• notifications1
  • menü

Bugün : 19 Mart 2024 Salı

KORUYUCU FUNGUSİTLER

Bakırlı bileşikler: En çok kullanılan koruyucu fungisit gruplarından birini oluşturmaktadırlar. Bakirhidroksit, bakirkarbonat, bakiroksit, bakiroksiklorür gibi hazır preparatlar halinde bulunmakla birlikte; bakirsülfat, kullanımdan hemen önce hazırlanmaktadır. Etkisi güçlü ve uzun süreli bir ilaç olan bakirsülfat ilk bulunan fungisitlerden biri olmasına rağmen günümüzde halen tercih edilen ve yaygın olarak kullanılan bir ilaçtır.

 

Yakıcılığını önlemek için belirli oranda kireç ile karışım halinde hazırlanmakta ve bu karışıma "Bordo bulamacı" adı verilmektedir. Genellikle bitki gelişiminin erken dönemlerinde yeşil aksam ilaçlaması şeklinde % 1 (100 litre suya 1 kg CuS04+1 kg sönmüş veya 0.5 kg sönmemiş kireç) veya % 2' lik dozları uygulamaktadır. Özellikle yaprak lekesi ve mildiyö hastalıklarına karşı tavsiye edilmektedir. Fakat nemli ve serin havalarda birçok bitkide fitotoksik etki meydana getirmesinden dolayı, toksik etkisi daha az olan hazır bakır preparatlar tercih edilmektedir. 

 

Bakirli fungisitler bakterisit etkileri nedeniyle bakteriyel hastalıklara karşı da tavsiye edilirler.  Ekonomik oldukları ve bakterilerin etkilendiği çok az sayıdaki ilaç gruplarından birini oluşturdukları için, bakterilerin neden olduğu birçok bitki hastalığında tavsiye edilen ve pratikte uygulanabilen tek ilaç grubu durumundadır.

 

Kükürtlü bileşikler: Çeşitli hastalıklara karşı kullanılabilen etkili fungisitlerden olan kükürtlü bileşikler inorganik ve organik kükürt bileşikleri olmak üzere iki grupta incelenir.

 

İNORGANİK KÜKÜRT BİLEŞİKLERİ

İnorganik kükürt, esasen külleme hastalığına karşı kullanılan fakat pas, yaprak yanıklığı, meyve çürüklüğü hastalıklarına da etkili olan bir fungisittir. Etki mekanizması tam olarak bilinmemekle birlikte, protein metabolizması ve solunum üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir. Kullanımı sırasında dikkat edilmesi gereken husus 30 °C 'nin üzerindeki sıcaklıklarda uygulamamaktır, çünkü fitotoksik etki yapabilir. Bağ, domates ve kavun kükürte hassas bitkilerdir. Kükürt de kireçle karışım halinde uygulanabilmektedir. Toz ilaçların uygulanması daha zor ve kalıcılıkları düşük olduğu için kükürtün ıslanabilir toz formülasyonlan tercih edilmektedir.

 

Organik kükürt bileşikleri: Dithiocarbamatlar En çok kullanılan fungisit gruplarından biridir. Dithiokarbamik asilin (NH2CS2H) çinko, demir ve manganla birleşerek meydana getirdiği zineb, ferbam, maneb, mancozeb, propineb gibi fungisitler fungus metabolizmasında işlevi olan enzimlerin ve aminoasitlerin kimyasal yapılarını bozmak suretiyle etkili olmaktadırlar.

 

Organik kükürt bileşikleri Kök çürüklüğü ve çökerten hastalıklarına karşı tohum ilacı olarak, yaprak ve meyve lekeleri, paslar, mildiyöler, yanıklıklar ve meyve çürüklüklerine karşı yeşil aksam ilaçlaması şeklinde uygulanabilmektedirler.

 

Kalaylı bileşikler; Bakırlı fungisitlerin etki olduğu birçok fungusa karşı etkili olmasına karşın, meyvelerde, süs ve sera bitkilerinde fitotoksik olduğu için yaygın olarak kullanılmamaktadır. Patates, şekerpancarı gibi bazı bitkilerdeki yaprak lekesi hastalıklarına karşı kullanılan, fentin asetat ve fentin hidroksit etkili maddeli ıslanabilir toz formülasyonlan vardır.

 

Aromatik bileşikler: Kimyasal yapı bakımından bazıları birbirine benzemeyen, aromatik halkaya sahip bileşiklerin funguslara karşı toksik etkileri vardır Bunların çoğu, yapılarında -NH2 ve -SH gruplarını içeren aminoasit ve enzimlerin sentezini engellemek suretiyle etkili olmaktadırlar. Çoğunun yapısında N02 bulunduğu için nitro bileşikler olarak da isimlendirilirler. Bunlardan PCNB (pentakloronitrobenzen, quintozene) etki süresi uzun olan bir fungisittir ve çoğunlukla toprak patojenlerine karşı toprak veya tohum ilacı olarak kullanılır. 

 

Chlorothalonil adlı fungisit, yaprak lekesi, yanıklık, mildiyö, pas, antraknoz, uyuz ve meyve çürüklüğü gibi birçok hastalığa karşı kullanılabilen geniş spektrumlu bir ilaçtır. Bakırlı veya sistemik fungisitlerle karışım halinde hazırlanmış preparatlan da vardır. 

 

Dinocap külleme hastalıklarına karşı seçici etkiye sahip bir fungisittir. Ayrıca akarisit etkisi de vardır.

 

Heterosiklik bileşikler: Kimyasal yapıları karışık bir gruptur; fakat, en çok kullanılan ve en etkili fungisitleri içermektedir. Bunlar da aromatik bileşikler gibi enzim ve aminoasitlardeki -NH2 ve -SH grupları üzerinde etkili olurlar. Kimyasal yapı bakımından birbirine yakın olan captan, captafol ve folpet sebze ve süs bitkilerindeki birçok hastalığa karşı başarıyla kullanılmaktadır. 

 

Captafol ve folpet yeşil aksam ilaçlamalarında, Captan ise hem yeşil aksam hem de tohum ilaçlamalarında kullanılır.

 

Captafol çevre koşullarından çok etkilendiği için kalıcılığı uzun olan bir fungisittir. Bu nedenle özellikle durgun dönemde yüksek dozları kullanarak daha sonraki ilaçlama sayısı azaltabilmektedir, iprodione, etki spektrumu geniş fungisitlerden bindir. Meyve ve sebzelerde özellikle Deuteromycotina alt bölümüne ait funguslann neden olduğu hastalıklara karşı tohum veya yeşil aksam ilaçlamasında kullanılmaktadır. Erken dönemde az da olsa tedavi edici etkiye sahiptir. Kimyasal yapısı iprodion 'a benzeyen vinclozolin ise koruyucu etkiye sahip, özellikle sklerot oluşturan funguslara etkili bir fungisittir.

 

Kimyasal yapıları değişik diğer azotlu bileşikler içinde bronopol, dodine, dithianon, dichlofluanid ve anilazine sayılabilir. Bomopol bakterisit etkisi nedeniyle özellikle pamuklarda köşeli yaprak lekesi hastalığına karşı kullanılmaktadır. 

 

Dodine özellikle meyvelerdeki yaprak lekesi hastalıklarına karşı tavsiye edilen, koruyucu etkisi yanında biraz da eradikant etkiye sahip olan bir fungisittir.

 

Dithianon ve dichlofluanid, yine yaprak leke hastalıklarına karşı etkili olan özellikle karaleke ve mildiyö hastalıklarında kullanılan fungisitlerdir. Dithianon 'un aksine, dichlofluanid kütlemelere de etkili olabilmektedir. 

 

Anilazine ise daha çok süs bitkilerinde ve sebzelerde görülen hastalıklara karşı kullanılmaktadır. Ülkemizde daha çok domates, patlıcan ve patateslerdeki erken yanıklık (Alternaria solanı) hastalığına karşı tavsiye edilmektedir.

 

 

SİSTEMİK FUNGUSİTLER

Carboxamide'ler: İlk sentezlenen sistemik fungisitlerdir. Özellikle bazı pas, sürme ve rastık hastalıklarına karşı, fungus hücrelerindeki mitokondriler üzerinde etkili olmaktadırlar. Solunumda önemli role sahip olan suksinik hidrogenaz enziminin aktivitesini önleyerek etkili olurlar. Bu grupta carboxin ve oxycarboxin olmak üzere iki fungisit bulunmaktadır.

 

Carboxin tohum ilacı olarak, tahıllarda görülen sürme ve rastık hastalıklarıyla Rhizoctonia solanı 'nin neden olduğu çökerten hastalığına karşı kullanılmaktadır. Oxycarboxin ise daha çok pas hastalıklarına karşı tohum veya yeşil aksam ilaçlaması şeklinde uygulanır.

 

Benzimidazole'ler: Değişik gruplardan çok çeşitli funguslara karşı etkili olabilen, benomyl, carbendazim, thiophanate-methyl, thiabendazole gibi çok yaygın olarak kullanılan fungisitleri içeren bir gruptur. Hem koruyucu hem de tedavi edici etkiye sahiptirler. Funguslarda mitoz bölünmeyi engellemek suretiyle etkili olurlar.

 

Benomyl, özellikle külleme hastalıklarına, elma, armut ve şeftalilerde karalekeye, taş çekirdeklilerde kahverengi çürüklük hastalığı ve diğer meyve çürüklüklerine, çeltikte yanıklık hastalığına, çeşitli yaprak leke hastalıklarına, buğdayda sürme ve rastık hastalıklarına karşı yüksek oranda etki gösteren, ayrıca Rhizoctonia, Fusarium, Verticillium gibi toprak patojenlerine karşı da oldukça etkili olan bir fungisittir. Ancak Oomycet 'ler Basidiomycet 'lere etkisizdir. Bitkilerin tohum, yaprak, gövde ve köklerine uygulanabilir.Carbendazim ve thiophanate-methyl de birçok bitki de çeşitli hastalıklara karşı kullanılmaktadır. Thiobendazole ise daha çok hasat sonu uygulamalarda tercih edilmektedir.

 

Morpholine'ler: Bu grupta bulunan tridemorph külleme funguslarma karşı etkili olan bir fungisittir. Fungus hücre zarfının yapısında ve işlevinde önemli rolü olan ergcsterol maddesinin sentezini önleyerek etki sağlamaktadır.

 

Pyrimidine'ler: Bupirimate, ethirimol, fenarimol, nuarimol gibi fungisitlerin bulunduğu gruptur. İlk ikisi külleme hastalıklarına karşı, fenarimol ve nuarimol ise külleme yanında pas, rastık fenarimol ve nuarimol ise külleme yanında pas, rastık ve bazı yaprak lekelerine karşı etkilidirler.

 

Triazole'ler: Triadimefon, triadimenol, etaconazole, bitertanol, cyproconazole, difenoconazole, diniconazole, fenbuconazole, flusilazole, flutriafole, hexaconazole, penconazole, tebuconazole gibi çok sayıda fungisit bu grupta yer almaktadır. Değişik gruplardan birçok yaprak lekesi, külleme, pas, rastık hastalıklarına karşı tedavi edici ve uzun süreli koruyucu etkiye sahiptirler. Tohum, toprak veya yeşil aksam ilaçlaması şeklinde uygulanabilirler.

 

Acylalanine'ler: Bu gruptaki en tanınmış fungisit metalaxyl 'dir. Pythium, Phytophthora ve mildiyö etmenlerine karşı etkilidir. Etki mekanizmaları tam olarak bilinmemekle birlikte RNA sentezi üzerinde etkili oldukları düşünülmektedir. Yalnızca Oomycet'leri etkileyen ilk ve en tanınmış sistemik fungisittir. Ancak funguslar çok kısa sürede metalaxyl 'e karşı bağışıklık geliştirebildiklerinden, geniş spektrurumlu koruyucu fungisitlerle kombinasyon halinde kullanılmaları tavsiye edilmektedir.

 

Organik fosfat'lar: Pyrazophos, tolclofos-methyl, ve fosetyl-alüminium gibi fungisitler bu grupta yeralmaktadir. Funguslar üzerindeki etki tarzları henüz açıklanamamıştır. Bunlardan tolclofos-methyl sistemik olmayan kontakt bir fungisittir, fakat koruyucu ve tedavi edici etkisi vardır. Marullarda çökerten hastalığına ve patateslerde gövde kanseri ve patateslerde yumru siyah siğiline karşı kullanılmaktadır. Pyrazophos, değişik bitkilerdeki külleme hastalıklarıyla, Helminthosporium cinsine bağlı funguslann neden olduğu hastalıklara karşı etkilidir. Fosetyl-alüminium ise Oomycet 'lerin neden olduğu yaprak, kök ve gövde hastalıklarına, özellikle mildiyö ve çökertene karşı kullanılır.

 

Bunların dışında; farklı kimyasal yapıda sistemik fungisitler de bulunmaktadır. Bunlardan chloroneb, tohum ve toprak fungisiti olarak pamuk, fasulye, şekerpancarı gibi bitkilerde fide yanıklığına karşı kullanılmaktadır. Prochloraz, külleme, yaprak lekesi, yanıklık ve meyve çürüklüklerine karşı tohum veya yeşil aksam ilaçlaması şeklinde uygulanmaktadır. Bakterilere karşı bakırlı fungisitler dışında özel bakterisit etkili tek kimyasal grubu antibiyotiklerdir. Antibiyotikler, herhangi bir mikroorganizma tarafından üretilen ve diğer bazı mikroorganizmalara karşı toksik etki gösteren maddelerdir.

 

Günümüzde bilinen antibiyotiklerden çoğu bazı funguslar ve Actinomycet 'ler tarafından üretilmektedir. Bunlar esasen bakterilere toksik olmakla birlikte bir kısmı bazı funguslann gelişimini engelleyebilmektedir. Bitki korumada hastalıklara karşı yaygın olarak kullanılan antibiyotikler arasında streptomycin, tetracyclin, ve cycloheximide 'i sayabiliriz. Streptomycin, Streptomyces griseus tarafından sentezlenir. Bakteri ribozomlarma bağlanarak protein sentezini önler. Yaprak lekesi, yanıklık, solgunluk ve çürüklük etmeni bakterilere karşı toprak veya yeşil aksam ilaçlaması şeklinde uygulanır. Tetrasiklin grubu antibiyotikler de değişik Streptomyces türleri tarafından sentezlenir ve aynı şekilde etkili olurlar. Birçok bakteri yanında bütün mikoplazmalara karşı da etkilidirler. 

 

Cycloheximide ise S. griseus tarafından streptomisin üretimi sırasında ara ürün olarak oluşturulmaktadır. Bazı funguslar üzerine etkilidir. Süs bitkilerindeki bazı hastalıklara karşı kullanılmaktadır. Ancak fitotoksik etkisi nedeniyle kullanımı sınırlıdır. Yabanciot mücadelesinde kullanılan herbisitler de kimyasal yapılarına göre çeşitli gruplar içinde ele alınmaktadır.

 

Phenoxy bileşikler: Bu grupta çok sayıda selektif etkili herbisit bulunmaktadır. Bunlardan 2,4 D (2,4-dichlor-phenoxy-asetic acide) 'nin dimethyl amin, tri-isopropandamin, isobutylester, isopropylester kimyasal yapıda olan bileşikleri hububatta geniş yapraklı yabancı ot mücadelesinde kullanılmaktadır. Esterli olanlar buharlaşma özellikleri nedeniyle monokültür yapılan bölgelerde tercih edilirler. Aksi halde kullanıldıkları alanın çevresine yayılarak burada bulunan geniş yapraklı kültür bitkilerinde zararlı olabilirler. 2,4 D 'li herbisitler hormon etkili oldukları için bitkilerde hücre bölünmesini kamçılamakta, fotosentezi ve karbonhidrat sentezini azaltmakta, bunun sonucunda bitkinin ölümüne neden olmaktadırlar.

 

MCPA (4-chlor-2-methyl-phenoxy-acetic acide), kimyasal yapısı, etki şekli ve kullanımı bakımından 2,4 D 'lilere benzer. Bu grupta ele alınan post emergence herbisitlerden dichlorprop, özellikle Polygonum spp., Gallium spp., ve Stellaria media 'ya dichlofob-methyl; tahıllar, soya fasulyesi, şekerpancarı ve sebzelerde zararlı tek yıllık yabanciotlara, fenoxaprop; sebzelerdeki tek ve çok yıllık yabancı otlara, quizalofob; pamuk, mercimek ve ayçiçeğinde zararlı tek ve çok yıllık yabanciotlara karşı tavsiye edilmektedir. Flamprop, hububat tarlalarında zararlı yabani yulaf mücadelesinde kullanılan selektif bir herbisittir. Haloxyfob, aksine geniş yapraklı kültür bitkileri arasında bulunan dar yapraklı yabanciotlara karşı kullanılmaktadır. Oxyfluorfen ise ülkemizde şimdilik sadece ayçiçeklerinde zararlı dar ve geniş yapraklı yabancı otlara karşı ruhsatlandinlmiş bulunmaktadır.

 

Karbamatlar: Bu grupta bulunan selektif herbisitler çoğunlukla yabanciotlarda fotosentez veya karbonhidrat metabolizmasına etki ederek onları öldürmektedir.

 

Monilate ve thiobencarb özellikle çeltik alanlarında dancan mücadelesinde kullanılır. Cycloate ve phenmediphame şekerpancarında zararlı yabanciotlara karşı tavsiye edilmektedir. Vemolate ise soya fasulyesinde zararlı dar ve geniş yapraklı tek ve çok yıllık yabanciotlara karşı ekim öncesi uygulanan bir herbisittir.  Chlorpropham, yoncalarda küsküt mücadelesinde kullanılabilen herbisitlerden biridir. Ayrıca depoların patateslerin çimlenmesini önlemek için de düşük dozları kullanılabilmektedir.

 

Üre bileşikleri: Bu gruptaki herbisitler de, fotosentez, karbonhidrat ve protein metabolizmasını etkilemek suretiyle yabancı otları öldürmektedir. Genellikle çimlenme öncesi uygulanırlar. Kökler vasıtasıyla alınıp yapraklara taşınırlar.

 

Bunlardan linuron mısır ve sebzelerde, monolinuron yine mısır, sebze ve bağlarda, noruron ise pamuk, soya fasulyesi ve patateslerde zararlı yabanciotlara karşı etkilidir.  Metabenthiazuron etkili maddeli herbisit buğday ve baklagillerde zararlı yabanciotlara karşı seçici etkiye sahiptir. Diuron ve thiaazafluron ise yol ve özel alanlarda bulunması istenmeyen bitkilerin ortadan kaldırılması amacıyla kullanılan total herbisitlerdir. Diuron meyve bahçelerinde zararlı yabancı otlara karşı da selektif etki gösterebilir.

 

Anilinler: Bu grupta, dinitramine, nitraline, trifluralin, ethalfluraline gibi daha çok sebzelerde ve çeşitli endüstri bitkilerinde zararlı, özellikle tek yıllık yabanciotlara karşı kullanılan selektif herbisitler bulunmaktadır. Bazıları hücre bölünmesini engelleyerek, bazıları ise enerji ve solunum mekanizmasını etkileyerek yabanciotlan öldürürler.

 

Anilidler: Alachlor, diphenamid, metalachlor, propanil gibi çıkış öncesi, selektif herbisitler bu grupta yer almaktadır. İlk ikisi endüstri bitkilerinde geniş yapraklı yabanciotlara karşı tavsiye edilir. Metalachlor geniş yapraklı kültür bitkilerinde zararlı dar yapraklı yabanciotlara karşı kullanılmaktadır. Çimlenmelerini engelleyerek yabanciotlan öldürür. Propanil 'in ise çeltik tarlalarında yabanciot mücadelesinde farklı etkili maddeye sahip herbisitlerle karışım halinde preparatlan kullanılmaktadır.

 

Diazinler: Diazin grubunda bulunan herbistler etki mekanizmaları yabanciotlarda fotosentezi engelleme şeklindedir. Bu grupta bulunan herbisitlerden bromacil meyve bahçelerinde bulunan yabanciotlarm mücadelesinde ya da yol kenarları, demiryolları, su kanalları gibi yerlerde istenmeyen yabanciotlarm ortadan kaldırılmasında kullanılan total bir herbisittir. 

 

Chloridazon ve lenacil ise şekerpancarında zararlı yabanciotlara karşı çıkış öncesi kullanılırlar. Bentazone ise hububat, patates, çeltik, yonca, soya fasulyesi gibi değişik bitkilerde zararlı geniş yapraklı yabanciotlara karşı çıkış sonrası kullanılan bir herbisisttir.

 

Triazinler: Bu grupta bulunan atrazin çoğunlukla meyve bahçelerindeki yabanciotlarla mücadelede çıkış öncesi veya sonrası uygulanmaktadır. 

 

Ayrıca yonca ve bağlarda küsküt mücadelesinde de kullanılır. Hem fotosentezi hem de transpirasyonu etkileyerek yabanciotlan öldürmektedir. Yine meyve bahçelerinde, bağlarda ve süs bitkilerinde yaygın olarak kullanılan simazin kloroplastlardaki RNA sentezini etkileyerek, klorofil miktarını ve COz alımını azaltarak etkili olmaktadır. Her iki herbisit de mısır tarlalarındaki yabanciotlar için çıkış öncesi tavsiye edilmektedir. Metribuzin ve terbutryn ise çoğunlukla sebze ve patates tarlalarındaki tek yıllık yabanciotlara karşı kullanılırlar. Etkileri aynı şekilde, fotosentezi engellemek suretiyle ortaya çıkmaktadır.

 

Benzonitriller: Dichlobenil, bromoxynil ve propyzamide gibi meyve bahçelerinde, bağlarda ya da yol ve meydanlarda bulunan yabanciotlara karşı çıkış sonrası kullanılan herbisitler bu grubu oluşturmaktadır. Meristem dokusunu parçalayarak etkili olurlar.

 

Bunlardan başka; meyve bahçelerindeki dar ve geniş yapraklı yabanciotlara karşı kullanılabilen, aminotriazole, dalapon, paraquat ve giyphosate, hububatta dar ve geniş yapraklı yabancı otlara karşı çıkış öncesi uygulanan chlorsulfuron, çıkış sonrası uygulanan dicamba, yine hububatta yabani yulafa karşı geliştirilmiş difenzoquat, yoncada küsküt mücadelesinde ve su altında gelişen otların ortadan kaldırılmasında kullanılan diquat gibi değişik gruplardan, etki tarzları farklı çeşitli herbisitler bulunmaktadır.

 

Kimyasal mücadelede kullanılan diğer bir ilaç grubu da dezenfektanlardır. Budama, aşılama gibi tarımsal uygulamalarda kullanılan makas, bıçak gibi araçların, fidelikte kullanılan malzemenin dezenfeksiyonunda demirsülfat, sodyumhipoklorit gibi kimyasal bileşikler kullanılır: Fidelik veya sera toprağının mikroorganizma ve yabanciotlardan arındırılmasında ise methyl bromide, chlorpicrin, formaldehyde gibi maddeler kullanılmaktadır. Bunlar sıvı halde bulunan, kullanım sırasında hava ile temas ettiklerinde gaz haline geçerek etkili olan "fumigant" olarak isimlendirilen bileşiklerdir.

 

Bu ilaçlarla yapılan dezenfeksiyon uygulamasına "fumigasyon" denir. İnsanlar için oldukça toksik maddeler oldukları için bu işin eğitimini almış kişilerce yapılması gerekir. Bu maddeler bitkiler için de toksik olduğundan ekimden önce uygulanırlar. Uygulama sırasında toprak sıcaklığı 10 °C 'den aşağı olmamalı ve ekimden önce, kimyasalın topraktan tamamen uzaklaşması için toprak bir hafta kadar havalandırmalıdır.

Konu İle İlgili Dokümanlar

x
Bu konu hakkındaki sorularınızı ya da görüşlerinizi bu alana yazabilirsiniz!

Mehmet Altun

14.09.2023 20:27:49

Ay çekirdeği hastalıkları na karşı ilaçlama

Arafa Tarim

2.05.2018 11:57:33

Hocam Arafa TARIM Whatsapp hattına hastalıklı bitkilerinizi gönderin Yardımcı olalım.

Abdullah Karakaş

2.05.2018 11:15:46

Sayın hocam şu an yapraklar hastalıklı ne yapılabilir? Selamlar.

Hayati Bulut

27.10.2016 09:53:56

Emeğinize sağlık hocam tşklr.

(53345 kodunu soldaki kutucuğa yazın!)

Koruyucu Ve Sistemik Fungusitler

Koruyucu Ve Sistemik Fungusitler

KORUYUCU FUNGUSİTLER Bakırlı bileşikler: En çok kullanılan koruyucu fungisit gruplarından birini oluşturmaktadırlar. Bakirhidroksit, bakirkarbonat, bakiroksit, bakiroksiklorür gibi hazır preparatlar halinde bulunmakla birlikte; bakirsülfat, kullanımdan hemen önce hazırlanmaktadır. Etkisi güçlü ve uzun süreli bir ilaç olan bakirsülfat ilk buluna...

KULLANICI GİRİŞİ

Üye Ol Şifremi Unuttum?

Sorhocam.com 2014 yılında Ziraat Mühendisi Arafa KARAÇELEBİ tarafından kurulmuş olup herkesin faydalanabilmesi için ücretsiz olarak hizmet vermektedir.

Yetiştiriciliği, tarımı, ürünleri, bitkisi, ağacı, çiçeği gübreleri, hastalığı zararı, zararlıları, mücadelesi, ilaçları aşısı, budaması, otu, faydaları, programı, önerileri, istekleri, tavsiyeleri, nedir, nelerdir, nasıl yapılır, özellikleri, kullanım alanları, takvimi, sınavı, sınavları, notları

Site Haritası - Rss Beslemesi