• notifications1
  • menü

Bugün : 19 Mart 2024 Salı

Akdeniz bölgesinin önemli hastalıklarından olan siyah damar çürüklüğü, lahana üretiminde önemli kayıplara neden oluyor. Hastalığa karşı önlem olarak sağlıklı tohum kullanımı gerekirken, mücadelede ise kültürel uygulamalar ve sanitasyon öne çıkıyor.

Lahana Siyah Damar Çürüklüğü Hastalığı

Xanthomonas campestris’in neden olduğu siyah damar çürüklüğü hastalığı lahana yetiştirilen pek çok ülkede bir sorundur ve lahanagillerin en önemli bakteriyel hastalığıdır. Lahanagillerin tümü (lahana, brokoli, karnabahar, karalahana, çin lahanası, brüksel lahanası, şalgam ve turp) hastalığa duyarlıdır. Ancak ekonomik olarak en fazla zararı lahana, brokoli ve karnabaharda yapar. Hastalık ilk kez ABD’nin Iowa eyaletinde 1895 yılında şalgamlarda tespit edildi. 1904 yılında hastalığın tohum kaynaklı olduğu, 1921 yılında ise patojenin tohumla taşındığı saptandı. 25-35oC sıcaklık ve yüzde 80-100 nem oranı, hastalık gelişimi için uygun koşullardır. Fakat patojen 10-18oC sıcaklıkta gelişmeye devam eder. Tropik ve subtropik alanlarda ve yağışlı dönemde ortaya çıkar. Patojenin tohum kökenli olmasından dolayı hastalık pek çok ülkeye tohumla bulaşmıştır.

 

Hastalığın ABD’nin pek çok eyaletinde, Asya ülkelerinde, Hindistan ve Afrika’da varlığı bilinmektedir. Ülkemizde varlığı uzun zamandır bilinmesine rağmen, 2004-2006 yılları arasında Akdeniz bölgesinde önemli bir hastalık patlamasının olduğu Mirik et al., (2008) tarafından bildirilmiştir.

 

Hastalık belirtileri konukçunun türüne, çeşidine, bitkinin yaşına ve çevre koşullarına göre değişiklik gösterir. Hastalık lahanaları fide dönemindeyken yakalamışsa yapraklar esmerleşir, solgunluk ve kuruma ortaya çıkar. Henüz fide döneminde olan bitkide tipik hastalık belirtileri oluşmadan fideler ölür. Hastalığın en karakteristik belirtisi yapraklarda ortaya çıkan V şeklindeki sararma ve kurumalardır. Gelişmiş bitkilerde hastalık brokoli ve brüksel lahanasında alt yapraklarda, lahanada ise dış yapraklarda başlar. Sarımtırak lekeler şeklinde meydana gelen lezyonlar genişleyerek damarlara ilerler ve bu lekelere rastlayan damarlar siyahlaşır.

 

İletim demetleri kahverengileştiğinden damarlar siyah görülür. Bitkilerin yaprak sapları veya gövdeleri enine kesildiğinde ksilem dokularının bulunduğu alanlarda siyah halka şeklinde hastalık belirtisini görmek mümkündür. İletim demetleri görevini yapamadığından yaprak beslenemez ve sararıp kurur. Bazen sararma görülmeksizin solgunluk ve damar siyahlaşmaları görülür. Tropikal alanlarda nekrotik lekeler güneş yanığı rengindedir. Patojen, bazı durumlarda lahanagillerin iç kısmına geçer ve buraları hastalandırır. Daha sonra sekonder mikroorganizma olarak, yumuşak çürüklüğe neden olan Pseudomonas ve Erwinia türlerinin saldırısına uğrayan bitkilerde yaş çürüklük meydana gelir. Hastalıklı bitkiler hasattan hemen önce veya sonra tamamen çürüyebilir ve etrafa pis bir koku yayar (Koike et al., 2007).

 

Yaşam döngüsü ve epidemiyolojisi

Bulaşık tohumlar, tamamen çürüyüp toprağa karışmamış bitki artıkları, hastalıklı yabancı otlar, tarlada zamansız kendi gelişen lahanagil bitkileri hastalığın ilk inokulum kaynaklarıdır. Patojen buralarda bir sonraki üretim zamanına kadar yaşamını devam ettirir. Bu etmen aylarca tohum yataklarında ve tohum üzerinde canlılığını muhafaza edebilir. İlk bulaşmalar hastalıklı tohumlardan olabileceği gibi tarla toprağından da olabilir. Her iki durumda da önce kotiledon yapraklar hastalığa yakalanır. Bakterinin üretim alanında yayılmasında, yağmur suyunun sıçraması, yağmurlama sulama, rüzgar ve böcekler son derece önemlidir. Büyümüş bitkilerde yaprak enfeksiyonu stoma ve daha çok hidadotlar yoluyla olur. Hidadotlar yaprak çevresinde bulunan ve bitkideki fazla suyun dışarı atıldığı doğal açıklıklardır.

 

Yağışlı günlerden sonra sabah saatlerinde yaprakların üstünde inci tanesi gibi toplanan su damlacıkları hidadot denilen doğal açıklıklardan dışarı çıkar. Geniş lahana yapraklarının enfeksiyonu genellikle bu deliklerden olmaktadır. Bu şekilde meydana gelen enfeksiyon sonucu bakteri hücreler arası boşluklarda çoğalarak ksileme geçmekte ve oraya yerleşmektedir. Daha sonra iletim demetleri yoluyla köke ulaşır ve orada iletim demetlerinin halkalarını siyahlaştırarak zarar verir. Bazen tohumdan başlayan sistemik enfeksiyonların ilk dönemlerinde bitkide dıştan hiçbir belirti görülmez. Ancak etmen bitki içinde yayılarak hastalığa neden olabilir. Bakteri ayrıca köklerde açılan yaralardan bitkiye giriş yapabilir ve sistemik olarak bitkide ilerler. Hastalık belirtilerinin ortaya çıkması için bakteri popülasyonunun belirli bir yoğunluğa ulaşması gerekir. Bunda da nemli ve ılık hava koşulları son derece etkilidir.

 

Hastalıkla mücadele

Hastalıkla mücadelede ilk adım sağlıklı tohum kullanımıdır. Tohum sadece hastalıksız, kuru iklime sahip bölgelerde yetiştirilen bitkilerden alınmalıdır. Tohuma hipoklorit, hidrojen peroksit veya sıcak su (20 dakika 50oC) uygulaması etkili yöntemlerdir. Ancak tohumdaki inokulumun tamamen yok olmasını sağlayamazlar. Tohumdaki patojeni tümüyle yok edecek herhangi bir yöntem yoktur.

 

Tohuma fiziksel bir uygulama yapıldıysa, tohumun çimlenme yeteneği vigor testleriyle belirlenmelidir. Hastalığın görüldüğü alanlarda en az 3 yıl ekim nöbeti yapılması önerilir. Patojen topraktaki bitki artıklarında yaşamını devam ettirdiğinden hasattan sonra bitki artıkları tarlada bırakılmamalı ve derin sürüm yapılmalıdır. Patojene konukçuluk eden çevredeki yabancı otlarla mücadele edilmelidir. Mücadelede kültürel önlemler, özellikle de sanitasyon çok önemlidir (Koike et al., 2007).  Prof. Dr. Yeşim Aysan

 

Yararlanılan Kaynaklar

Koike, S. T., Gladders, P., Paulus, A. O., 2007. Vegetable Diseases A Color Handbook. Academic Press. Boston & San Diego.

Mirik. M., Selcuk F., Aysan, Y., Sahin, F., 2008. First outbreak of bacterial black rot on cabbage, broccoli, and brussels sprouts caused by Xanthomonas campestris pv. campestris in the Mediterranean Region of Turkey. Plant Disease 92 (1): 176.

x
Bu konu hakkındaki sorularınızı ya da görüşlerinizi bu alana yazabilirsiniz!

(38548 kodunu soldaki kutucuğa yazın!)

Lahana Siyah Damar Çürüklüğü Hastalığı (Xanthomonas Campestris Pv. Campestris)

Lahana Siyah Damar Çürüklüğü Hastalığı (Xanthomonas Campestris Pv. Campestris)

Lahana Siyah Damar Çürüklüğü (Xanthomonas Campestris Pv. Campestris) LAHANA SİYAH DAMAR ÇÜRÜKLÜĞÜ HASTALIK BELİRTİLERİ Bitkiler fide döneminde iken enfekte olursa yaprak esmerleşir ve kurur. Olgun bitkilerde hastalık önce alt yapraklarda görülür. Yaprak lekeleri yaprağın kenarından başlar ve içeriye doğru V” şeklinde ilerleyerek ha...

Lahana Kök Uru Hastalığı (Plasmodiophora Brassicae)

Lahana Kök Uru Hastalığı (Plasmodiophora Brassicae)

Lahana Kök-uru Hastalığı (Plasmodiophora Brassicae) LAHANA KÖK-URU HASTALIK BELİRTİSİ Hastalıklı fideler sararır, solar ve kök boğazında küçük urlar teşekkül eder. eder. Tarlada hastalıklı bitkiler kolaylıkla tanınabilir. Hasta bitkiler solar ve baş bağlamaz. Geç enfeksiyonlarda bitkiler solgunluk belirtisi göstermediği halde bodur kalı...

Lahana Siyah Damar Çürüklüğü Hastalığı Hastalığı

Lahana Siyah Damar Çürüklüğü Hastalığı Hastalığı

Akdeniz bölgesinin önemli hastalıklarından olan siyah damar çürüklüğü, lahana üretiminde önemli kayıplara neden oluyor. Hastalığa karşı önlem olarak sağlıklı tohum kullanımı gerekirken, mücadelede ise kültürel uygulamalar ve sanitasyon öne çıkıyor. Xanthomonas campestris’in neden olduğu siyah damar çürüklüğü hastalığı lahana yetiştirile...

KULLANICI GİRİŞİ

Üye Ol Şifremi Unuttum?

Sorhocam.com 2014 yılında Ziraat Mühendisi Arafa KARAÇELEBİ tarafından kurulmuş olup herkesin faydalanabilmesi için ücretsiz olarak hizmet vermektedir.

Yetiştiriciliği, tarımı, ürünleri, bitkisi, ağacı, çiçeği gübreleri, hastalığı zararı, zararlıları, mücadelesi, ilaçları aşısı, budaması, otu, faydaları, programı, önerileri, istekleri, tavsiyeleri, nedir, nelerdir, nasıl yapılır, özellikleri, kullanım alanları, takvimi, sınavı, sınavları, notları

Site Haritası - Rss Beslemesi