• notifications1
  • menü

Bugün : 9 Aralık 2024 Pazartesi

Ankara Armudu Yetiştiriciliği Nasıl Yapılır?

Ankara Armudu Yetiştiriciliği Nasıl Yapılır?

Ankara armudu (Pyrus communis L.), üstün meyve kalitesi ve uzun süre depolanabilme özellikleri nedeniyle çok eski zamanlardan bu yana armut yetiştiricilerinin ilgisini çeken yerli, standart, kışlık çeşitlerimizden birisidir. Armudun gen merkezlerinden birisi olan ülkemizde, Ankara armudunun dışında yazlık, kışlık, standart yada yöresel 600'ün üzerinde çeşit bulunmaktadır.

Ankara Armudu Yetiştiriciliği

Bir ılıman iklim bitkisi olan armut ülkemizin tüm tarım bölgelerinde yetiştirilmektedir. Ağaç varlığı bakımından Ege (%17.7), Marmara (%16.7) ve Ortakuzey (%16.0); üretim bakımından ise Marmara (%20.7) ve Ortakuzey (%15.4) Bölgeleri ilk sırada yer almaktadır. Hem ağaç miktarı ve hem de üretim bakımından ön sıralarda bulunan Ortakuzey Bölgesi'nde yer alan Ankara ili, 830.000 adet ağaç varlığı ve 23.000 ton üretimi ile hem Bölge'nin ve hem de Bursa ilinden sonra ülkemizin en önemli armut üreticisi ili konumundadır .


Ankara ilinin tüm ilçelerinde armut tarımı yapılmakta ise de toplam ağaç varlığının %85'ini ve üretiminin %80'ini karşılayan Çubuk, Kızılcahamam, Nallıhan, Kalecik, Güdül, Ayaş ve Kazan bu meyve türünün yetiştirildiği başlıca ilçelerdir. Bu ilçelerden Çubuk, Ankara ili armut üretiminin %30'unu tek başına karşılamaktadır . Ankara ilinde yetiştirilen başlıca armut çeşidi Ankara armududur. Ülkemizin toplam armut üretimi içerisinde % 17'lik paya sahip bulunan Ankara armudunun en fazla üretildiği bölge, içerisinde Ankara ilinin yer aldığı Ortakuzey Tarım Bölgesi'dir. Bölgenin armut üretiminin %50'sini bu çeşit oluşturmaktadır.  Kaynağının büyük olasılıkla Ankara ili olduğu öne sürülen Ankara armudu meyvecilik yönünden kısmen olumsuz ekolojik koşullara sahip Orta Anadolu Bölgesi'ne iyi uyum göstermektedir ve bu özelliği ile Bölge meyveciliğine önemli katkılarda bulunmaktadır.

 

2.Ankara Armudunun Morfolojik ve Biyolojik Özellikleri

2.1  Morfolojik Özellikleri

Ankara armudunun ağacı dikine büyür. Ana dallar seyrek, yan dallar ise sıktır . Ağacın gövdesi ve yaşlı dalları siyaha yakın koyu gri, yaşlı dalları ise açık gri renktedir. Meyve dalı olarak yaşlı dallar üzerinde bol miktarda çıtanak ve topuz, genç dallar üzerinde ise kargı ve dalcıklar bulunmaktadır .
 

Ankara armudu ağaçları kullanılan anaca göre farklı kuvvetlerde gelişmektedir. Armut ve ahlat çöğür anaçları üzerinde ağaçların yüksekliği ve çapı   5-6 m, taç hacmi 60-70 m3; bodur ayva klon anaçları üzerinde yüksekliği 3-4 m, çapı 2.5-3.5 m ve taç hacmi 8-18 m3'dür .
 

Odun gözleri tombulca, uçları sivri, pulcukları kahverenginde ve birbiri üzerine sıkıca kavuşmuştur. Bir külah biçiminde olan tomurcuklarla dal arasında 25-30 derecelik bir açı bulunmaktadır. Meyve gözleri şişkin, kabarık, uçları sivri, pulcukları odun gözlerindeki kadar birbiri üzerine sıkıca yapışmamış ve tomurcuğun ucundaki pullar birbirinden kısmen ayrılmıştır. Yaprakların kenarları kolaylıkla fark edilemeyecek derecede yayvan ve basit dişlidir. Yaprak, çoğu kere ucu kahverengi olan büyükçe bir dişle sona ermektedir.
 

Yaprak sapı uzun, sarımtırak yeşil renkte, tüysüz, yaprağın üst yüzüne gelen kısmı hafif oluklu ve dalla birleştiği kısım hafif kırmızı renktedir. Çiçek durumunda hüzmeler orta iri, sık çiçekli ve bol yapraklıdır. Bir hüzmede bulunan çiçek sayısı 3 ile 9 adet arasında ve ortalama 7 adettir. Çok hafif bir kokusu bulunmaktadır.

 

Çiçek sapı düzgün, yeşil renkte, üzeri baştan başa ve oldukça sık beyaz tüylüdür. Çanak yapraklar ufak, üçgen biçiminde, üzeri ve kenarları sık keçe gibi tüylü, uçları sivri ve kahverengi, iç yüzü deve tüyü renginde, sık tüylüdür. Çanak yapraklar kısmen aşağıya doğru büküktür. Taç yapraklar beyaz renkli, uçlarına doğru hafif pembe, kenarları düzgün olmayıp özellikle yukarı kısımlarında oyuntulu ve dokusu kabadır. Bu çeşitte esas olarak beş taç yaprak bulunmakla birlikte 6-8 taç yaprağı olan çiçeklere de sıkça rastlanmaktadır. Taç yaprakları uzun saplı oldukları için çiçek seyrek görünmektedir.


Ankara armudu meyveleri orta iri, iri, yuvarlak, düzgün, oturaklı, ortalama 150 gram ağırlığındadır. Bununla birlikte oldukça iri ve 300-350 gram ağırlığında meyveler de bulunmaktadır. Meyve sapı orta kalın ve kısadır.  Çiçek çukuru az derin, kenarları mantarlaşmış ve çanak yapraklar kuru ve döküktür. Meyve kabuğu ince, yumuşak, çok az pürüzlü, mumsuz, az parlak, kabuk rengi yeme olumundan önce koyu yeşil-yeşil, yeme olumunda ise sarımtırak yeşil ve sarı renktedir. Meyve eti krem renkte, çok sulu, çok tatlı, ağızda erir, kumsuz ve güzel kokuludur. Çekirdek evi küçük, beş evcikli, çekirdekleri iri, uzunca, ucu sivri, kenarları koyu ve orta kısmı açık kahverengidir.

 

2.2 Biyolojik Özellikleri

Ankara armudu kendine uyuşmaz bir çeşittir. Bir başka ifade ile kendi çiçek tozları ile döllenememekte ve meyve tutumu için başka bir armut çeşidine ihtiyaç duymaktadır. Tesis aşamasında en az 1/8 oranında bahçe içerisine yerleştirilmesi gereken tozlayıcı çeşidin çiçeklenme periyodu Ankara armudu ile çakışmalı, çiçek tozu üretimi ve çimlenme oranı yüksek olmalı, Ankara armudu ile arasında eşeysel uyuşmazlık bulunmamalı ve her yıl çiçek açmalıdır. Ankara armudu için standart çeşitlerden Akça  ve Coscia uygun tozlayıcı çeşitlerdir. Genel olarak döllenme olmadan çekirdeksiz meyve tutumu olarak tanımlanan partenogenensis olayı ve partenokarp meyve oluşumunun mümkün olduğu durumlarda, meyve bahçeleri tozlayıcı çeşide gerek kalmadan tek çeşitle kurulabilmektedir. Ama bu pek sağlıklı sayılmaz. Elde edilen sonuçlar yıllara göre değişiklik göstermektedir. Ankara armudu, diğer armutlar gibi arılarla tozlanmaktadır. iyi bir meyve tutumu için çiçeklenme zamanında 1 hektar alana 2- 3 arı kovanı yerleştirilmelidir.

 

2.3  Fenolojisi

Ankara armudu ağaçlarında çiçek tomurcuklarının henüz kabarmaya başladığı dönem olan gümüş renkli ucun göründüğü tarih esas alındığında uyanma, Ankara koşullarında yıllara göre değişmekle birlikte genellikle Mart ayının 20'sinden sonradır. Yeşil ucun göründüğü fare kulağı dönemi ise Mart ayının son yada Nisan ayının ilk haftasına rastlamaktadır. Nisan ayının ilk ve ikinci haftalarında pembe tomurcuk safhasında olan çiçekler Nisan ayının ortasında yada ikinci yarısında açmaya başlamakta, 4-5 gün sonra tam çiçeklenme durumuna geçmekte ve Nisan ayının sonuna doğru çiçeklenme tamamlanmaktadır. Bununla birlikte bazı ekstrem yıllarda bu tarihler dört hafta öncesine yada iki hafta sonrasına denk gelebilmektedir. Meyveler Ankara koşullarında Eylül sonu Ekim ayı başında hasat edilmektedir. Yaprakların döküm tarihi ise Kasım ortası ile Aralık başı arasında değişmektedir.

 

2.4 Meyve Tutumu ve Verimlilik

Ankara armudunda meyve tutum oranı yıllara ve kullanılan anaca göre farklılık göstermektedir. Bu oran çöğür anaçlar üzerinde %23-55 ve ayva anaçları üzerinde %8-41 arasında değişmektedir. Meyve tutum oranının bir yıl düşük bir yıl yüksek olması, Ankara armudunun kısmi periyodisiteye meyilli bir çeşit olduğunu göstermektedir. Gübreleme, sulama, budama ve meyve seyreltmesi ile bu durumun önüne geçilebilmektedir.
 

Ankara armudu verimli bir çeşittir. Ağaçlar armut ve ahlat çöğürü üzerinde 5-7 yaşından itibaren ürün vermeye başlamakta ve ürün miktarı 15 yaşına kadar artmaktadır. iyi bakım koşullarında verimlilik 50 yaşına kadar aynı düzeyde devam etmekte ve daha sonra düşüş göstermektedir. Ayva anacı üzerinde Ankara armudu 3-4 yaşından itibaren ürün vermeye başlamakta ve ürün miktarı 10 yaşına kadar artmaktadır. Verimlilik iyi bakım koşullarında 30-35 yaşına kadar devam etmektedir. Kuvvetli anaçlar üzerinde ağaç başına ortalama verim 40-150 kg ve 1 dekar alan için 800-3000 kg, bodur anaçlar üzerinde ise ağaç başına ortalama verim 25-60 kg ve 1 dekar alan için 2000-5000 kg arasında değişmektedir.

 

3. Ankara Armudunun Ekolojik İstekleri

3.1 İklim İstekleri

Ankara armudu, yazları sıcak, bol güneşli, kurak, havadar ve nem oranı düşük olan iklimlerde yüksek kaliteli meyveler meydana getirmektedir. Orta Anadolu ve Ankara ili, bu armudun yetiştiriciliği bakımından uygun iklim özelliklerine sahip bulunmaktadır. Özellikle düşük nem oranından dolayı elma yetiştiriciliğini sınırlandıran bölge iklim koşulları, Ankara armudunun başarıyla yetişmesi için büyük bir potansiyel sunmaktadır.

 

Bununla birlikte iç ve geçit bölgelerde çukur ve düz alanlarda ağaçların çiçek ve küçük meyve dönemlerinde zarara neden olan ilkbahar geç donları, elma ve vişneye göre daha erken uyanan Ankara armudu için Orta Anadolu'da Mayıs ayı ortalarına kadar tehlike oluşturmaktadır. Armut çiçekleri -2.2oC ve küçük meyveleri -1.1 oC'de ilkbahar geç donlarından zarar görmektedir. Kış dinlenme döneminde -25 ile -30oC' lere kadar dayanan armut ağaçlarında uzun süren şiddetli soğuklar sürgün uçlarını dondurabilmektedir. Bununla birlikte Orta Anadolu'da kış düşük sıcaklıklarının uzun süreli olarak bu derecelerde kaldığı görülmemektedir. Ankara ilinde 75 yıllık verilere göre sıcaklığın 20oC'ye düştüğü gün sayısı Ocak ayında 0.3 ve Şubat ayında 0.1 olmak üzere tüm yıl boyunca en fazla 0.4'dür.

 

Armut ağaçları da diğer ılıman iklim meyve türlerinde olduğu gibi kış dinlenmesinden çıkabilmek için +7oC'nin altında, 600 - 2300 saat soğuklamaya ihtiyaç duymaktadır. Soğuklaması karşılanmamış armut ağaçlarında çiçeklenme yetersiz, düzensiz ve uzun süreli olmakta, bu durum ise doğrudan verimliliği etkilemektedir. Ankara armudunun soğuklama isteği konusunda değerler bulunmamaktadır. Bu nedenle armut için belirlenen değerler bu çeşit için de dikkate alınmalıdır. Ankara ilinde +7oC'nin altında geçen süre 3000 saatin üzerindedir.


3.2 Toprak İstekleri

Ankara armudunun toprak istekleri kullanılan anaca göre farklılık göstermektedir. Bu armut çeşidi ahlat anacı üzerinde kurak koşullara iyi uyum sağlarken, armut ve ayva anacı üzerinde toprağın yeterli düzeyde nem içermesini istemektedir. Diğer armutlar gibi Ankara armudu da derin, geçirgen, sıcak ve besin maddelerince zengin topraklarda daha iyi gelişmekte ve verimliliği artmaktadır. Çok kuru, az derin ve taşlı topraklarda meyveler şekilsiz ve kumlu olmaktadır. Ağır ve nemli topraklarda ise meyve eti kabalaşmakta, tat yavanlaşmakta, olgunluk gerilemekte ve muhafaza ömrü kısalmaktadır.

 

4. Ankara Armudu Yetiştiriciliğinin Teknik Özellikleri

 

4.1 Çoğaltılması ve Anaçları

Ankara armudu aşı ile çoğaltılan bir meyve türüdür. Bu çeşidin aşı ile çoğaltımında en fazla kullanılan anaçlar armut, ayva ve ahlattır.

 

Armut Anacı

Ülkemizde klon armut anaçlarına ait damızlıklar bulunmadığı için bu amaçla sadece armut çöğürleri kullanılmaktadır. Armut çöğürü üzerinde Ankara armudu ağaçlarının gelişme kuvveti, meyve verim ve kalite özellikleri birbirinden farklılık göstermektedir. Bu anaçlar üzerindeki Ankara armudu genellikle yüksek  boylu ve büyük hacimli olmaktadır. Armut anaçları derin, geçirgen ve besin maddelerince zengin topraklarda tercih edilmelidir.


Ayva Anacı

Ankara armudu ile ayva anaçları arasında aşı uyuşmazlığı sorunu bulunmamaktadır. Farklı gelişme kuvvetlerine sahip bulunan klon ayva anaçları arasında bodur olanlar Ankara armudu için tercih edilmelidir. Ankara armudunun bodur ayva anacı üzerinde çöğür anaca göre çiçeklenmesi 3-5 gün daha geç olmak- ta, ağaç hacmi 8 kat daha küçük ve meyveler % 15 daha iri olmaktadır. Bu amaçla en yaygın kullanılan anaç Quince A ayva anacıdır. Quince A ayva anacı üzerinde Ankara armudu 8-10 m3  büyüklüğünde ağaçlar meydana getirmektedir. Ayvanın kökleri yüzlek olduğu için az derin topraklarda yetişebilmektedir. Fazla ağır olmayan, kumlu tınlı, orta derecede nemli ve sıcak topraklarda ayva, Ankara armuduna anaç olarak kullanılabilir. Kuraklığa ve aşırı soğuğa dayanıklı değildir. Alkali topraklarda ayva üzerine aşıIı Ankara armutlarında kloroz sorunu ile karşılaşılmaktadır. Bu amaçla topraktan ve yapraklardan yapılan uygulamalar pahalı ve kalıcı bir etkiye sahip bulunmamaktadır. Bu nedenle ayva organik maddece zengin, fiziksel özellikleri iyi ve sulama sorunu bulunmayan topraklarda anaç olarak tercih edilmelidir.


Ahlat Anacı

Derin kök yapısı nedeniyle özellikle kurak iklim ve toprak şartlarına iyi uyum gösteren ahlat doğal olarak bulunduğu Orta Anadolu'nun dağlık ve kıraç alanlarında çok eski zamanlardan bu yana Ankara armudu ve diğer armut çeşitleri ile aşılanarak anaç olarak değerlendirilmektedir. Ahlat üzerine aşılı Ankara armudu ağaçları  orta kuvvette gelişmektedir.

Diğer armut çeşitlerinde olduğu gibi Ankara armudu fidanı üreten fidanlıkların da özellikle ateş yanıklığı ve nemotadlar gibi yayılıcı hastalık ve zararlılar ile bulaşık olmaması gerekir. Fidan temininde bu durum göz ardı edilmemelidir.

 

4.2  Bahçe Tesisi

Ankara armudu ile düzenli bahçeler tesis edilirken 1-2 yaşlı aşılı fidanlar tercih edilmelidir. Çoğu kez çıplak köklü olan fidanlarda dikim periyodu, sonbaharda yaprak dökümünün ardından başlamakta ve ilkbaharda gözler uyanana kadar devam etmektedir. Kışı şiddetli geçen yerlerde dikimin ilkbaharda uyanmanın başlamasından hemen önce yapılması önerilmektedir.

 

Genellikle dikdörtgen yada kare dikim sisteminin esas alındığı bahçelerde sıra arası ve üzeri mesafeler, kullanılan anaca ve terbiye şekline göre belirlenmektedir. Anaç olarak armut çöğürü kullanılmışsa, 6 x 8 m yada 8 x 8 m; Quince A gibi bodur anaç kullanılmışsa, 3 x 4 m sıra arası ve üzeri mesafeler uygun olmaktadır. Ankara armudu bahçelerinde 1 dekar alana düşen ağaç sayısı, armut çöğürü üzerine aşılı olanlarda ve 6 x 8 m dikim aralığında 20-21 adet; bodur ayva anacı üzerine aşılı olanlarda ve 3 x 4 m dikim aralığında 83-84 adettir.

 

Bodur anaçlar üzerindeki Ankara armutlarına kordon terbiye şekli verilecekse aralık mesafe 1 x 2 m'ye kadar düşürülebilmektedir. Bununla birlikte kıraç alanlarda ahlat üzerinde yapılacak yetiştiricilikte aralık mesafe 10-15 m'ye çıkartılmalıdır. Sulama yapılmadan kurak koşullarda yapılacak bu tip yetiştiricilikte ahlat kökünün derinlere gitmesine olanak sağlamak için tohumlar her bir çukura üç adet olacak şekilde ağacın yetişeceği yere ekilmeIi ve çöğürler uygun kalınlığa geldiğinde burada aşılanmalıdır.

 

İyi bir meyve tutumu için bahçeler, Ankara armudu için uygun tozlayıcılar olan Akça yada Coscia armut çeşitleri ile birlikte kurulmalıdır. Tozlayıcılar, iki yada üç sıra Ankara armudu, bir sıra tozlayıcı çeşit veya 8 çeşide en az bir tozlayıcı çeşit düzeninde bahçe içerisine yerleştirilmelidir.



4.3 Kültürel İşlemler


Toprak işlemesi

Toprağın kış yağışlarından yüksek oranda faydalanması amacıyla Ankara armudu bahçeleri sonbaharda hasat işlemi tamamlandıktan sonra pulluk ile yaklaşık 15-20 cm derinlikte sürülmelidir. Anaç olarak ayvanın kullanıldığı durumlarda kökler yüzlek geliştiğinden sürüm derinliği 15 cm' den fazla olmamalıdır. Sonbahar toprak işlemesinden sonra ilkbaharda uyanma başlamadan bahçeler kaz ayağı ile sürülmeli ve ayrıca yaz gelişme periyodu boyunca yabancı otlara karşı freze yada çapa makinesi ile fazla derin olmayacak şekilde işlenmelidir. Bahçe/ere 3 yılda bir atılan yanmış ahır gübresinin sonbahar toprak işlemesinden önce, analiz sonuçlarına göre gerekli görülen fosforlu ve potasyumlu gübrelerin sonbahar toprak işlemesi ile birlikte ve azotlu gübrelerin de ilkbahar ve yaz dönemlerindeki toprak işleme zamanında uygulanması durumunda toprağa karıştırılmaları etkili ve ucuz biçimde sağlanmış olacaktır.


Sulama

Ayva anacı üzerindeki Ankara armudu ağaçları susuzluğa dayanıklı değildir. Bu bahçeler Ankara koşullarında Mayıs ayından Eylül ayı ortalarına kadar 10 gün aralıklarla yeterli düzeyde sulanmalıdır. Armut çöğürü üzerindeki ağaçlar biraz daha dayanıklı olmakla birlikte gelişme periyodu süresince 20 gün aralıklarla toprağın alt kısımları yeterli düzeyde ıslanacak şekilde sulanmalıdır. Sulama karık, göllendirme, mini yağmurlama yada damla sulama yöntemlerinden birisi ile yapılmalıdır.


Gübreleme

Ankara armudunda ağaçların sağlıklı olarak gelişmesi, ürünün verim ve kalitesinin artması için gübrelemeye önem verilmelidir. Orta Anadolu topraklarının çoğu organik madde bakımından fakir ve kireç yönüyle zengindir. Bu nedenle toprağın fiziksel yapısını iyileştirerek besin maddeleri ve sudan ağaçların daha iyi yararlanmasını sağlamak ve toprağı besin maddeleri bakımından belirli düzeyde desteklemek için bahçelere üç yılda bir 3-4 ton/dekar hesabıyla sonbaharda yanmış ahır gübresi uygulanmalıdır.

 

Ayrıca toprak ve yaprak analizleri ile bitkinin ihtiyacı olan azot; fosfor, potasyum gibi makro besin maddeleri ile demir gibi mikro besin maddelerinin eksik düzeyleri belirlenerek toprağa yada yaprağa püskürtme yoluyla bitkiye verilmelidir. Analizler ile belirlenecek miktarlardaki azot her yıl, Ankara koşullarında, ilki Mart ve diğeri Temmuz başında olmak üzere ikiye bölünerek, üre yada amonyum sülfat gübreleri ile toprak yüzeyine, fosfor ise 2-3 yılda bir sonbaharda tiple süper fosfat ile 15-20 cm derinliğe uygulanmalı ve hemen toprakla örtülmelidir. Ankara koşullarında topraklar potasyum yönüyle zengin olduğu için bu bakımdan genellikle gübrelemeye ihtiyaç bulunmamaktadır. Topraklar alkali karakterde olduğundan özellikle ayva ve kısmen armut anaçları üzerindeki Ankara armutlarında kloroz (sarılık) zararıyla karşılaşılmaktadır. Bu amaçla uyanmadan önce Mart ayında toprağa demir EDDHA bileşikleri uygulanmalı yada yaprakların tam büyüklüğünü aldığı dönemde ağaçlara demir içeren yaprak gübreleri püskürtülmelidir.

 

Budama

Ankara armudu fidanlarına değişik doruk dallı terbiye sistemi- ne göre şekil verilmesi uygundur. Bu sistem, bir doruk dalı ve 3 - 5 ana daldan oluşmaktadır . Bu amaçla önce fidanın tepesi, aşı yerinin 75-80 cm üzerinden kesilmekte ve ilkbaharda gelişmenin başlamasıyla birlikte kesilen yerin hemen altından sürgünler meydana gelmektedir. ilk yılın sonunda bunlardan en üstte kuvvetli gelişen doruk dalı, alt kısımlardan gelişenlerden, aralarında yaklaşık 15 cm mesafe bulunan ve her biri farklı yöne bakan 3-5 tanesi ana dal olarak seçilmekte, bunların gövde ile aralarındaki açının 45-60' olmaları sağlanmakta ve diğer dallar çıkartılmaktadır.
 

Sonraki yıllarda ana dallar üzerinde yan dallar oluşturulmaktadır. Yan dalların tacın içine değil, dış kısımlarına doğru geliştirilmeleri sağlanmakta ve üçüncü yılın sonunda fi- danlar şeklini almaktadır. Ağaçların erken meyveye yatması için şekil budaması sırasında fazla kesimden kaçınılmalıdır.
 

Ankara armudu ağaçlarında verim budaması, iyi bir ürün ve ağaç gelişimi için her yıl düzenli olarak dinlenme periyodunda yapılmaktadır. Bu budama sırasında öncelikle ağacın iç kısımlarında karışıklığa neden olan, kurumuş, verimsiz, zayıf dallar ile varsa obur dallar çıkartılmaktadır. Ankara armudunda ürün, genel olarak topuz adı verilen meyve dallarından elde edilmektedir. Ekonomik ömrü 3-10 yıl arasında değişen bu dallar ağaç üzerinde korunmalıdır. Gençleştirme budaması, verimden düşmüş ve gelişmesi gerilemiş ağaçlarda tacı yeniden oluşturmak için yapılan bir uygulamadır. Şiddetli ve derin kesimler yapıldığından bu budamanın 2-3 yıla yayılması uygun olmaktadır.


Seyreltme  ve Herekleme

Çok ürün yıllarında Ankara armudu ağaçlarında meyve seyreltmesi yapılmalıdır. Bir huzmede en fazla iki meyve kalacak yada 20-30 yaprağa bir meyve düşecek şekilde Haziran sonu Temmuz başında meyveler henüz küçükken fazla olanları koparılmalıdır. Böylece hem her yıl düzenli bir ürün elde etme imkanı sağlanacak, hem de kalan meyveler daha fazla irileşecek ve kaliteleri yükselecektir. Meyvelerin irileşmesi ile birlikte meyve yükü altında dal kırılmalarını önlemek için dalların alt kısımlarına yeterli miktarda herekler dikilmelidir.


Derim ve Muhafaza

Diğer meyve tür ve çeşitlerinde olduğu gibi Ankara armudunda  meyvelerin muhafaza süresini uzatmak, kayıpları en aza indirmek ve kalitesini korumak için derim en uygun zamanda yapılmalıdır. Ankara armudu meyveleri ağaç üzerinde yeme olgunluğuna ulaşmadığı için ağaç olumunda derilmektedir. Derim sonrasında yada muhafaza süresinin sonunda meyveler oda sıcaklığında (yaklaşık 200C) bekletilerek yeme olgunluğuna getirilmektedir.
 

Ankara armudu meyveleri üzerindeki çiğ kuruduktan sonra daldan sapları ile birlikte koparılarak toplanmalıdır. Derilen meyveler zedelenmeden toplama kaplarına konulmalı ve kasalar içerisinde boylama ünitelerine getirilmelidir. Soğukta muhafaza sırasında olgunlaşmayan Ankara armudu meyvelerinin de yeme olumuna gelebilmeleri için depolamadan sonra bir süre 20oC'de olgunlaştırılmaları gerekmektedir.
 

Ankara armudunda meyvelerin muhafazası sırasında bazı hastalıklarla karşılaşılmaktadır. Genel olarak armut, derim sırasında meyvelerin birbirine değmesi ile oluşan yaralanmalara oldukça duyarlıdır. Bunlar hastalık etmenlerinin gelişmesi için uygun ortamlar oluşturmaktadır. Yaralı olanların tam olarak ayrılabilmesi için derimden sonra meyveler 200C'de 2 gün ya da - 10C'de iki hafta bekletilmeli ve daha sonra uzun süreli muhafazaya alınmalıdır. Yaraları görünür hale getirmek ve paketlemeden önce yaralı meyveleri ayırmak için mavi gıda boyaları da kullanılabilmektedir. Ankara armutlarında depolama sırasında esas olarak mavi küf (Penecillium spp.) ve gri küf (Botrytis cinerea) zararı ortaya çıkmaktadır.
 

Mavi küf, dokuda yumuşak ve sulu çürüme şeklinde görülmektedir. Yüksek nem koşulları, çürümenin gelişimine iyi bir ortam oluşturmaktadır. Derimden hemen sonra meyvelerin soğutulmasının geciktirilmesi de mavi küf oluşumunu artır- maktadır. Hastalığa karşı Thiabendazole gibi koruyucu bir fungusit uygulaması yapılmalıdır. Soda karışımı akış sisteminde dezenfekte edilen armutlar, fungusit uygulanmadan önce iyice temizlenmelidir. Çünkü soda kalıntıları, Thiabendazole'u inaktif hale getirmektedir.
 

Gri küf, uzun süre depolanan armutlarda görülen yaygın bir. Çürüklük, hasat zamanında özellikle meyve gövdesi yada çiçek çukurundan olan bulaşmaların sonucu olarak depoda gelişmektedir. Depolama sırasında enfeksiyon, çürük meyvede cepler oluşturarak meyveden meyveye yayılmaktadır. Bu nedenle hastalık bazen "salkım hastalığı" olarak isimlendirilmektedir. Gri küf, bahçede çürümekte olan organik materyal üzerinde bol miktarda bulunan bir saprofittir ve bu nedenle kontrolü bahçede başlamaktadır. Ayrıca temiz kasalar kullanılmalı, meyvelerin yaralanması engellenmelidir. Spor sayısını azaltmak için paketleme evlerinde tankların suyu sık değiştirilmelidir. Meyveler 3-6 ay depolanacak ise Thiabendazole solüsyonuna daldırılmalıdır.


4.4 Hastalık ve Zararlılar

Ankara armudu bahçelerinde, kabuklu bit, kırmızı örümcek, yaprak biti ve pyslla zararına karşı, tomurcuklar uyanmadan 15- 20 gün önce, don olmayan günlerde kışlık yağlar kullanılarak mücadeleye başlanmaktadır. Karaleke hastalığı için ilk mücadele tomurcuklar patlayıp yapraklar fare kulağı büyüklüğüne ulaştığında ve ardından pembe tomurcuk devresinde % 1'Iik bordo bulamacı yada bakırlı bir fungusit ile yapılmaktadır.

 

Karaleke mücadelesine, çiçek taç yapraklarının %75'i döküldüğünde, ardından meyveler fındık büyüklüğüne ulaştığında ve bundan 10- 14 gün sonra uygun bir organik fungusit uygulayarak devam edilmektedir. Aynı dönemde ortaya çıkabilen yaprak biti, tomurcuk tırtılı, armut kaplanı ve psylla'ya karşı mücadele organik fosforlu ilaçlarla yapılmaktadır. Bu mücadele ile karaleke mücadelesinin birlikte yürütülmesi ekonomik olmaktadır. iç kurdu mücadelesine meyveler ceviz büyüklüğüne ulaştığında başlanmakta ve 20 gün ara ile Ankara koşullarında 3-4 kez ilaçlama yapılmaktadır. Armutların diğer zararlıları olan testereli arıya karşı mücadele pembe tomurcuk safhasında ve San Jose kabuklu bitine karşı mücadele ise meyveler ceviz büyüklüğüne ulaştığında başlamaktadır.

 

Tüm Dünya'da olduğu gibi ülkemizde de armut, ayva ve elma yetiştiriciliğini büyük ölçüde engelleyen ve etmeni bir bakteri olan çok önemli diğer bir hastalık ise ateş yanıklığıdır (Erwinia amytavara (Burili)). Orta Anadolu'da özellikle 1990'11 yıllardan sonra etkisi çok şiddetli hissedilen bu hastalığın son yıllarda bazı yerlerde azaldığı gözlenmektedir. Mücadelede başarının çok düşük olduğu bu hastalık Ankara armudu için de büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Bakteri bitkiye başta çiçekler ve taze sürgünler olmak üzere kabuk dokusundaki yaralı bölgelerden girmektedir. Enfekte olan çiçekler ve sürgünler ileri aşamada kahverengi ve sonra siyaha dönüşmektedir (Şekil 11). Bakteri, bir yıl önce enfeksiyon kapmış dalların çatlaklarında kışlamakta, ilkbaharda çoğalmakta ve bakteriyel sızıntı damlaları olarak yaraların uç kısımlarında görülmeye başlamaktadır.

 

Bakteri daha sonra stoma ve lentisel gibi doğal açıklıklardan yada böcekler, dolu yada rüzgarların yol açtığı yaralardan çiçek ve sürgünlere girmektedir. Büyüme periyodu boyunca özellikle havanın sıcak ve nemli olduğu zamanlarda yeni enfeksiyonlar meydana getirmektedir. Bu hastalık ile mücadelede yayılımın önlenmesi için öncelikle bahçelerin bulaşık olmayan fidanlarla kurulmasına çok dikkat edilmelidir. Hastalığın görüldüğü bahçelerde ise ağaçlarda hastalıkla bulaşık dallar yara yerinin 20 cm altından kesilmeli ve hemen bahçeden uzaklaştırılmalıdır. Yaz boyunca bu işlemin haftalık olarak yapılması, hastalığın kontrol altına alınmasına da yardım etmektedir. Bakteri yayılmasını engellemek için budama aletlerinin sodyum hipokloritli suya batırılarak yada alkol uygulamasından sonra alevden geçirilerek dezenfeksiyonuna özen gösterilmelidir. Çiçeklenme sırasında yapılacak bakterisit uygulamaları da hastalık yoğunluğunun azalmasına yardım edebilmektedir. Ancak hastalığın tamamen önlenmesi çoğu kez mümkün olamamaktadır.

Konu İle İlgili Dokümanlar

x
Bu konu hakkında kafanıza takılan bir şey var mı?

(04615 kodunu soldaki kutucuğa yazın!)

KULLANICI GİRİŞİ

Üye Ol Şifremi Unuttum?

ONLİNE TEST ÇÖZ
reflesh

Kurtboğan En Zehirli Bitkilerden Biridir. Boğan otu ve kaplan otu olarak da tanınır. Genelde dağlık bölgelerde yetişir. Eski zamanlarda okların ucuna zehir olarak da kullanılmıştır. yaklaşık 2-6 saat arasında yetişkin bir insanı öldürür. 20 ml’lik zehir ölüm için yeterlidir.

Sorhocam.com 2014 yılında Ziraat Mühendisi Arafa KARAÇELEBİ tarafından kurulmuş olup herkesin faydalanabilmesi için ücretsiz olarak hizmet vermektedir.

Bitki hastalıkları, bitki zararlıları, yabancı otlar, şifalı bitkiler, arıcılık, bayilik sınavı notları, bayilik sınavı soruları, online testler, kimyasal analiz yöntemleri, bitki besleme ve gübreleme, tarımsal destekler, peysaj ve süs bitkileri, kimyasal analiz yöntemleri, hijyen eğitimi, pest kontrol yöntemleri

Site Haritası - Rss Beslemesi