

Hasat sonrası kayıpları önleme ve ürün kalitesini korumada sıcaklık en önemli faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Ürünümüzü hasat ettikten sonra en kısa zamanda soğutup bu soğuğu bütün pazarlama kanallarında korumamız gerekir. Bunun için soğuyan ürünümüzü soğutmalı araçlarla taşımalı ve soğuk hava depolarında depolamamız gerekir. Aksi takdirde, soğuk zincir kırılırsa soğutmadan beklenen faydayı sağlayamayız. Aksine, ürün üzerinde oluşan yoğunlaşma nedeniyle, sıcaklık değişimi hastalık sorununa yol açar.


7.    DEPODA HAVALANDIRMA VE HAVA DOLAŞIMI 

Depo havasının temizlenmesi, meyve sebzeler tarafından üretilen etilen ve benzeri gazların alınması gerekir. Bunun için odada filtre sisteminin olması veya belirli aralıklarla hava değişiminin sağlanması gerekir. Ayrıca depo içinde yeknesak bir sıcaklık için hafif bir hava dolaşımı sağlanmalıdır.


8.    DEPOLAMADA ORANSAL NEM 

Depolamada kontrol etmemiz gereken diğer bir faktör oransal nemdir. Ürünümüzün üzeri gözeneklerle kaplıdır. Bu açıklıklar yoluyla sürekli su kaybına uğrar. Oransal nemi düşük olan ortamlarda su kaybı artar. Su kaybı ürün pörsür, yumuşar ve kabuğunda buruşma, sapında kuruma meydana gelir, sonuç olarak su kaybı kaliteyi düşürür ve ağırlık kaybı dışında değer kaybına yol açar. Bu nedenle ürünümüzün kalitesini korumamız için,yaş meyve sebzelerin bulunduğu ortamın oransal nemini yüksek tutmamız ( %85-90 ) gerekir. Ancak kuru ürünlerde durum farklıdır ve yüksek nem ürünün bozulmasına yol açar. Örneğin, kuru soğanda filizlenmeyi önlemek için oransal nemin %75’in altında tutulması gerekir.


9.    DEPOLAMA SÜRESİ

Meyve ve sebzelerin depolama süresi tür ve çeşide göre farklılık gösterir. Elma, armut gibi hasattan sonra olgunlaşmaya devam eden ürünleri hasat olumundan toplayıp yeme olumuna gelinceye kadar depolamak mümkündür. Bu nedenle bunlar uzun süreli depolanabilen ürünlerdir. Çeşitlere göre değişmekle birlikte, Elma soğuk depoda 6 ay süreyle depolanabilir. Kontrollü atmosferde ise depolama süresini 9 aya uzatabiliriz. Buna karsın, incir çilek gibi meyvelerimiz hasattan sonra olgunlaşamazlar. Bu nedenle bu ürünlerin yeme olumunda toplanmaları gerekir ve dolayısıyla kolay bozulabilir olan bu meyvelerimizi uzun süre depolayamayız. Uygun koşullar sağlandığı zaman turunçgilleri 5 ay süreyle depolayabiliriz. Depolama süresi üzerinde olgunluk derecesi etkili olmaktadır. Örneğin ,sarı limonlarda bir ayı geçmeyen depolama süresi,yeşil limonlarda 5 aya uzar.

 

Sebzelerimize gelince;kuru soğan ve patates 6 aydan daha uzun süre depolanabilirken; lahana,kereviz ve havuç gibi sebzeler 2-6 ay arasında depolanabilir. Buna karsın, brüksel lahanası ve karnabahar 2-6 hafta süreyle depolanabilir. Daha kolay bozulabilir sebzelerden olan kuskonmaz, fasülye, hıyar, marul,bezelye,ıspanak ve biber ise 2 haftadan daha kısa bir süre depolanabilir.


10.    DEPOALAMA ÇEŞİTLERİ 


A.    BASİT- DOĞAL DEPOLAR

Dışarıdaki soğuk havadan faydalanarak yapılan depolamadır. Gece ve gündüz sıcaklık farkının fazla olduğu bölgelerde, soğuk olan gece havası kullanılarak soğutma yapılır. Toprak yüzeyinde yapılan basit depolar dışında, Ürgüp-Göreme yöresinde bulunan doğal depolar toprak altındadır. Bu depolarda, patates, kuru soğan, sarımsak, havuç, lahana, kışlık kabak ve kavun depolanmaktadır. Depolama süresi, sıcaklık kontrolünün sağlanabildiği mekanik soğutmalı depolamaya göre daha kısadır.


B.    SOĞUK HAVA DEPOLARI 

Depo havasının oransal nemi ve sıcaklığının kontrol edildiği bu depolarda mekanik soğutma yapılır. Soğutma sisteminde soğutucu madde ( amonyak, freon 12 )kullanılır. Bu madde depoda boru içinde  dolaşırken, katı halden sıvı hale, daha sonra da gaz haline dönerek ortam sıcaklığını alır ve soğurmayı sağlar. Soğurma sistemi kompresör ( sıkıştırıcı ), kondansör ( yoğunlaştırıcı ) ve eveporatör ( buharlaştırıcı )’den oluşur. Soğuk hava depolarında etkili bir depolama için soğutma sisteminin etkili olması gerekir. Oda içinde iyi bir hava dolaşımı için yeterli fanlar olmalı ve istif şeklinde dikkat edilmelidir. Duvarla istif arasında ve istifler arasında yeterince boşluklar bırakılmalıdır. Ayrıca depo içinde aynı tür ürün, hatta aynı çeşidin bulunmasında fayda var. Aksi halde, farklı özellikleri olan ürünlerin birbirlerini olumsuz etkilemesi söz konusudur.


C.    KONTROLLÜ ATMOSFERDE DEPOLAMA 
Depoda  nem sıcaklık atmosfer bileşimi de kontrol altına alınır. Normal atmosferde % 21 Oksijen, % 0,3 CO2 bulunur. Depo atmosferinde oksijen oranının düşürülüp CO2 yükseltilmesi ürün üzerine baskı yaparak metabolizmayı yavaşlatır ve böylece depolama süresini uzatır. Bu depoların gaz geçirmez olması gerekir. Atmosfer bileşimi, ürünün dayanabileceği yere kadar değiştirilebilir. Aksi takdirde, meyve veya sebzemiz anaerobik ( oksijensiz ) solunum yapacağı için tadı bozulur ve kötü koku oluşur. Her meyve ve sebze türü için araştırmalar sonucunda saptanmış olan ideal gaz karışımları kullanılmalıdır.

 

D.    MODİFİYE ATMOSFERDE DEPOLAMA
Modifiye atmosfer, ürün etrafında  normal atmosfer ( % 78,08 N2, % 20,95 O2, ve % CO2 ) den farklı bir atmosfer bileşimi için ortamdan gaz alınması veya eklenmesi demektir. MA genellikle  O2 konsantrasyonu azaltıp, CO2 konsantrasyonu yükseltir. MA’ nın faydaları özet olarak;  Metabolizmanın yavaşlatılarak yaşlanmanın gecikmesi, etilene duyarlılığın azalması, fizyolojik bozulmaların, hastalık ve zararlıların önlenmesidir. Kiraz ve çilek gibi meyvelerde %10-15 CO2 Botryis gelişmesini önlemektedir. MA aktif veya pasif şekilde uygulanır. Aktif MA de paket içinde (MAP) atmosfer bileşimi aktif olarak ayarlanır. Bunun için, paket içinden hava çekilir ve yerine istenen gaz karışımı verilir. Pasif MAP de ise, istenen gaz bileşimi ürün tarafından sağlanır. Kullanılan filmin gaz geçirgenliğine ve ürünün solunum hızına göre, paket içinde O2 oranı azalıp, CO2 oranı yükselir. Bu belli bir zaman alır. Bu durum, metabolizmayı yavaşlatarak olgunlaşma ve yaşlanma olaylarını geciktirmektedir. Ayrıca, bu şekilde kapalı bir ortamda sağlanan yüksek oransal nem, ürünün su kaybını azaltarak da kalitenin korunmasında etkili olmaktadır. Şekil 13’de normal (rengi koyulaşan, kabuğu buruşan ve sapları kuruyan meyveler) 8 hafta soğukta depolanan kiraz meyveleri görülmektedir. Normal atmosferde meyveler açık olarak depolanırken(kontrol), diğer meyveler Şekil 14’de görüldüğü gibi, polietilen torba içine konarak MAP oluşturulmuştur. Görüldüğü gibi, MAP meyve kabuğunda buruşma ve sapta kurum şeklinde ortaya çıkan su kaybını önleyerek, meyve kalitesinin dalından yeni kopmuş gibi 2 ay süreyle korunmasını sağlamıştır. 

x
Bu konu hakkında kafanıza takılan bir şey var mı?

Elif Su

7.12.2023 00:30:39

Makaleye bayıldım.

Mustafa Uçan

6.01.2022 21:13:17

Güzel bir çalışma olmuş

Mesut

31.12.2021 10:29:52

Selamunlaeykum hocam benim sorum soyle 1 tirin icinde biber domates salatalik var 4-6 derecede 20 gunluk yola dayanir mii?

(66754 kodunu soldaki kutucuğa yazın!)

KULLANICI GİRİŞİ

Üye Ol Şifremi Unuttum?

ONLİNE TEST ÇÖZ
reflesh

O şekilde yaşamalısın ki, öldüğün zaman tabutçu bile matem tutsun.

Sorhocam.com 2014 yılında Ziraat Mühendisi Arafa KARAÇELEBİ tarafından kurulmuş olup herkesin faydalanabilmesi için ücretsiz olarak hizmet vermektedir.

Bitki hastalıkları, bitki zararlıları, yabancı otlar, şifalı bitkiler, arıcılık, bayilik sınavı notları, bayilik sınavı soruları, online testler, kimyasal analiz yöntemleri, bitki besleme ve gübreleme, tarımsal destekler, peysaj ve süs bitkileri, kimyasal analiz yöntemleri, hijyen eğitimi, pest kontrol yöntemleri

Site Haritası - Rss Beslemesi