• notifications1
  • menü

Bugün : 19 Mart 2024 Salı

Havuç Yetiştiriciliği

Ülkemizin havucun anavatanı oluşu bu bitkinin Anadolu insanınca çok eskiden beri iyi tanınmasına ve değerlendirilmesine imkan vermiştir. Havuç önce tıpta kullanılmak için yetiştirilmiştir. Bugünkü havucun tarif olarak benzeri 10.yy’da Anadoludan yayılmıştır. 12. yy’da yaşamış Arap yazar İBN-AL AVAM’ın kitabında 2  havuç çeşidi tanımlanmıştır. Bunlardan birincisi kırmızı, lezzetli ve suludur; diğeri ise yeşilimsi sarı renkte, kaba tahminen toprak üstünde yetişen bir varyetedir. 10. yy’da Persler havucu tanımışlar 13-14.yy’larda Çin’e götürmüşlerdir.

Havuç Yetiştiriciliği

Havucun buradan Kuzeybatı Avrupa’ya yayıldığı tahmin edilmektedir. Kültür havucunun 13. yy’da İtalya’da, 14.yy’da Fransa,Almanya ve Hollanda’da, 15. yy’da İngiltere’de yetiştirildiği zannedilmektedir. 16. yy’ın sonlarında Avrupa ve Arap ülkelerinde sarı ve mor tipteki havuçlar biliniyordu.

 

Mor renkli havuçlar önceleri en iyi havuç olarak değerlendirilirken daha sonraları kullanıldıkları yemeklere rengini verdiğinden dolayı önemini kaybetmişlerdir. Ancak günümüzde daha sonra yapılan ıslah çalışmaları sonucu sarı renkte havuç ortaya çıkmıştır. Ve sarı renkli havuç morun yerini almıştır fakat bugün bile Asya’da, Anadolu’nun bazı yerlerinde ve Mısır’da mor renkli havuca rastlanmaktadır. Bu sırada turuncu renkteki havuç ıslah edilmiş (17-18.yy,Hollanda) ve kalitesinin sarıdan daha yüksek olduğu anlaşılınca, sarı renkli havucun kullanımı yalnız hayvan besleme ile sınırlı kalmıştır.

 

Beyaz havucun ne zaman ortaya çıktığı bilinmemektedir fakat sarı havuçtan geliştirildiği düşünülmektedir. Turuncu havucun ıslahı ve kökeni hakkında iki önemli teori mevcuttur. Birincisi;Başkalaşım Teorisi’dir. Mor köke sahip havuçlar Afganistan’da ıslah edilmiş buradan Akdeniz çevresi, Batı Avrupa ve Çine yayılmış, 17.yy.’da da Japonya’da yetiştiriciliği yapılmıştır. Bu teoriye göre turuncu ve beyaz havuçlar sarı havucun başkalaşımından ortaya çıkmıştır.

 

HAVUÇ TİPLERİ

  1. Turuncu Havuç; Bazıları alfa-karoten bazıları da beta karoten içerir, her ikisinde de turuncu pigmentler vardır. Sağlıklı gözler için yüksek vitamini ile iyi bir temel oluşturur. Bu havuç Avrupa ve Orta Doğu kaynaklıdır. 
  2. Sarı havuç; Bir pigment olan beta karoten, sağlıklı gözlerin gelişmelerine yardımcı  olur, akciğer ve diğer kanserleri önleyebilir, astherosclerosis riskini (damar sertleşmesi) azaltır. Orjini Orta Doğu’dur. 
  3. Kırmızı havuç; karotenin başka bir formu olan likopen içeriği yüksektir.Bu pigment  domates ve karpuz da da bulunan rengi verir; likopen makula dejenerasyonu riski azaltır, serum lipid oksidasyonu, kalp hastalığı ve prostat kanseri gibi çeşitli kanser önlemeye yardımcı olur. Orjini Hindistan ve Çin’dir. 
  4. Beyaz havuç; pigment eksikliği mevcuttur, ama diğer doğal biyoaktif bileşikler, sağlık içerebilir maddelerin geliştirilmesi, diyet lifi açısından önemlidir.Hastalıklara direnç için bünyesindeki fitokimyasallar önem teşkil eder. Bunlar Afganistan, İran, Pakistan kaynaklıdır. 
  5. Mor havuç; onlar akrabalarından tamamen farklı bir sınıf kendi pigmentlerini içerirler, turuncu hatta daha fazla beta karoten (genellikle turuncu içinde)ile antosiyanin içerip, çok daha güçlü antioksidanlardır. Bu pigmentler zararlı serbest radikalleri vücutta tutarak, Antosiyaninler de kan pıhtılaşması yavaşlatarak kalp hastalıklarını önlemeye yardımcı ve iyi anti inflamatuar ajanlar olurlar.Bunların orjini Türkiye, ve Orta ve Uzakdoğu’dur. 
  6. Purple Haze çeşitli daha mor / kırmızı ve beyaz merkezi mevcuttur. 
  7. Siyah Havuç; Antioksidan özellikleri ile flavonoid ailesinin parçası olan antosiyanin içerirler. Flavonoidler halen antikanser bileşikleri olarak bilinir, Canlı sistemlerde serbest radikaller LDL inhibitörleri olarak (kötü) kolesterole neden olur.Siyah havuçtaki antosiyanin özellikle önemlidir. Anti-bakteriyel ve anti-mantar özellikleri ile tohumlarda yağ Kontrolüne yardımcı olabilir ve saç büyümesi için gerekli besinleri sağlar. Siyah havuç gün geçtikçe geri dönmektedir. Mutfak amaçları için çok değil fakat doğal yiyecek renklendirici kaynağı olarak mühimdir.Türkiye, Orta ve Uzakdoğu kökenlidir.

 

KÖK YAPISI

Tohumun çimlenmesiyle oluşan bitki 2 kotiledon yaprağa, belirgin bir hypokotile ve bir kazık köke sahiptir. Önceleri hypokotil toprağın üstünde bulunur. Daha sonra hypokotilin büzülmesi ve kökün aşağı doğru hypokotili çekmesiyle hypokotil toprağın içine girer. Havucun vegetatif gelişmesinde primer ve sekonder olmak üzere 2 devre mevcuttur. Primer büyüme devresi kazık kökün oluşumu ile başlar, daha sonra kotiledon yapraklar çıkar. Kök belli bir büyüklüğü aldığında belli sayıda yaprakta oluşmuştur. Bu sırada kök kalınlaşmaya ve renklenmeye başlar.

 

Besin maddeleri hem floem hem de ksilemde depolanır. Havuç yaşlandıkça ksilem sert odunsu hal alır ve yenmez hale gelir. Bu bağlamda ıslah çalışmaları da ksilem kısmını azaltmaya yönelik olarak gelişmiştir. Havuçların çok büyük bir bölümünde yenen kısmın tamamı kazık kökten, bazı çeşitlerde sadece hypokotilden, bazı çeşitlerde ise yenen kısmın bir parçası kazık kökten, bir kısmı da hypokotilden oluşmaktadır.  80-100 cm arasında kök boyuna sahip havuçlar mevcuttur. (Beypazarı havucu) Fakat bunların sökümü sırasında zorluklarla karşılaşıldığından 10-20 cm arasındaki havuçlar en ideal olanlarıdır. Havuç ucu genelde sivri görünümdedir fakat ıslah yoluyla küt olan havuçlar da üretilmektedir. Kök ucunun şekli toprak özelliklerine bağlı olarak da değişir. Toprağın çok kurak olmasından sonra aniden yapılacak bir sulama ya da yağış havucun çatlamasına neden olur. Geniş sıra arası ve üzeri, kireç gübrelemesi kısa ve kalın havuç formlarının çatlamasına neden olur. Çatlama kabuğun uzunluğuna yırtılması ile ortaya çıkar.

 

YAPRAK YAPISI

Yaprak sapları gövdenin ortasından ve birbiri içinden çıkar. Havuç vegetatif kaldığı yılda çok yoğun yaprak meydana getirir. Yaprakların 40-50 cm kadar boy alır. Bitki ikinci yılda gövdesi üzerinde de bol miktarda yaprak meydana getirir. Yapraklar bileşik yaprak olup ince iğne şeklindedir. Çok parçalıdır. Parçala ince uzun, geniş uzun veya bunların arasında yapıdadır. Ayrıca parçalar birbirine az ya da çok yaklaşıktır. Parçaların uç kısımları mızrak biçimli olup, bazen küt bazen sivri yada kanat şeklinde uçlar görülebilir.

 

Yapraklar genelde tüylü ve üst kısımları parlaktır. Fakat bazılarında tüysüzlük yada kısa, sert vb tüylülükte görülebilir. Yaprak sapları da tüylüdür.Yaprak rengi sarı-yeşil, koyu yeşil, gri-yeşil, mavimtırak yeşil olabilir. Örneğin mum tabakası taşıyanlar gri-yeşil renktedir. Geç gelişen yüksek verimli çeşitlerde veya yabani formlarda yaprak hacmi ve sayısı erkenci çeşitlere göre daha fazladır

 

KÖK VE GÖVDE YAPISI

Havuç gövdesi belirgin değildir. Gövde havucun kökünün hemen üstünde ve rozet yapıdaki yaprakların orta kısmında 2. yılda gelişir. Gövde hypokotilin üst kısmının genişlemesiyle meydana gelir. Çeşide, bakım ve iklim şartlarına bağlı olarak 150-160 cm'ye kadar boy alır ve gövdenin ucu bir çiçek şemsiyesi ile son bulur. Gövde üzerinde aşağıdan yukarıya doğru biraz küçülerek devam eden yapraklar yer alır. Yaprak koltuklarından birincil, bunun üstünden ikincil, ikincillerin üstünden de üçüncül yapraklar ve çiçek demetleri oluşur. Gövde yan dallarının uç kısımları da bir şemsiye ile son bulur. Gövde boyuna çizgili ve tüylüdür. Tipik havuç kokusu taşır. Bitkinin gövdesi dayanıklı yapıdadır. Desteğe gerek kalmadan çiçek şemsiyelerini ve tohumlarını rahatlıkla taşır.

 

ÇİÇEK YAPISI

Havuç 2 yıllık bir bitkidir. Çiçeklenmeye başladığında yaprak rozetinin içinden çiçek kümesi taşıyan, yapraklı 60-100 cm uzunluğunda çiçek sürgünü meydana gelir. Bu ana sürgünün her yaprak koltuğundan, ucunda şemsiye şeklinde çiçek içeren yan sürgünler verir. Yan sürgünlerden de çiçek içeren tali yan sürgünler çıkar. Çiçekleri şemsiye şeklindedir. İlk çiçeklenme bitkinin en üst kısmındaki ana şemsiyede başlar. Şemsiyeler birincil, ikincil, üçüncül, dördüncül olmak üzere gruplar halinde oluşurlar. Bu oluşum sırasına göre büyüklük kazanırlar. En iri şemsiye birincil şemsiyedir. Daha sonraki gruplarda şemsiye küçülür. Şemsiyelerde çiçeklenme, meyve bağlama ve tohum olgunlaştırma da bu sıraya göre oluşur. Yere paralel hal alan çiçek sapları üzerindeki çiçeklerde beyaz renkli taç yapraklar açarlar. Çiçekler 5’li düzendedir. Taç yapraklar genellikle beyaz renkte olmakla birlikte bazı çeşitlerde açık mor renkte olabilmektedir.

 

Her şemsiye dıştan içeriye doğru dizilmiş yüzlerce çiçek sapını ve çiçeği taşır. Başlangıçta bir kadeh gibi uç kısmı kapalı olan bu şemsiye çiçekler olgunlaşınca açılmaya başlar. Her çiçek kümesinin çiçeklenmesi 5-8 hatta 12 gün sürer. Çiçeklerin tamamının açılması safhasında, başlangıçta yere dik olan çiçek sapları yere paralel bir hal alır.  Çiçekler genellikle erseliktir.Nadir olarak erkek organları kısır erselik çiçeklere de rastlanır. Bir bitki üzerinde sadece dişi organlı, sadece erkek organlı veya erselik çiçeklere rastlanabilmektedir. Havuçlar kesinlikle yabancı tozlanma ve döllenmeye ihtiyaç gösterirler.Tozlanma böcek ve arılarla olur. Havuçta kendine kısırlık yoktur. Erkek organlar daha erken geliştiğinden çiçek kümesinin üzeri örtülürse dişi organ döllenemez ve tohum meydana gelmez.

 

TOHUM YAPISI

Dişi organ 2karpelden meydana gelmiştir.her karpelde 1 adet tohum taslağı bulunur.olgunlaşma sırasında bu 2 karpel birbirinden ayrılır.  Tohum bir meyve zarı ile kaplıdır. Tohumlar çok küçük, kurşuni renkte ve hafif çengellidir. Bu  nedenle yumaklaşma meydana gelir.  Tohumlar 2-4 mm uzunluğunda, 1-1.5 mm eninde ve 0.4-1 mm kalınlığındadır. Çengelleri kırılmış tohumların 1 g’ında 890-900, kırılmamışlarda 500-550 adet tohum bulunur. 

 

Tohumlarda irilik ilk şemsiyeden diğer şemsiye gruplarına doğru küçülmektedir.  Tohumlar iyi muhafaza edilirse çimlenme gücünü 1-4 yıl korurlar. Tohumların temizliği %90 olmalıdır. En düşük çimlenme gücü %60-65 olmalıdır. Tüyler tohum ağırlığının % 20-30 kadarını oluşturur. Hasat edilen tohumlar hemen ekilebilirler. Tohumlar dinlenmeye ihtiyaç duymadan çimlenirler. Sabit yüksek sıcaklıklar tohumun çabuk çimlenmesini ve büyümesini sağlar fakat tohumlardaki dinlenmeyi ortadan kaldırmaz. Sıcaklıkla birlikte ışık uygulamalarıda çimlenme üzerine olumlu etki yapmaktadır. Bu yüzden araziye yüzlek ekilmelidirler. Optimum çimlenme sıcaklığı 15-20˚C’dir. Tarlada sürme 15-25 gün içerisinde meydana gelmektedir.

 

BESLENME VE İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN ÖNEMİ

100 g taze havuçta;

  1. %87su,
  2. %13 kuru madde,
  3. 0.2 g yağ,
  4. 0.9 g yumurta akı maddeleri,
  5. 6.7 g karbonhidrat,
  6. 800 I-E A vitamini,
  7. 0.06 mg B₁ ve B₂ vitaminleri
  8. 3 mg C vitamini,
  9. 0.5 mg niacin (vit B₃) bulunmaktadır.

 

Bebeklikten başlayarak ölüme kadar mutlaka alınması gereken bir sebzedir.Bebeklerde ishale ve kusmaya iyi gelir. Kemik gelişmesi, kan yapımı ve göz sağlığı açısından önemlidir. Havuç yaprakları sebze çorbalarında kullanılabilir. Yapraklarda vitamin ve madensel tuzlar oldukça fazladır. İçinde bulunan karotin karaciğerde A vitaminine dönüştürülür. Bağırsakların çalışmasını düzenler. Havuç lapası ağrı gidericidir.

 

İKLİM İSTEKLERİ

  1. Havuç bir serin iklim sebzesidir. 
  2. Kısa gün bitkisidir.
  3. Az ışık, düşük sıcaklık ve nemi iyi olan topraklarda iyi gelişme gösterir. 
  4. Sıcaklık havuçta önemli bir kriterdir.
  5. Özellikle renk oluşumuna olumlu etki yapar. 
  6. Soğuk ve yağışlı geçen üretim sezonlarında açık renkli havuç elde edilir. Yüksek sıcaklıklarda da renk açılır.
  7. 10-15°C'lık sıcaklıklarda oluşan renk tatmin edici bir havuç rengi olmaz. 15-21°C‘de en iyi renk oluşumu sağlanır. Yüksek sıcaklıklarda havuç boyu kısalır.

 

Yetiştirme esnasında düşük sıcaklıklarda erken çiçeklenme gözlenir buda ürün miktarına olumsuz etki yapar. En iyi vernelizasyon sıcaklığı 4 °C civarıdır. Yetiştirme döneminde en ideal sıcaklık 15-20 °C dir. Özellikle kuraklıkla yüksek sıcaklık ve rutubetle düşük sıcaklık birleşirse havuç üretimini olumsuz yönde önemli ölçüde etkiler. Sıcak bölgelerde yapılan ilkbahar üretimlerinde bitkilerin önemli bir bölümünün yeterli büyüklükte havuç oluşturmadan generatif faza geçerek çiçeklendiği görülür.

 

TOPRAK İSTEKLERİ

Üretimde toprak yapısının önemli bir etkisi vardır. Toprağın yapısı, toprağın derinliği, toprakta köklerde zarar yapan zararlıların bulunup bulunmaması başarıyı etkiler.Hafif bünyeli topraklarda havuç üretimi uygun besleme, sulama ve bakım şartlarında çok iyi sonuç verir. Böyle topraklarda kültürel işlemler çok kolay ve ekonomik olduğu gibi elde edilen üründe yüksek kaliteye ulaşılır. Havuç derin, gevşek, geçirgen, organik maddesi bol, yeterli kireç olan topraklarda en iyi ürünü verir.  Erkencilik düşünülüyorsa kumlu-tınlı; bol ürün isteniyorsa milli ve milli-tınlı topraklar kullanılmalıdır. Killi ve kumlu topraklarla balçık topraklarda sanayi havuç yetiştiriciliği yapılabilir.  Toprak pH'sı havuç yetiştiriciliği açısından önem taşır. Havuç yüksek asitliğe karşı hassastır. pH 6.5-7 arasında değer taşıyan topraklar havuç yetiştiriciliği için ideal topraklardır. 

 

YETİŞTİRME TEKNİĞİ

TOPRAK İSTEĞİ

Havuç direkt tohum ekimiyle yetiştirilir. Havucun kök uzunluğu dikkate alınarak ve buna göre derinlik ayarlaması yapılarak 1-2 defa toprak işleme yapılır.Avrupa çeşitlerinde 10-20 cm, yerli çeşitlerimizde 20-25 cm yeterlidir. Birinci işlemeden sonra iyi yanmış çiftlik gübresi serpilip ikinci işlemede toprakla karıştırılmalıdır. Sızdırma sulama uygulanacaksa tahtalar hazırlanır. Genelde parseller önceden yapılmaz bitki toprak üzerine çıktıktan sonra belli büyüklüğü alınca sıra arasında boğaz doldurma ile açılan karıklara su verilir. 

 

Havuç tohumlarının geç çimlenmeleri nedeniyle yabancı otlalar hızla gelişerek yeni çimlenmekte olan havuç bitkilerinin gelişmesini yavaşlatır ve üzerlerini örterler. Bu nedenle seyreltme ve çapalama işlemleri de zorlaşır. Bu yüzden yabancı ot kontrolü çok önemlidir. Toprak hazırlığı sırasında pülverizatörle yabancı ot ilacıda püskürtülür. İlaçtan sonra toprak 5-8 cm derinliğinde işlenir. Ve tohum ekimine başlanır.  

 

EKİM

Şubat ile kasım arası ekim yapılabilir. Ancak.Tohumlarda topaklaşma olabileceğinden ekimden önce çengelleri kırılarak ekim yapmak gerekir. Daha az tohumluk kullanmak ve ekimi kolaylaştırmak adına kaplanmış tohum kullanmak gerekir. Serpme veya sıraya olmak üzere 2 şekilde ekim yapılır.

 

Serpme tohum ekimi daha çok tavalara yapılır fakat fazla tohumluk kullanımı ve düzensiz çıkış nedeniyle pek tercih edilmez. Ekimden sonra 1-2cm harçlı toprak serilir yada 1cm’den toprak karıştırılır. Ardından can suyu verilir. Sıraya ekimde tahta ve tava üzerine açılan küçük karıklara ekim yapılır. Taban tahtası çekilerek üzeri kapatılır ve bastırılır. Ekim derinliği 0.5-3 cm olmalı bir dekar alana 600-800 gr tohum atılmalıdır. Ekilecek tohum miktarı sıra arası mesafesi ile ilgilidir. Sıra üzeri mesafe genellikle değişmez.  Havuçlarda sıra arası mesafesi olarak 25-30-40 cm'lik aralıklar verilir.  Sıra üzeri seyreltme mesafesi ise 5-12 cm arasında değişir. 

 

BAKIM İŞLEMLERİ

Çimlenme tamamlandıktan ve bitkiler 2-3 hakiki yapraklı olduktan sonra, sıra üzerinde seyreltme yapılır.  Seyreltme çok önemli bir maliyettir.Bunu önlenmek için ekimin  mibzerle, seyreltme sıklığında ve çimlenme gücü yüksek tohumla yapılması gerekir. Seyreltme işleminden sonraki bakım işleri, kaba otların elle alınması düzenli sulama ve mücadele işlerinden oluşur.

 

Gübreleme

Havuç taze ahır gübresinden hoşlanmaz. Kullanılırsa renk bozulur ve mavi kırmızı bir renk alır. Aynı zamanda havuç sineğinin artmasına da neden olur.İyi yanmış ahır gübresi toprak hazırlığından önce dekara 2-3 ton uygulanabilir. Yetiştiriciliğinde azot yanında potasyum da büyük önem taşır. Bu iki besin elementi verimi ve kaliteyi önemli ölçüde etkiler. Bitki nitrat formunda azotu tercih eder. Potasyum ise havuçta şeker oranını ve depolama gücünü arttırır.  Havuç özellikle  çimlenme ve gençlik döneminde tuza karşı son derece hassastır. Ekimle birlikte gübre verme bu nedenle yanlış olur. Böyle bir uygulama çimlenmede problemlere yol açar.

 

Toprak yapısına göre değişmekle beraber dekara;

  1. 8-12 kg N, 
  2. 8-10 kg P ve 
  3. 12-18 kg K ekimden en az iki hafta önce toprağın 10-15 cm derinliğine karıştırılmalıdır.
  4. Azotun 2-3 seferde, potasyum 1-2 seferde verilmelidir.
  5. En önemli mikro elementler manganez, bakır ve bordur.

 

Sulama

Düzenli sulama havuçta çok önemlidir. Primer dönemdeki susuzluk havuç boyunun kısa kalmasına, sekonder dönemdeki susuzluk havucun yeterli ölçüde kalınlaşmamasına ve düzensiz sulama ise havucun çatlayarak pazarlanamaz hale gelmesine neden olur. Bu nedenle havuç yetiştiriciliğinde sulama başarıyı en çok etkileyen faktörlerden birisidir.

 

ÖNEMLİ HASTALIK VE ZARARLILARI

ALTERNARIA YAPRAK MANTARI Alternaria dauci (mantar)

Birbirinden sarı renkli bir çizgi ile ayrılan koyu kahverengiden siyaha dönen renkte noktalar. Bu noktalar gittikçe büyür ve sonunda tüm yaprağı kaplar ve bu da , yaprağın ölümüne neden olur. özellikle , sıcak ve nemli havalarda problemdir.

 

SİYAH KÜF Alternaria radicina (mantar)

Çürümüş doku , siyah renkte , nemli ve kısmen sıkışmış durumdadır. Bu küf , genelde saklama sırasında oluşur ve havucun içindeki sarı kısma nüfuz eder.

 

CERCOSPORA YAPRAK MANTARI Cercospora carotae (mantar)

Bu mantar , yapraklara , yaprak saplarına ve bitki gövdelerine saldırır. Yaprak üzerindeki noktalar , yuvarlak veya uzunlamasına olabilir ve klorotik bir çizgi ile çevrelenmiştir. Ağır enfeksiyon sırasında , küçük lezyonlar daha büyük alanlara yayılabilir ve tüm yaprakları öldürebilir. Genelde bu mantarın belirtileri , Alternaria dauci mantarınınkiler ile karşılaştırılır.

 

CAVITY MANTARI Pythium spp. (mantar)

Bitki kökleri üzerinde oval-kahverengi noktalar oluşur. Enfeksiyon genelde , epidermis (üst deri) altında kortekste başlar. Dış doku kopar ve kökün yüzey dokusunda çökük durumunda boşluklar oluşur.

 

PAMUKSU YUMUŞAK KÜF Sclerotinia sclerotiorum (mantar)

Enfeksiyona yakalanan havuçlar , siyah renkli skleraların oluştuğu iltihaplı bölgelerin yüzeylerinde pamuksu beyaz mycelium’un özelliklerini gösterir. Mantarın beslendiği bir çok bitki vardır. Özellikle serin , nemli mevsimlerde ve saklama sırasında büyük bir problemdir.

 

MEYAN KÜFÜ Mycocentrospora acerina (mantar)

Lezyonlar , bitki kökünün her yerinde meydana gelebilir. Dokular , başlangıçta ıslak ve kahverengidir ancak daha sonra siyaha dönüşürler. Lezyonlar arasındaki çizgiler ,daima kahverenginde , nemli bir görünüşe sahiptir. Bu görünüş , meyan küfünü Alternaria radicina mantarından ayırır.

 

CROWN VE CRATER MANTARI Rhizoctonia solani/carotae (mantar)

Bu mantar , fidenin çürüyüp dökülmesine ve mevsim boyunca ve saklama sırasında bir crown ve crate mantarının oluşumuna neden olabilir.

 

HAVUÇ KÖKÜ SİNEĞİ Psila rosae (böcek)

Havuca en büyük zararı veren böcektir. Beyaz larvalar küçük kanallar açarlar , özelliklede kökün yüzeyi üzerinde. Bu larvaların , mat kırmızı renkleri vardır. Bu sinekler yılda birden fazla kuşak yavru doğurur.

 

HAVUÇ TIRTILI Napomyza carotae (böcek)

Bu sinek , yumurtalarını yaprak ve yaprak sapları üzerine bırakır. Bu yumurtalardan çıkan larvalar , havucun dokusu ile beslenirler. Kanallar açarlar , özelliklede kökün üst kısmı üzerinde.

 

YAPRAKBİTLERİ Aphididae sp. (böcek) örneğin , Semiaphis dauci

Yaprak genelde kıvrılır ve sarıya dönüşür. Bitler genelde yaprakların alt kısmı üzerinde ve taçtaki genç yaprakların üstünde yoğunlaşır ve bazı virüsler gönderirler.

 

KÖK SAPI NEMATODU Meloidogyne hapla (nematod)

Bu nematod , genelde kök uçlarında beslenir. Kök dokusu , anormal derecede büyür ve bu da , köklerin büyümesini önler ve hava almasına neden olur. Kök veya kökçüklerin yan kısmında bir çok mazı belirir. Bu nematodun beslendiği bir çok bitki vardır. Bu nematodun saldırısı durumunda , olumsuz etkileri azaltmak için monokotiledon bitkiler kullanılarak iyi bir bitki rotasyonunun yapılması gerekmektedir.

 

 

DAHİLİ UÇ YANIĞI (Fizyolojik bozukluk)

Belirtiler , tarlada ve saklama sırasında görülür. Sadece baş kısmı kesildiğinde veya dış yapraklar çıkarıldığında görülür. İç yaprakların kenar kısımları kahverengine dönüşür ve kağıdımsı bir şekil alır ve daha sonra iyice kararır. Bu hastalık , bitkideki kalsiyum eksikliğinden kaynaklanabilir.

 

GRİ BENEK (Fizyolojik bozukluk)

Genelde beyaz lahanada görülür. Dış yaprakların tabanı kenarında ve yaprak damarları boyunca olağanüstü bir leke oluşur ve bu leke gittikçe , küçük beneklerden oluşan bir desene benzer. Bu hastalık ile ilgili net bir açıklama yoktur.

 

HASAT

Hasat, yetiştirilen çeşide, yetiştirme alanının genişliğine ve pazarlanacak havucun miktarına göre elle veya makineyle yapılır. Sanayi tipi havuç yetiştiriciliğinde 20-25cm’i geçmeyen havuçlar kullanılır ve bunlar makineyle hasat edilir.

 

VERİM

Havuçlarda verim çeşide, ekim sıklığına ve hasat zamanına göre değişir. Orta erkenci çeşitlerde dekara verim 2.5-3 ton, geççi çeşitlerde ise 3-4 ton arasında değişir. 

 

DEĞERLENDİRME

  1. Vücut ve güneş yağı olarak kozmetik sanayinde,
  2. Havuç konservesi,
  3. Havuç dondurması,
  4. Havuç reçeli,
  5. Havuç suyu ve 
  6. Sofralık olarak değerlendirilir.

 

Kaynak; Prof. Dr. Önder TÜRKMEN

KULLANICI GİRİŞİ

Üye Ol Şifremi Unuttum?

Sorhocam.com 2014 yılında Ziraat Mühendisi Arafa KARAÇELEBİ tarafından kurulmuş olup herkesin faydalanabilmesi için ücretsiz olarak hizmet vermektedir.

Yetiştiriciliği, tarımı, ürünleri, bitkisi, ağacı, çiçeği gübreleri, hastalığı zararı, zararlıları, mücadelesi, ilaçları aşısı, budaması, otu, faydaları, programı, önerileri, istekleri, tavsiyeleri, nedir, nelerdir, nasıl yapılır, özellikleri, kullanım alanları, takvimi, sınavı, sınavları, notları

Site Haritası - Rss Beslemesi