• notifications1
  • menü

Bugün : 19 Mart 2024 Salı

Azot ; Bitkilerin en fazla ihtiyaç duyduğu besin maddelerinden biri olan azot vejetatif gelişmeyi teşvik eder. Ancak tarım topraklarının genelinde yeterli miktarda azot bulunmadığından bitkilerde azot eksikliği görülür. Bu eksiklik bitki gelişiminin yavaşlamasına ve solgun sarı yeşil yapraklar oluşmasına neden olur. Azot bitki bünyesinde mobil bir elementtir.

 

Bu elementin noksanlık belirtileri yaşlı yapraklardan genç yapraklara doğru hareket etmekte olduğundan belirtiler önce yaşlı yapraklarda görülür ve bu yapraklar sararır. Gövde kısalır. Bitki ince ve zayıf bir gelişme gösterir. Genelde insanların çoğu “Azot azottur, en ekonomik olan azot hangisi ise onu kullanalım” şeklinde bir düşünceye sahiptir. Ancak tarımsal alanda yapılan araştırmalar azot tipleri arasında bir takım farklılıklar olduğunu göstermektedir.

 

Bitkiler azotu üç farklı formda alırlar;

  • Nitrat (NO3)
  • Amonyum (NH4)
  • Amin (NH2)


Azot toprağa uygulandıktan sonra iki reaksiyon gerçekleşir;

İlk reaksiyon enzimler tarafından hızlı bir şekilde gerçekleştirilir ve üre 24-36 saat içinde amonyuma dönüşür. İkinci reaksiyon ise bakteriyeldir ve hızlı bir şekilde gerçekleşir. Bitkinin bu azot formlarını kullanımı ise şöyle olmaktadır; Amonyum (NH4+) kökler tarafından alınır ve genellikle köklerde amine (NH2) dönüşür. Bunun olabilmesi için köklerde karbonhidrat bulunması gerekir. Kökler tarafından alınan her amonyumun amine dönmesi için karbonhidrata ihtiyaç vardır. Eğer karbonhidrat sınırlı miktarda ise amonyum bitki için toksik olacaktır. Bu bitkilerin neden amonyum ile sorun yaşadıklarını bize açıklamaktadır.

 

Nitrat formundaki azotta kökler tarafından alınır ama amine dönüştürülmeden yapraklara taşınır. Bu nedenle köklerdeki karbonhidratlardan çok yapraklardaki karbonhidratların kullanımına neden olur. Yapraklarda köklerden daha fazla karbonhidrat bulunmaktadır ve bu nedenle nitratın amine dönüşmesinde daha az sıkıntı yaşanır. Nitrat normalde bitki için toksik değildir.

 

Yaprak uygulamalarında uygulanan Amin azot formu ise zaten amindir. Yani bir dönüşüm için karbonhidrata ihtiyaç duymaz. Bu nedenle yaprak uygulamalarında kullanılan amin azotu bitki bünyesinde bulunan karbonhidrattan (enerji) çok az miktarda kullanır. Azot protein üretimi için önemli bir elementtir ve farklı azot formları protein üretiminde farklı miktarda karbonhidrat (enerji) kullanırlar. Bitkinin protein yapabilmesi için tüm azot formları amine dönüşmelidir.

 

Nitrat bu üretimde en fazla enerji kullanır. Amonyum daha az enerjiye ihtiyaç duyar. Amin ise hiç enerjiye kullanmaz. Eğer bitkideki azot fazla ise tohumların dolum zamanında bitki çok fazla karbonhidrat kullanacaktır. Buda tohum dolumu sırasında istenmemektedir.

 

Ayrıca amonyum ve nitrat formunda uygulanan azotun tamamı her zaman bitki tarafından alınamamaktadır. Amonyum formundaki azotun bir kısmı buharlaşmaktadır. Nitrat formundaki azot ise aşırı sulama ve su baskını gibi durumlarda Nitrite (NO2) dönüşmekte ve denitrifikasyon sonucu kayıplar oluşmaktadır.

 

Stres koşulları altındaki bitkinin azot ihtiyacının doğru bir azot formu ile karşılanması çok önemlidir. Bilindiği gibi bitki gelişimini kontrol eden hormonlar gelişmeyi teşvik edici (Sitokinin, oksin ve gibberellinler) ve gelişmeyi engelleyici (dorminler ve etilen) olarak iki grupta toplanırlar. Amin formunda uygulanan azot stres koşulları altındaki bitkinin sitokinin hormonu üretmesini teşvik eder ve bitkinin hormon dengesini bozmaz. Bunun sonucunda generatif büyüme ve saçak kök oluşumu artar. Boğum aralarını kısaltır daha çok çiçek gözü oluşmasını sağlar. Fazla miktarda amonyum kullanımı bitkide kalsiyum eksikliğine neden olabilir. Bu özellikle bahçe bitkileri için önemli bir problemdir. Eğer bitki azot ihtiyacını amonyum yada kolayca amonyuma dönüşebilen amin (üre) formu ile karşılıyorsa uygulama sırasında çözünür formda kalsiyum kullanılması tavsiye edilmektedir.



Kalsiyum hücre duvarları için önemli bir yapıtaşıdır. Hücre uzaması ve bölünmesiyle ilgilidir. Bu hücrelerin pH’sını, yapısal bütünlüğünü ve hücre zarının geçirgenliğini etkiler. Kalsiyumun bitki gelişmesi, canlılığı ve de tohum oluşumunda yararlı etkileri bulunur. Bir çok enzimin aktivitesine etki eder. Kalsiyum eksikliği görülen bitkilerin genç yaprak kenarları kıvrılır, yaprak ucu aşağıya doğru kıvrılarak deforme olur. Yapraklar düzensiz şekilli, kahverengi benekli olur. Sürgün ucu ölebilir. Kök sistemi zayıflar. Bir çok meyvede çiçek burnu çürüklüğüne neden olur. Depoda meyve çürüklüğünü arttırır. Şeker pancarında kalsiyum eksikliği uç yanıklığı, domateste çiçek burnu çürüklüğü, elma ve armutta mantarsı leke ve acı çürüklük olarak bilinen belirtilere neden olur. Bu nedenle hastalıklara karşı dayanıklılık için kalsiyum çok önemlidir.



Bazen kalkerli topraklarda bile bazı kalsiyum problemleri görülür çünkü buradaki kalsiyum kalsiyum karbonat formundadır. Bu form stres koşulları altında bitkinin ihtiyacını karşılayacak miktarda çözünmemektedir. Sulama suyunda ki çözünür kalsiyum ise genelde kalsiyum bi karbonat formundadır ve toprak kurumaya başladığı zaman çözünmez kalsiyum karbonat formuna döner ve bitki kalsiyumdan faydalanamaz. Böyle durumlar ile karşılaşmamak için toprağa çözünür kalsiyum uygulamak gerekir.

 

Ayrıca kalsiyum ile NO3 toprakta çözünmez CaNO3’e dönüştüğü için bu tip bir uygulama tavsiye edilmemektedir. Kalsiyum, amin azot etkisine destek olmakta, artan vejetatif gelişme sırasında hücre duvarlarını sağlamlaştırmakta ve bitkiye dayanıklılık kazandırmaktadır. Kalsiyum etki ve alınımını arttıran element ise bor’dur. Bor ayrıca protein sentezi ve amino asit oluşumunda da rol oynamaktadır. 



SONUÇ

Bitki ihtiyaç duyduğu besinlerini, ihtiyaç duyduğu miktarda aldığı sürece gelişimine devam eder. Yani bitkinin büyümesi besin elementlerinin alınımı ile sınırlandırılır. Ancak bu besin maddelerini bitkinin kolayca alabileceği bir formda vermek gereklidir.  Amin azot bitkinin azot ihtiyacını karşılamada doğru bir seçenektir. Buharlaşma ve yıkanma sonucu kaybolmayan amin azotun tamamı bitki tarafından alınabilmektedir. Diğer formların tersine bitki bu besini protein yapımında kullanırken enerji harcamamaktadır. Stres koşulları altında bile amin azot bitkinin sitokinin hormonu üretmesini, generatif büyümesini ve saçak kök oluşumunu teşvik eder. 



Gelişme döneminde amin azota eşlik edebilecek ve etkisini destekleyecek en uygun element kalsiyumdur. Kalsiyum hücre zarının yapısı ve geçirgenliği için önemli bir elementtir. Bitki gelişimine, tohum oluşumuna ve meyvenin raf ömrüne olumlu etkileri vardır. Bor ise bu elementin alınımını ve etkisini arttırır. Araştırma sonuçları kalsiyum ve azotun birlikte uygulanmasının patates verimi, kalitesi, depolanması ve hastalıklara karşı dayanıklılığını artırıldığını göstermiştir. 


Sonuç olarak vejetatif gelişim için bitkilerinize sürekli bir azot kaynağı, dayanıklılık için kalsiyum kaynağı, kalsiyumun alınması ve daha etkili olması için bor kaynağı sağlayarak sağlıklı bitkilere ve yüksek verime sahip olabilirsiniz.

KULLANICI GİRİŞİ

Üye Ol Şifremi Unuttum?

Sorhocam.com 2014 yılında Ziraat Mühendisi Arafa KARAÇELEBİ tarafından kurulmuş olup herkesin faydalanabilmesi için ücretsiz olarak hizmet vermektedir.

Yetiştiriciliği, tarımı, ürünleri, bitkisi, ağacı, çiçeği gübreleri, hastalığı zararı, zararlıları, mücadelesi, ilaçları aşısı, budaması, otu, faydaları, programı, önerileri, istekleri, tavsiyeleri, nedir, nelerdir, nasıl yapılır, özellikleri, kullanım alanları, takvimi, sınavı, sınavları, notları

Site Haritası - Rss Beslemesi