Bu listede Üds, Kpds vb gibi İngilizce sınavlarda çok karşılaşılan ve önemli olan 246 adet phrasal verb içermektedir. Ayrıca İngilizce de en çok kullanılan kelimeler için Türkçe - İngilizce Sözlük sayfamızı da ziyaret edebilirsiniz.
1 | abide by | itaat etmek |
2 | account for | izah etmek, açıklamak (explain) (2) sebep olmak |
3 | act on | (bir tavsiye/öğüt vb) -- üzerine harekete geçmek, -- e göre davranmak |
4 | act up | (1) abuk sabuk davranmak (2) adam akıllı çalışmamak |
5 | air out | odayı havalandırmak |
6 | ask for | rica etmek |
7 | ask out | birine çıkma teklifinde bulunmak |
8 | back down | geri adım atmak (withdraw) |
9 | back out of | pull out of -- den çekilmek |
10 | back up | (1) desteklemek, arka çıkmak (support) (2) yedeklemek |
11 | bargain for | take into account, take into consideration hesaba katmak, göz önünde bulundurmak |
12 | become of | başına gelmek |
13 | blow out | üfleyerek söndürmek |
14 | blow up | şişirmek, patlatmak |
15 | break down | (1) (makinenin) bozulmak (2) ağlamak (3) köklerine ayırmak |
16 | break in | (1) alışmak (2) soymak |
17 | break into | soymak, zorla girmek |
18 | break off | son vermek, bitirmek |
19 | break out | patlak vermek |
20 | break out of | firar etmek |
21 | break up | ayrılmak, boşanmak |
22 | bring down | (1) (fiyat)indirmek (2) (hükümet vb) devirmek (overthrow) |
23 | bring off | zorluklara rağmen başarmak |
24 | bring out | (1) yayımlamak (publish) (2) piyasaya yeni bir mal sürmek |
25 | bring round | ayıltmak |
26 | bring up | yetiştirmek/kusmak/ortaya konu atmak |
27 | brush up (on) | eski bilgisini tazelemek, tozunu almak (mecazi anlamda) |
28 | bump into | run into (1) karşılaşmak (2) çarpmak |
29 | burn down | (1) (yangında) yanıp kül olmak (2) yakıp kül etmek |
30 | buy off | pay off rüşvet yedirmek |
31 | buy out | bir işyerini birinden satın almak |
32 | call down | put down tell off azarlamak (admonish) |
33 | call for | gerektirmek, istemek (demand) |
34 | call in | haber etmek/ziyaret etmek |
35 | call off | iptal etmek |
36 | call up | (1) telefon etmek (2) askere çağırmak (recruit) |
37 | calm down | (1) sakinleşmek (2) sakinleştirmek |
38 | carry on | devam ettirmek |
39 | carry out | uygulamaya koymak/yürütmek (deney vb) |
40 | catch on | popülarite kazanmak, beğenilmek, halk tarafından tutulmak |
41 | catch up with | keep up with aynı seviyeye ulaşmak, yetişmek |
42 | check in | (otelde vb) yer ayırtmak, kayıt yaptırmak |
43 | check out | bir yerden ayrılırken hesabı kapatmak |
44 | cheer up | neşelenmek, neşelendirmek |
45 | clear off | temizlemek (orman, leke vb) |
46 | close down | iflas etmek |
47 | close up | dükkanı gün sonunda kapatmak |
48 | come across | tesadüfen karşılaşmak (run across) |
49 | come by | come into mirasa konmak (inherit) |
50 | come out | (1) ortaya çıkmak (2) filizlenmek |
51 | come over | üstesinden gelmek (deal with) |
52 | come round | (1) ayılmak (come to) (2) ziyaret etmek |
53 | come round | come over ziyaret etmek |
54 | come to | come round ayılmak |
55 | come up against | yüz yüze gelmek |
56 | come up with | ortaya bir düşünce atmak, üretmek |
57 | cope with | baş etmek, üstesinden gelmek |
58 | cope without | do without -- sız idare etmek |
59 | count on | rely on depend on bel bağlamak, güvenmek, dayanmak |
60 | count out | leave out çıkarmak,hesaba katmak |
61 | cross out | üstünü çizmek, silmek |
62 | cut across | go across kestirme yoldan gitmek |
63 | cut down (on) | cut back (on) azaltmak, kısmak (sigara, alkol vb) |
64 | cut in | sözünü kesmek, araya girmek, işine engel olmak (interrupt) |
65 | cut out | (bir yerden bir resim/tablo vb) kesip çıkarmak |
66 | cut up | dilimlemek |
67 | die down | yatışmak, dinmek (gürültü, ses vb) |
68 | do away with | yıkmak (abolish) |
69 | do over | start over sil baştan yapmak |
70 | do up | (1) kemer bağlamak (2) restore etmek |
71 | do without | cope without -- sız idare etmek |
72 | doze off | fall asleep uyuya kalmak |
73 | draw up | taslak hazırlamak, plan çizmek |
74 | dress up | resmi kıyafet giyinmek, şık giyinmek |
75 | drop by | stop by ziyaret etmek, (evine vb) damlamak |
76 | drop off | yolcu indirmek |
77 | drop out of | (okulu vb) terketmek, bırakmak |
78 | fall down | yere düşmek |
79 | fall out (with) | kavga etmek |
80 | figure out | make out anlamak (understand) |
81 | fill out | form doldurmak |
82 | fill up | benzin deposunu doldurmak |
83 | fill up with | ile dolu olmak, dolmak |
84 | find out | öğrenmek, keşfetmek (discover, learn) |
85 | flood in | flock to bir yere akın etmek |
86 | get along with | get on with iyi geçinmek |
87 | get at | ima etmek, demek istemek |
88 | get away (with) | run off kaçmak, sıvışmak |
89 | get back | kaybettiğin bir şeye kavuşmak |
90 | get by | geçinmek, hayatta kalmak (survive) |
91 | get down | moral bozulmak |
92 | get into | (taksiye, asansöre vb) binmek |
93 | get off | araçtan inmek (toplu taşıttan) |
94 | get on | binmek (toplu taşıtlara) |
95 | get on with | get along with biri ile iyi geçinmek, iyi arkadaş olmak |
96 | get out of | (arabadan, asansörden vb) inmek (2) -- den uzak durmak |
97 | get over | (1) üstesinden gelmek, çözmek (sort out work out) (2) (hastalık için) iyileşmek (pick up) |
98 | get rid of | (1) -- den kurtulmak (2) başından savmak |
99 | get up | uyanmak |
100 | give in | pes etmek, mücadeleye teslim olmak (surrender) |
101 | give up | vazgeçmek, bırakmak (abandon) |
102 | go down with | come down with hastalanmak, yataklara düşmek |
103 | go in for | yazılıya/yarışmaya girmek |
104 | go off | (1) patlamak (explode) (2) kurulu bir aletin çalması (zil, çalar saat vb) (3) (yemek vb) ekşimek, bozulmak |
105 | go on | devam etmek (continue) |
106 | go out | yanan bir şeyin sönmesi (2) cereyanların kesilmesi |
107 | go over | (1) göz atmak (go through) (2) ziyaret etmek |
108 | go through | go over bir şeye göz atmak, incelemek, göz gezdirmek |
109 | go with | uygun olmak, yakışmak (match) |
110 | go without | dayanmak, idare etmek (su, yemek vb olmadan ) |
111 | grow into | (elbisenin) tam oturması, yakışması |
112 | grow out of | elbisenin küçük gelmesi |
113 | grow up | yetişkin olmak, büyümek |
114 | hand in | elden teslim etmek (submit) |
115 | hand out | elden dağıtmak (distribute) |
116 | hang down | telefonu suratına kapatmak |
117 | hold on | hang on (telefonda vb) beklemek |
118 | hold up | gecikmek/soymak (banka),soygun yapmak |
119 | iron out | uzlaşmak, sorunu halletmek |
120 | join in | katılmak (participate in take part in) |
121 | jot down | take down copy down write down not almak, kaydetmek |
122 | keep away (from) | uzak durmak |
123 | keep in touch with | get in touch with irtibata geçmek, bağlantı kurmak |
124 | keep on | carry on yapmaya devam etmek, yapadurmak (continue) |
125 | keep out | -- den uzak durmak, girmemek |
126 | keep to | stick to sadık kalmak, bağlı kalmak (diyete, söze vb) |
127 | keep up with | catch up with hızına/seviyesine yetişmek |
128 | kick out | kovmak, kıçına tekmeyi basmak |
129 | knock out | (1) darbe indirip bayıltmak (2) şık elemek |
130 | knock somebody down | birine çarpıp devirmek |
131 | knock something down | (1) yıkmak (demolish) (2) devirmek |
132 | laugh about | bir olay aklına geldikçe gülmek |
133 | laugh off | gülüp geçmek |
134 | lay down | kural koymak |
135 | lay off | işten çıkarmak (dismiss) |
136 | leave out | count out hariç tutmak, dahil etmemek |
137 | let down | yüzüstü bırakmak, hayal kırıklığına uğratmak |
138 | let in | (1) içeri buyur etmek (2) emmek, soğurmak (absorb) |
139 | let in on | haberdar etmek, bilgilendirmek |
140 | let out | serbest bırakmak (realease) |
141 | let up | yağmurun dinmesi (cease) |
142 | listen in | konuşulanlara kulak kabartmak (overhear) |
143 | live off | sırtından geçinmek |
144 | live on | feed on ile beslenmek, ile geçinmek |
145 | look after | ilgilenmek, bakımını üstlenmek |
146 | look down on | aşağılamak |
147 | look forward to | dört gözle beklemek |
148 | look into | araştırmak |
149 | look out (for) | watch out (for) dikkatle bakınmak, aramak |
150 | look up | aramak (sözlükten, ansiklopediden kelime, bilgi vb) |
151 | look up to | saygı duymak |
152 | make for | leave for head for -- e doğru gitmek |
153 | make out | (1) anlamak (figure out) (2) gözleriyle seçebilmek |
154 | make up | (1) uydurmak (fabricate) (2) oluşturmak (form, constitute) |
155 | make up for | telafi etmek (compensate) |
156 | make up to | yalakalık yapmak (flatter) |
157 | miss out (on) | unutmak, gözden kaçırmak, dahil etmeyi unutmak |
158 | open up (to) | birine açılmak |
159 | part with | -- den ayrılmak |
160 | pass away | ölmek (die) |
161 | pass out | bayılmak (faint) |
162 | pay off | (1) rüşvet vermek/yedirmek (buy off) (2) haraç vermek (3) borcunu kapatmak, tüm borcunu ödemek |
163 | pick out | seçmek (select) |
164 | pick up | (1) anlamak, kavramak (2) birini/bir şeyi bir yerden almak (3) iyileşmek, şifa bulmak (4) (dolmuşa, oto vb) yolcu almak |
165 | play down | küçümsemek, alay etmek, hafife almak |
166 | point out | call attention to draw attention to vurgulamak, dikkati çekmek |
167 | pour down | sağanak yağış |
168 | pull through | şifa bulmak, iyileşmek (pick up) |
169 | put aside | cast aside save up para biriktirmek, kenara para koymak |
170 | put away | düzenlemek, derlemek, toplamak |
171 | put down | tell off rezil etmek/fırçalamak |
172 | put forward | put forth öne sürmek, söz konusu yapmak |
173 | put off | ertelemek/midesini bulandırmak/konsantresini bozmak |
174 | put on | giyinmek/kilo almak |
175 | put out | söndürmek |
176 | put through | telefona bağlanmak |
177 | put up | ağırlamak/baş üstüne koymak/monte etmek/fiyat artırmak |
178 | put up with | hoşgörülü olmak/ katlanmak |
179 | quiet down | sessiz olmak, sesini kesmek |
180 | rip off | kazıklamak (overcharge) |
181 | rule out | göz ardı etme, saymama, dahil etmeme (exclude, eliminate) |
182 | run across | come across tesadüfen rastlamak |
183 | run into | (1) tesadüfen karşılaşmak (come across) (2) bir yere veya bir şeye çarpmak (bump into) |
184 | run off | fotokopi ile çoğaltmak (duplicate) |
185 | run out | tükenmek (expire) |
186 | run over | arabayla ezmek |
187 | rush in | alel acele içeri girmek |
188 | rush out | alel ecele dışarı çıkmak |
189 | see off | wave off uğurlamak |
190 | see through | (1) birinin iç yüzünü/niyetini anlamak (2) durumun/olayın iç yüzüne vakıf olmak, olup biteni iyi anlamak |
191 | sell out | satıp tüketmek (2) çok satıp tükenmek (kaset, kitap vb) |
192 | send for | (doktor, muslukçu vb) çağırtmak |
193 | set off | (1) yola çıkmak (set out) (2) başlatmak (launch) |
194 | set out (on) | set off yola çıkmak, yolculuğa çıkmak |
195 | set up | kurmak |
196 | settle down | hızlı bir hayat tarzından elini eteğini çekmek, durulmak |
197 | settle in | yerleşmek |
198 | show around | etrafı gezdirmek |
199 | show off | hava atmak |
200 | show up | turn up çıkagelmek, varmak (partiye, derse vb) |
201 | shy away (from) | çekinmek, -- den utanmak |
202 | slow down | yavaşlamak |
203 | sort out | problem çözmek/sınıflandırmak |
204 | speak for | -- nın adına konuşmak |
205 | speak out | itiraf etmek (confess) |
206 | speak up | konuşurken sesini yükseltmek |
207 | spell out | (TBMM, AIDS, UFO gibi kısaltmaları) açılımını yazmak |
208 | stand for | temsil etmek, anlamına gelmek (UFO stands for “Unidentified Flying Object” |
209 | stand out | kabak gibi sırıtmak, göze çarpmak |
210 | step down | istifa etmek (resign) |
211 | stick to | keep to sadık kalmak, bağlı kalmak (diyete, söze vb) |
212 | switch/turn on | çalıştırmak, açmak (elektrik vb) |
213 | take after | look like benzemek (resemble) |
214 | take down | jot down copy down write down not almak, kaydetmek |
215 | take in | (1) elbise daraltmak (2) anlamak (3) birini kandırmak |
216 | take off | kıyafet çıkarmak/uçak-havalanmak/kilo vermek/taklit etmek/malın piyasadan kalkması |
217 | take on | üstlenmek (sorumluluk) (assume) |
218 | take out | pull out diş çekmek/çöpü dışarı atmak |
219 | take over | take charge of devralmak |
220 | take to | istemek, arzulamak |
221 | take up (with) | hobi edinmek,yer zaman kaplamak |
222 | talk into | ikna etmek (persuade) |
223 | tear down | pull down knock down yıkmak, yerle bir etmek |
224 | tear out | defterden sayfa koparıp çıkarmak |
225 | tear up | yırtmak, parça pinçik etmek |
226 | think over | derin derin düşünmek |
227 | think up | think out dream up yeni bir şeyler düşünmek, akıl etmek |
228 | throw away | çöpe atmak |
229 | tip off | bilgilendirmek (inform) |
230 | touch on | point out değinmek, vurgulamak (emphasize) |
231 | try on | üzerinde denemek (elbise, ayakkabı vb) |
232 | try out | (metod, teknik, yol yordam vb) denemek |
233 | turn down | (1) (televizyon, radyo vb) sesini kısmak (2) geri çevirmek, reddetmek |
234 | turn off | kapatmak (çalışan bir makineyi/ışığı vb) |
235 | turn up | ses açmak/varmak, ulaşmak |
236 | use up | kullanıp tüketmek |
237 | wait on | birilerine hizmet etmek, servis yapmak |
238 | wake up | uyanmak, uyandırmak |
239 | walk out | bir şeyi/birisini protesto ederek bulunduğu yeri terk etmek |
240 | wave off | see off uğurlamak |
241 | wear away | aşınmak, yıpranmak |
242 | wear off | (toprağı vb) aşındırmak |
243 | wear somebody out | yormak, yıpratmak (tire out) |
244 | wear something out | eskitmek, yıpratmak |
245 | wipe down | wipe off (bezle, fırçayla vb) bir zemini temizlemek |
246 | work out | (1) zor bir durumun üstesinden gelmek (2) problem çözmek (3) hesaplamak |
- Sorhocam
- Tarım Ziraat Ders Notları
- Ziraat Fakültesi Ders Notları
- 0 dosya
- 0 resim
- 0 yorum